Karşımdaki bir çift göz bana kızgınlıkla bakarken derin bir nefes alıp gözümün önündeki birkaç tutamı başımın arkasında attım. "Gerçekten çok özür dilerim, kapıyı tek elle kapatmak isterken dengede tutamadım kutuları. Tekrardan çok özür dilerim." dediğimde gözlerindeki kızgınlık hala geçmemişti. "Bir şey demeyecek misiniz? Gerçekten çok üzgünüm." derken sesim mırıltıya dönmüştü ilk günden komşuma rezil olmak moralimi bozmuştu birazcık. "Üzgün olmanız kirli kolilerinizin üzerime düştüğü gerçeğini değiştirmiyor küçük hanım." dediğinde gözlerimi kaçırdım. "Biliyorum ama siz de tahmin edersiniz ki nakliye araçlarının temizliğinden ben sorumlu değilim, araçta tozlanmışlar biraz e kolileri de nasılsa çöpe atacağım için tozunu alma ihtiyacı da hissetmedim." derken sesim hem biraz suçlayıcı çıkmış hem de üzgün çıkmıştı ama karşımdaki adam bununla pek ilgileniyor gibi görünmüyordu.
"Hem suçlusunuz hem güçlü küçük hanım. Susup oturmanız gereken yerde hala kendinizi açıklama derdindesiniz." dediğinde ufak bir gülümsemeyle bir adım atıp iki elimle omuzundaki tozları silkeleyip geri adım attım. "Gördüğünüz gibi abartılacak bir şey yok ceketinizde de kalıcı bir hasar söz konusu değil yani sorun çözüldü. İyi akşamlar." diyerek kolileri toplamaya başladığımda bana "Ukala." dediğini duymamla elimdeki kutuyla kalkıp hızla elimden attım. "Beyefendi özür diledim yetmedi açıklama yaptım o da yetmedi üzerinizde yaratmış olduğum pisliği temizledim. Siz benden hala ne istiyorsunuz?!" sesim o kadar yükselmişti ki Yağmur bile dışarıya çıkmıştı. "Su ne oluyor tatlım?" dediğinde elimle bir dakika yaparak susturdum. "Evet cevap bekliyorum sizden beyefendi benden ne istiyorsunuz? Size bana ukala deme hakkını kim veriyor?" karşımdaki adam sinir bozucu bir gülümsemeyle yüzüme bakarken bu sefer de merdivenlerin başında apartman görevlisi göründü. "Su kızım bir sorun mu var?" Hüseyin Abi bugün bütün gün adamların başında beklemiş, yemek yemediğimi görünce de eşine yemek yaptırıp bana getirmişti. Beni bir kızı gibi gördüğünü ne zaman yardımına ihtiyaç duyarsam onu çağırabileceğimi de söylemişti gerçekten iyi bir insandı sevmiştim onu.
"Koliler devrildi Hüseyin Abi ya!" dediğimde karşımdaki adam konuştu. "Yalnız araya girmem gerek, koliler benim üzerime devrildi Hüseyin abi." gülümseyerek Hüseyin Abi'ye dönüp "Evet abi koliler yanlışlıkla beyefendinin üzerine devrildi ama benim merak ettiğim bir şey var." dedikten sonra karşımdaki adama döndüm onun da merakla pırıldayan gözleri benim üzerimdeydi. "Kolilerden neden bu kadar korkuyorsunuz? Kötü bir anınız mı var?" Yağmur arkamda gülerken Hüseyin Abi de kendini gülmemek için zor tutuyordu. Karşımdaki adam birkaç adım atıp bana yaklaşırken Hüseyin Abi araya girdi. "Aman Umut Bey'im sakin olun daha bugün taşındı kızcağız buraya ufak tefek kazalar olur elbet." dediğinde sahte bir şekilde güldü adının Umut olduğunu öğrendiğim insan tanesi. "Kızcağız mı? Bundan olsa olsa püsküllü bela olur abi ama tamam! Senin hatırına susacağım." dedikten sonra dairesine gitti kapıyı açıp hızlıca çarptığında yerimde sıçradım .Hüseyin Abi'ye bakıp "Manyak herhalde." dediğimde güldü. "Zor bir gün geçirdi kesin yoksa pamuk gibi adamdır, hadi sen geç evine ben kolileri götürürüm." dediğinde teşekkür edip eve girerken Yağmur hala gülüyordu.
