7. Bölüm

30.2K 2K 21
                                    

Yeni bölümle geldim...


Sevgiler

Özlem A.

7. Bölüm

Sabahın ilk ışıkları ile birlikte vardılar Alanya'ya.Baharın kendini yeni yeni göstermesine rağmen güneş pırıl pırıl parlıyordu şimdide.İçinin ısındığını hissetti Mina elinde olmadan.İlk defa gözlerine ulaşan bir gülümseme kapladı yüzünü.Sonra birden durdu ve elinde olmadan gülmeye başladı.

"Hadi bakalım Mina.Atladın otobüse geldin.Şimdi nereye gideceksin"

Gerçektende zor bir soruydu bu ama Mina'nın pes etmeye niyeti yoktu.Yeni bir başlangıç yapmaya gelmişti ve de öylede yapacaktı.Ne kadar zor olacağı umurunda bile değildi.Sanki dokuz sene hiç yaşanmamış gibi sıfırdan başlayacaktı.

İleride ki servisleri fark ederek yürüdü ve merkeze giden servise bindi. Şoföre kendisini merkeze en yakın yerde bırakmasını söyleyerek önlerden bir yer oturdu.Yol boyunca merakla etrafına bakındı ve çok geçmeden masmavi denizi görünce içinin ferahladığını hissetti.

Gittikleri yol boyunca sağ tarafında deniz eşlik etti olanca güzelliği ile

Gerçektende eşsiz bir güzelliği vardı denizin ve bu mevsimde üstelik sabahın bu kadar erken saatinde kumsalda güneşlenen insanlar görmek oldukça şaşırttı Mina'yı.

Şoförün "Abla burası en merkez" demesiyle küçük çantasını eline alıp servisten indi.Biraz etrafına bakındıktan sonra az ileride ki çay bahçesine doğru yürümeye başladı.Çay bahçesinin köşesinde ki büfeden simit ve birkaç gazete aldıktan sonra denize en yakın yere oturdu.

Az sonra garsonun getirdiği çayını yudumlarken bir yandan da gazetedeki iş ilanlarına bakıyordu.Hepsinin sabıka kaydı isteyeceğini biliyordu elbette ama bir umut belki eski hükümlü kadrosundan girerim diye düşünmeden edemiyordu.

Açtığı yeni sayfanın ortasında kocaman puntolarla "Yatılı hemşire aranıyor" ilanını görünce içinin cız ettiğini hissetti.Heyecanla ilanın altında göz gezdirdi "Yetmiş beş yaşında her türlü ihtiyacını görebilecek kadar sağlıklı dedemiz için bakıcı arıyoruz.Hemşirelikten emekli olması tercih nedenidir........ " ve daha bir çok madde yazılıydı en alta ise gerekli koşullara sahip kişilerin baş vuracağı bir adres yazılıydı.Gazetenin o kısmını yırtarak cebine koyduktan sonra gereksiz yere umutlandığını düşündü ama kalbi hiç olmadığı kadar umutla atmıştı o ilanı görünce."Saçmalama" dedi kendini uyarırcasına "Ne diyeceksin onlara hemşireliğin ilk dönemini bile okuyamadan hapse girdim artık bununla idare edersiniz"

Kafasını iki yana sallarken elinde olmadan yeniden gülmeye başladı.Ama içten gülüşlerdi bunlar artık.Diğerleri gibi kontrolün kaybettiği için değil gerçekleri kabullenip bunlarla savaşmak için gerekli gördüğü gülümsemelerdi.

Saatin ilerlemesiyle birlikte şehrin caddelerini gezmeye karar verdi.Hem yürüyor hem de bundan sonra ne yapacağını düşünüyordu.Etrafında bir çok pansiyon olduğunu görünce bunlardan birinde kalabileceğini düşünerek sevindi.En büyük şansı daha ölü sezonda olmaları ve her yerin boş olmasıydı.Ayakları yorulana kadar gezdi yorulunca küçük bir kafede durarak mola verdi.Dinlenip yeniden yola koyulduğunda tek istediği akşam olmadan yatacak bir yer ve ne olursa olsun çalışacak bir iş bulmaktı....

.......................................

Nazan kahvaltı masasında oturmuş memnuniyetsiz gözlerle elinde ki gazeteye bakıyordu.

"Şuna bak yaa" dedi eliyle gazeteye vurarak "Gazeteye ilan vermiş.Olacak şey mi canım? Koskoca Sancak ailesi gazete yoluyla mı bakıcı bulacak.Yok mu bunları temin eden bir şirket falan.Aklı beş karış havada bir kadına böyle bir sorumluluk yüklenirse olacağı da budur işte"

Bahadır karısının kardeşine haksız yere yüklenmesini daha fazla kaldıramayarak "Dikkatli konuş Nazan" dedi neredeyse sesini ilk defa bu kadar yükselterek."Senin aklı beş karış havada dediğin kişi benim kız kardeşim ve o sorumluluklarını gayet iyi bilen bir anne.Ayrıca bu şekilde "hemşire" bulmak isteyende dedem Selin değil"

"Hemşire " kelimesini özellikle irdelemiş ve gelen kişinin alelade bir bakıcı olmayacağını Nazan'a belli etmek istemişti.Nazan'ın asılan yüzünden vermek istediği mesajı çok net verdiğini düşünerek kafasını yeniden tabağına çevirdi.

