Yaşlı adam elinde ki bastonu sert bir şekilde yere vurarak "Bu nasıl haberciliktir Yavuz" diye bağırdı."Babandan bunları mı öğrendin sen?"
Yavuz babasının bahsi geçince gerilerek "Musa amca" diyerek ayağa fırladı ama yaşlı adam elinin tek bir hareketi ile O'nu susturdu.
"Yazık...çok yazık....Baban zamanında ne haberler atladı sevdiklerinin canları yanmasın diye ama sen....O'nun kenarına bile düşememişsin.İyi ki bugünleri görmemişte sırtına bir de senin utancını yüklememiş"
"Ağır konuşuyorsun Musa amca.Haber haberdir ve ben ucu kime dokunursa dokunsun gerçekleri yazmak zorundayım"
"Ulan deyus sen ne zamandır magazin haberi yapıyorsun.Kendine gel karşında okul çocuğu yok senin.Sen yerel bir gazete çıkarıyorsun.Üretimi yaz , kuraklığı yaz haa illa ki satmıyorum magazin lazım diyorsan gerçekleri yaz"
"Benim yazdıklarım gerçekler zaten" dedi sabrının sonun da olduğunu belli eden bir sesle.
Musa dede işte o zaman yanında ki çantadan bir zarf çıkararak masanın üzerine attı.
"Hayır aslanım" dedi tükürürcesine "İşte gerçekler burada ve sen...kendi sonunu bile bile imzaladın"
Yavuz bir an tereddüt etse de uzanıp zarfı aldı ve içinde ki leri çıkartarak öylesine göz gezdirmeye başladı.Konu gittikçe ilginç olmaya başladığında ise çökercesine koltuğuna oturdu.Bu haberi yaparken büyük bir risk aldığının farkındaydı ama işler iyi gitmiyordu.Şimdi den yapılan satış göz önüne alındığında başlığın ne kadar can alıcı olduğunun da farkındaydı.Bölgenin en önemli insanı hakkında yapılan bir haberdi ve işin içine aşk meşk durumları eklenince ve de haberin kaynağı zengin ve bekar olunca tiraj patlaması yapmışlardı.
Elinde kileri masaya bıraktığında ne diyeceğini bilmiyordu.Ama yine de yaptığından pişman değildi.Ulusal basında görülmemiş bir şey değildi yaptığı ve hiçbir şekilde vicdan azabı duymuyordu.
"Yarın gereken yazıyı yayınlarım" dedi ama hala yaptığının sonuçlarının ne olduğunu göremiyordu.Kapının hızla açılması ile "Görmüyormusun görüşmem var" diye patladı ama avukat "Acil bir durum" diyerek önüne birkaç kağıt bıraktı.
Musa dede adamın odaya girdiğinde kendisine attığı bakıştan anlamıştı neler olduğunu ve oturduğu yerde iyice yerleşerek giderek kızarmaya başlayan Yavuz'a verdi tüm dikkatini.
"Ne o pek hoş şeyler değil sanırım"
Yavuz kağıdı okumaya devam ederken kızaran yüzü aynı hızla beyazlıyordu.Uluç hiç vakit kaybetmeden maddi ve mavevi hemde oldukça yüksek bedellerde tazminat davaları açmıştı.
"Anlaşma kapısı tamamen kapalı" diye fısıldadı avukat.
Musa dede gitme zamanı geldiğini düşünerek ayağa kalktı.
"Tek bir soracağım sana umarım bana dürüst bir şekilde cevap verirsin.Bu haberi yapmanı sağlayan kaynağın kim.Ya da kimler"
"Veremem Musa amca bunu isteme benden"
Birden telaşlanarak ayağa kalktı ve odayı arşınlamaya başladı.
"Yavuz bunu gizli saklı kalmayacağını biliyorsun değil mi?Yalan haber yaptın.Üstelik bunu Uluç'un sevdiği kadına yaptın.Bu bile bazı gerçekleri görmeni sağlayamıyor mu? Uluç ile karşılaşmak istemiyorsan gerçeği bana söyle ve sadece mahkeme ile uğraş.Yoksa yemin ederim Uluç...."
"Tamam , tamam söyleceğim" Kafasını kaldırıp avukatına çıkmasını işaret ettikten sonra yerine geri oturdu.İtirafçılardan birini rahatlıkla verebilirdi ama tesadüfen öğrendiği diğeri yaşlı adamı haddinden fazla sarsabilirdi.Diğer yandan da öğrenmemesinin haksızlık olduğunu düşünüyordu çünkü hala gelinleri olduğunu sanıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeni Bir Hayat
RomanceArdındaki demir kapının çıkardığı tok sesle yerinden sıçradı.Şaşkınlıkla etrafına baktı ve her şeyin ne kadar farklı olduğunu düşündü.Derin bir nefes alarak ne yapacağına karar vermeye çalıştı. Aslında günlerdir bunu düşünüyor ama bir yanıt bulamıyo...