"Gülme Yağmur!" hırsla mutfağa girip su içtiğimde kahkahasını durdurabilmişti. "Biz ne yaşadık az önce yahu?" diye sorduğu sırada bardağımı tezgaha sert bir şekilde bıraktıktan sonra derin bir nefes aldım. "Adamın derdi ne anlamak mümkün değil! Tamam hata ben de ben bunu zaten kabul ediyorum, sen ne diye uzatıp insanın sinirlerini bozuyorsun yani?! Odun herif!" söylene söylene kendimi salona attığımda hala sinirliydim. "Yalnız adam odun falan ama maşallah boyu posu yerli yerinde baya da yakışıklı." Yağmur'un sesini duymamla yanımdaki yastığı ona fırlattım. "Bize ne yakışıklılığından Yağmur! Dış görünüş her şey değil gördüğün gibi!" gözümün önüne boyu ve yüzü gelince hızlıca kafamı sağa sola salladım. Düşünme o adamı Su sakın düşünme!
"Haklısın kuzum valla. Adamın dış görünüşüne bakarak bu kadar kaba biri olacağını tahmin etmek çok zor." bana hak veren aynı zamanda da çaktırmadan adamı öven arkadaşıma sahte bir gülümseme sunduktan sonra ayaklandım. "Hadi kalk bir çay içelim de geri kalan işleri halledelim akşam oldu artık." çaydan sonra mutfaktan çıktığımda Yağmur arkamdan gelirken ben banyodaki eşyalarımı düzene sokmaya başladım o da misafir odasının nevresimlerini dolaplara yerleştirmeye başladı. Umut'u düşünmemeye çalışsam da aklımın sürekli ona kaymasına engel olamıyordum .Kumral erkekleri her zaman ilgi çekici bulmuştum ama adama kumrallık ayrı bir yakışmıştı, boyum kısa değildi 170cm civarındaydı buna rağmen yanında kısa kalmıştım. Muhtemelen onun boyu 190 cm falandı uzun erkekleri severdim ama bunu düşünmemeye çalışıyordum. Adam seni ilk dakikadan deli etti Su saçmalama!
İşlerimi bitirdiğimde Yağmur'un yanına girdim o da birkaç şey dışında hepsini bitirmişti. "Sen olmasan ne yapardım bilmiyorum Yağmur çok teşekkür ederim." ellerindekileri yerleştirip gülümsedi. "Lafı bile olmaz arkadaşız biz." aklıma gelen fikirle nasıl teşekkür edeceğimi bulmuştum. "O zaman ben marketten dondurma alıp geliyorum." dondurmaya bayılırdı yaz kış ayırt etmeden her hafta yerdi beni de kendine benzetmeyi başarmıştı. "Canımsın hadi sen git ben de şunları halledeyim sonra bitiyor zaten. " dediğinde başımla onaylayarak yatak odama geçip hızlıca siyah bir tayt ile uzun bir tshirt giyip cüzdanımı da alarak evden çıktım. Kapının önünde ayakkabılarımı giydikten sonra gözüm Umut'un kapısına kaysa da kendimi hemen toparlayarak merdivenlerden aşağıya indim. Market evime yakındı ama yine de nerede neyin olduğunu öğrenmek istediğim için bir iki sokağa girerek yolu uzattım, daha sonra sevdiğimiz dondurmalardan alıp eve geldiğimde anahtarımı almadığım aklıma geldi. Zile bastığım sırada binadan çıkanlar olduğu için Yağmur'un açmasını beklemeden içeri girdim.