Selin yüzünden gereğinden fazla azar işittiğini düşünen Nazan sitem dolu bir sesle "Kardeşin için bana fazla yüklendiğini düşünmüyor musun Bahadır?" dedi

Bahadır kafasını kaldırarak karısının yüzüne baktı.Bir süre bekledikten sonra "Hayır" dedi kararlı bir şekilde."Senin O'nun la gereksiz bir mücadeleye girdiğini düşünüyorum"

Nazan elindeki çatalı sinirle masaya bırakarak "Ne demek gereksiz yere.Selin hanım geldiğinden beri her şeye müdahale ediyor.Burası benim......"

Bahadır sinirle ayağa kalkarken Nazan kocasının bakışlarından gereğinden fazla ileri gittiğini anladı ama artık çok geçti.

Bahadır öfke dolu bakışlarla "Senin ne Nazan.Evim mi diyeceksin.Haklısın burası senin evin ama senden önce Selin'in evi.O benim kardeşim ve bu evden gelin olup gitmesi bu evle ilişiğinin kesildiği anlamına gelmiyor.Ayrıca bu konuşmanın gittiği her hiç hoşuma gitmedi haberin olsun."

Nazan pişman bir şekilde "Bahadır...." dese de Bahadır çoktan salondan çıkmıştı bile.

Sinir içinde geri otururken güzel giden her şeyin bu derece tepetaklak olmasına küfür ediyordu.Selin'in evde ki varlığı her geçen gün sinirini bozarken herkesin korumacı bir şekilde O'nun üzerine düşmesi garip bir kıskançlığa sürüklüyordu O'nu.Ama Nazan bu sürüklenmenin kendi felaketini hazırladığını göremeyecek kadar kendine ve Bahadır'ın sevgisine güveniyordu.

Mina sıra sıra pansiyonların önünden geçerken rasgele birine girdi.Diğerlerine göre daha salaş bir hali vardı ve bu durum buranın daha ucuz olduğunu düşünmesine neden oldu.

Resepsiyondan oda fiyatlarını öğrendiğinde beklediğinin çok üzerinde bir fiyatla karşılaşınca yüzü asıldı.

"Çok pahallı ben bunu karşılayamam" dedi üzüntü ile.

Görevli kız kibarca gülümsedikten sonra eline bir kağıt verdi. "Bu az ileride ki bir apart otelin ismi.Onlar nispeten daha ucuzdur.Orada bir arkadaşım çalışıyor ismini yazdım.Yardımcı olur size" dedi kibar bir şekilde.

Mina kıza defalarca teşekkür ettikten sonra yanından ayrıldı.Sora sora elinde ki adrese geldiğinde buranın daha ucuz olduğunu umut etmekten başka bir çaresi yoktu.

Otelden içeri girince elinde ki kağıttan kızın ismine yeniden baktı.Resepsiyona yaklaşarak "Bilge hanımla görüşebilir miyim" dedi nazik bir şekilde.

Görevli gülümseyerek "Merhaba benim" dedi.

Mina kısaca derdini anlattıktan sonra oda fiyatlarını öğrendi.Aslında imkanından daha yüksekti ama en azından bu gece için yapacak başka bir şeyi yoktu.

"Yarım pansiyon hizmet veriyoruz.Yemek salonumuz aşağıda" dedi gerekli kayıt işlemlerini yaptıktan sonra"

Mina kızın içtenliğine güvenerek çekinerek de olsa "Ben iş arıyorum.Acaba bana uygun bildiğiniz bir iş var mı?" diye sordu.

Bilge daha kapıdan girer girmez kızın gözlerinde ki güvensizliği ve kırılganlığı fark etmişti.Gülümseyerek "Aslında tam da sezon öncesi belki patronlarla görüşürseniz size uygun bir iş çıkabilir" dedi.

Mina "Gerçekten mi" derken bir kese altın bulmuş gibi sevinçliydi.

"Elbette siz odanıza çıkıp dinlenin.Serhan bey bir saate kadar gelir o zaman görüşürsünüz kendisi ile "dedi

Mina kıza defalarca teşekkür ederek odasına çıktı.Odaya girer girmez gördüğü kocaman yatak ne kadar yorgun olduğunu anlamasına neden oldu.Üzerini bile çıkarmadan kendisini yatağa bıraktığında geleceğe dair yepyeni umutları vardı.....

=Mz

Yeni Bir HayatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin