Koltukta oturmuş telefonumla ilgilenirken Ata'dan yeni mesaj gelmesiyle gerildim, arkama baktığımda Umut'u görmediğim için rahatlayıp mesajı açtım. "Yıllarca peşinden koştum senin bir kere bile umursamadın beni! Söylesene Su bende olmayan ne var o adamda? Niye beni değil de onu tercih ettin!" mesajı moralimi bozarken Umut'un yüzünü omzumun üzerinde hissettim, başımı hafif yan çevirip ona bakarken gerildiğini yüzünden anlamıştım. "Bu çocuk, kafede Yağmur'la birlikte oturduğunuz çocuk mu?" sert çıkan sesiyle Ata'ya içimden saydırmaya başlasam da dışımdan sadece başımı sallamakla yetindim, sinirli olduğunun farkındaydım ama O belli etmemek için çaba harcadığı için bir şey demedim. "Sadece arkadaşın olduğunu düşünmüştüm." diyerek duruşunu dikleştirip yüzünü sıvazladığında telaşla ayaklandım. "Öyle zaten Umut o benim sadece arkadaşım!"
Söylediklerime duygudan yoksun bir şekilde gülümsedikten sonra bana döndü. "Sana aşık olan arkadaşın! Sana olan bakışlarını beğenmediğimi söylediğim arkadaşın!" dedikten sonra ellerini beline koyup, gözlerini yumdu. Sakinleşmek için derin nefesler aldığının farkındaydım. "Bu benim suçum değil Umut! Ayrıca aramızda bir şey olamayacağının da farkında!" dediğimde sinirlenmeye başlamıştım. Mesajda açık açık ona yüz vermediğimi söylemişti, Umut'un beni suçlamasını sindiremiyordum ,gözlerini açtığında bakışlarındaki sinir beni korkutmuştu. "Hala bir umudu varmış ama baksana! Ben de olup onda olmayan ne varmış?!" dedikten sonra sonuna sessizce küfür serpiştirdiğinde duymamazlıktan geldim, yanına yaklaşıp ellerini tuttuğumda alnımı göğsüne yasladım. Sakinleşmesini istiyordum, kavga etmek bizi yıpratmaktan başka bir işe yaramazdı. "Umut benim için önemli olan tek şey sensin, benden şüphe etme yalvarırım." aklında bir soru işareti kalsın istemiyordum, benim böyle şeylerden hoşlanan biri olduğumu düşünmesi beni bitirirdi. Ata'yı hayatımdan çıkarmaktan başka çarem kalmamıştı, onun yüzünden sevdiğim adamla aramı bozamazdım. Ata benim arkadaşım olabilirdi ama sabahki mesajının ardından tekrardan mesaj atıp haddini aştığı an benim için bitmişti.
Umut yüzümü ellerinin arasına aldığında gözlerime şefkatle baktı. "Senden şüphe etmiyorum güzelim asla da etmem. Gözlerine baktığımda kalbini görüyormuşum gibi hissediyorken, senden nasıl şüphe edebilirim ki? Yine de o adamın senin yakınlarında olmasına tahammül edebileceğimi zannetmiyorum Su." Onu anlıyordum, aynı durumda olsam daha kötü tepkiler verebileceğimi biliyordum. "Merak etme yarın okulda onunla konuşacağım artık etrafımızda olmayacak." gülümseyerek alnımdan öptüğünde gözlerimi kapatıp ona sıkıca sarıldım .Yanında huzur bulduğum adam Umuttu, onun üzülmemesi için her şeyi yapmaya hazırdım ama bunu yaparken asla kendimden ödün vermezdim. Eğer Ata'nın bu davranışı olmasaydı hayatımda kalmaya devam edebilirdi. Sırf birisi istiyor diye kimseyi hayatımdan çıkarmazdım ama böyle bir durumda Umut sonuna kadar haklıydı. Ata zaten hayatımdan çıkacağı için itiraz etmeden isteğini kabul etmiştim. "Beni kırmadığın için teşekkür ederim güzelim, emin ol böyle bir şeyi senden istediğim için ben de çok memnun değilim." dediğinde hislerinde samimi olduğundan emindim, ondan ayrıldıktan sonra ellerim belini sararken gözlerine bakarak konuştum. "Biliyorum hayatım, ben de biri istediği için hayatımdaki herhangi bir insanı çıkaracak değilim ama Ata bunu hak etti." dediğimde gülümseyerek burnumun ucunu öptü. "Başka birini çıkarmanı istemeyeceğim merak etme."