Evimin bulunduğu kata yine merdivenlerden çıktığımda bu sefer de birine çarpmamla günlük kotamı daha ne kadar zorlayacağımı düşünmeye başlamıştım, kafamı kaldırdığımda karşımda gördüklerimle ufak çaplı bir şok yaşadım. "Berk?" aynı şaşkınlık onda da vardı."Su? Sen bu binaya mı taşındın?" derken aynı zamanda da indiği bir merdiveni geri çıkıp geçmem için yer vermişti, arkasında da Umut vardı. "Evet bugün taşındım da senin ne işin var burada?" gözlerim arkasındaki Umut'a kaydı. "Abim de burada oturuyor. Tanıştırayım hatta Umut Alsancak." Umut o sırada Berk'in yanına geçti, gülümseyerek "Biz zaten küçük hanımla tanışıyoruz değil mi Su Hanım." derken aynı zamanda da elini uzatmıştı. "Evet tanışıyoruz ama iki medeni insan gibi tokalaşamamışık." diyerek lafımı soktuğumda gülümsemesi büyüdü. "Haklısınız siz o sıra kolilerinizi üzerime devirmekle meşguldünüz." evet ben de ne zaman yüzüme vurulur diye bekliyordum gecikmeden lafını söyledi. "Su hadi içeri." diyen Yağmur'un ne zaman dışarı çıktığını bilmesem de karşımdakine herife cevap vermeden kafamı sağa sola sallayarak eve girdiğimde, Berk'in Yağmur'la konuşmaya çalıştığını duysam da müdahale etmedim. Bunun onun yapması gerekiyordu, mutfağa geçtiğimde ise konuşulanları duyabiliyordum. "Berk gerçekten sürekli senin sorunların mı var zannediyorsun? Neden bu arkadaşlıkta değer veren tek kişi benmişim gibi hissediyorum?"
"Yağmur sana böyle hissettirdiğimi bilmiyordum özür dilerim ama sen de hiç bana sorunlarım var demedin ki ben nereden bilebilirdim?" diyen Berk'e o görmese de gözlerimi devirdim kızla bir kere doğru düzgün sohbeti olsa sorunlarından haberdar olurdu elbette. "Bir kere bile nasıl olduğumu sormadığın için sorumlarımdan haberin olmaması gayet normal Berk ama benden bu kadar. Ben daha fazla seninle arkadaşlığıma devam etmek istemiyorum. İyi akşamlar." dedikten sonra kapıyı kapattığında dondurmaları tabağa koymayı bitirmiştim. Mutfak kapısından göründüğünde ufak bir tebessümle dondurmayı uzatıp nasıl hissettiğini sordum. "Yüklerimden kurtulmuş gibi." böyle hissetmesine sevinmiştim daha kötü olacağını düşünüyordum ama bunu ona söylemedim. "Dondurmanı yediğinde daha da iyi hissedeceğine eminim." söylediğim şeye gülerek salona yöneldiğinde onu takip ettim. "Demek Berk, Umut'un kardeşiymiş vay be." diye mırıldandığında güldüm. "Ben o kadar şaşırmadım ikisi de aynı odunluğa sahip."
Yağmur'un telefonu çaldığında "Ata arıyor." diyerek telefonu açtı. "Efendim canım, Su'yun yanındayım, tamam ben ona sorar sana dönerim görüşürüz." telefonu heyecanla bıraktığında altından bir şey çıkacağı belliydi. "Ata sahildeki kafedeymiş bizi de çağırıyor gidelim mi?" saate baktığımda ona geldiğini gördüm. "Tamam hadi hazırlanalım gidelim." sabah erken kalkacak olsam da bir saatten zarar gelmezdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalbimin Komşusu
RomanceHem komşum hem iş arkadaşımdı... Bir de... Kalbimin sahibiydi... Eski ismiyle Komşu, yeni kitap olarak yayında..