Koluna hafifçe vurduğumda belimi bıraktı. "Hadi film izleyelim." dediğinde istemsizce dudaklarımı büzdüm. "Canım hiç istemiyor desem kızar mısın?" sorumla gözleri dudaklarımı buldu, belimden kendine çekti. "Ne yapmak istersin?" diye fısıldayarak dudaklarıma yaklaştığında aynı şekilde yaklaştım. Dudağımı öptüğünde karşılık vermemle kollarım ensesinde birleşti, beni hiç zorlanmadan kucağına aldığında bacaklarımı beline sardım. Öpüşümüz hararetlenirken sırtımın koltuğa yaslandığını hissettim. Dudakları nefes almak için dudaklarımdan ayrıldığında kendine boynumda yer buldu. "Umut..." fısıldamam kulaklarımda yankılanırken dudaklarımız tekrardan buluştu, nefessiz kalana kadar birbirimizi öptüğümüzde, dudaklarımız ayrılsa da yüzlerimiz arasına mesafe girmedi, Umut alnını alnıma yaslarken göğüsüm onun göğsüne değiyordu. "Beni bitiriyorsun Su." diye mırıldandığında gülümsedim aynı şeyi hissetmemiz güzeldi. "Hislerimiz karşılıklı Umut Bey." dediğimde alnıma bir öpücük kondurup üzerimden kalktığında, koltuktaki oturuşumu düzelttim, yanıma oturup beni kollarının arasına aldı. "Mertlerden sonra biz de nişanlanalım bence." duyduklarımla şaşkınlıkla ona baktım. "Umut sen ciddi misin?" dediğimde burnumu öptü. "Evet ciddiyim." ciddi olmamalıydı. Daha ilişkimizi ailelerimize bile söylememişken ciddi falan olamazdı. "Saçmalama hayatım bizim için daha erken." dediğimde bundan memnun olmadığı her halinden belliydi.
"Ben Mert gibi sabırlı bir adam değilim güzelim, çok uzun süre bekleyemem." söylediklerine gülümsedim. "Çok uzun bir süre olmasa da beklemek zorundasınız beyefendi hem benim daha okulum var, iş yerinde memnun etmem gereken patronum var. Öyle kolay değil yani o işler." dediğimde tek kaşını kaldırdı. "Memnun etmeniz gereken patronunuzu kafanıza takmaya gerek yok bence Su Hanım." alayla söylediği şeye güldüm. "Olsun memnun olmazsa yükselmem zor olur." dediğimde biraz düşündü. "Yükselmeni kolaylaştıracak muhteşem bir yol biliyorum." ciddi çıkan ses tonuyla ben de ciddileştim. "Öyle mi? Neymiş o?" dudağının kenarıyla gülümseyip yüzüme yaklaştı. "Patronunun soyadını almak, sence de muhteşem değil mi?" oyununu bozmamak için gülümsememi bastırdım. "Peki iş yerindekiler ilişkimizi dahi bilmeden soyadımı değiştirmem biraz tuhaf olmaz mı?" dediğimde düşünüp duruşunu dikleştirdi. "Yarın herkese ilişkimizi söylüyoruz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalbimin Komşusu
RomanceHem komşum hem iş arkadaşımdı... Bir de... Kalbimin sahibiydi... Eski ismiyle Komşu, yeni kitap olarak yayında..