-7-

17K 767 91
                                    

Eve gelip telefonumu şarja taktıktan sonra, hızlı bir duş alıp bir şeyler atıştırdım ardından da koltuğuma uzanıp bir şeyler izlerken zil çaldı. Yağmur geleceğini söylemediği için o şıkkı hemen eledim, kapıyı açtığımda karşımda Berk'i görmeyi beklemiyordum. "Merhaba Su, nasılsın?" benimle konuştuğu için pek mutlu görünmese de onu kapıma kadar getiren şeyin ne olduğunu fazlasıyla merak ediyordum. "İyiyim Berk sen nasılsın?" içeri çağırmak gibi bir düşüncem yoktu çünkü iyi anlaşabilen arkadaşlar değildik, zorunda olmadıkça birbirimizle konuşmazdık. "İyiyim sağ ol ben, Yağmur'u merak etmiştim de aradım açmıyor, belki senin haberin vardır diye geldim." Yağmur'un sözünde durması beni mutlu etmişti ama Berk'in onun için çabalayacağını hiç düşünmemiştim. "Açmıyorsa konuşmak istemediği içindir Berk, zorlama istersen." sesim suçlayıcı değildi, oldukça yumuşak bir tonda konuşmuştum. Berk'i her ne kadar sevmesem de bunu Yağmur'a borçluydum. "Anladım neyse ben seni rahatsız ettim. İyi akşamlar." diyerek arkasını dönüp Umut'un evine yöneldiğinde "İyi akşamlar." diyerek kapıyı kapattım.

Yağmur'a mesaj atıp akşam bana gelmesini, gelirken de hamburger almasını istedim. Hem şirkette olanları hem de Berk'in kapıya gelmesini onunla konuşmam gerekiyordu. Yağmur'un yarım saat içerisinde geleceğini bildiren mesajını okuduktan sonra yarın giyeceğim kıyafetleri hazırladım, ardından ders notlarımı kontrol ettiğimde Yağmur yarım saatten daha kısa süre de kapıyı çalmıştı. "Geldim, bekle!" diye bağırdıktan sonra kapıya yürürken, zili sökmek ister gibi çalmamasına sevinmiştim. "Hayret zile nazik davrandın." diyerek kapıyı açtığımda karşımda Umut'u görmeyi beklemiyordum. "Umut, bir şey mi oldu?" derken yaşadığım şaşkınlık sesime yansıdı. "Yok hayır sadece sağ salim evine geldiğini görmek istedim." kaşlarım hayretle kalkarken gülümsedi, o an içimde bir şeylerin hareketlendiğini hissettim. "Ne desem bilemedim, teşekkür ederim." dediğimde neye teşekkür ettiğimi bilmiyordum. "Şirketten çıktıktan sonra seni bırakmayı teklif etmediğim için pişman oldum." elleri cebindeyken konuşması oldukça karizmatik bir görüntü yaratıyordu ve kalbim buna ne kadar dayanabilir gerçekten bilmiyordum. "Sorun değil, arabam var zaten onunla gidip geliyorum."

Cebindeki elinden birini ensesine götürüp saçlarını kaşırken, mutsuz bir şekilde konuştu. "Seni işe getirip götürme hayalim yıkıldı desene." sözleriyle hem şaşkınlık hem de mutluluğu aynı anda yaşıyordum, ufakta bir merakım vardı tabii ki. "Neden böyle bir hayal kurduğunuzu anlayamadım." dedim yaşadığım karmaşayı açıklamak istercesine, sesimin heyecanlı çıkmaması için büyük bir çaba sarf ediyordum. "Seni daha yakından tanımak istediğim için böyle bir hayal kurdum." dedikten sonra bir adım daha yaklaştı. "Sende bir şey var Su, ne olduğunu çözmeye çalışıyorum." söylediklerinden hiçbir şey anlamamıştım bunu ona da söyledim. "Anlamadım?" tokamdan kurtulan bir tutamı kulağımın arkasına sıkıştırırken, nefesimi tuttuğumu fark ettim. "Birlikte anlayacağız merak etme." dedikten sonra benden uzaklaştığında çaktırmadan nefes aldım. "Hadi gir içeri yoksa eve giremeyeceğim." dediğinde gülümseyerek "Yarın görüşürüz." diyerek kapıyı kapattığımda hızla arkama yaslandım .Kalbim yerinden çıkacak gibi atıyordu bu kadar etkilenmem normal miydi bilmiyordum ama delirecek gibiydim. Onunda benden farklı olmadığını hissediyordum ve bu his çok güzeldi.

Tam salona gidecekken çalan zille bu sefer gelenin Yağmur olduğuna emindim, kapıyı hızla açtığımda tahminimde yanılmadığımı anladım." Ağzımız kulaklarımızda hayırdır inşallah." O söyleyene kadar güldüğümün farkında bile değildim, içeri girip kapıyı kapattığı gibi boynuna atladım. "Yağmur ben galiba çok mutluyum." söylediklerime güldü. "Galiba değil gerçekten mutlusun güzelim ama ayrıl da ne olduğunu anlat, meraktan çatlayacağım." dediğinde sarılmamızı sonlandırdım. "Tamam geç içeri yemekleri tabaklara koyup geliyorum hemen." Mutfağa geçip hızlı bir şekilde yemekleri tabaklara koyarken ellerim titriyordu, bu kadar heyecanlanmam normal bir şey miydi emin değildim. "Al bakalım." diyerek tabağını uzattığımda hemen yanına oturdum. Yağmur çoktan sehpa çıkarmıştı, yemeğimi sehpanın üzerine bıraktığımda ayaklarımı toplayıp konuştum. "Yağmur bugün o kadar çok şey oldu ki hangisinden başlamam gerektiğini bilmiyorum."

Yağmur benim bu halimle dalga geçtikten sonra "En başından başla." dediğinde bütün olup biteni tek nefeste anlattım, araya Berk girdiğinde biraz gerilse de daha sonra Umut'un söyledikleriyle toparlamıştı. "Tatlım yeni ilişkin hayırlı olsun." diye bir yorum yaptığında koluna vurdum. "Dalga geçmesene Yağmur ya!" Umut'la bir ilişkiye başlamak nasıl olurdu bilmesem de güzel hissettireceği kesindi ama henüz bir şey söylemek için çok erkendi. "Tamam tamam Umut'un seni korumasına sevindim canım ama Arzu sence bundan sonra rahat durur mu?" söylediklerini ben de düşünmüştüm ve durmayacağından emindim. "Sanmıyorum, hem Melek'te bana iyice bilendiğini söyledi zaten ama Arzu kafaya takacağım en son insan bile olamaz onu halledebilirim." dediğimde Yağmur da rahatlamıştı. "Umut'un evin önünde söylediklerine bakarsak sana karşı ilgi duymaya başlamış Su." bunun ben de farkındaydım ama kafamda hala oturmayan bir şeyler vardı. "İyi de daha dün tanıştık Yağmur hem de kavga kıyametle bu kadar çabuk etkilenmesi sence de normal mi?"

"Eee ne demişler bebeğim? En büyük aşklar nefretle başlar." gözlerimi devirmekle yetindiğimde yeteri kadar benden konuştuğumuza kanaat getirdim. "Berk'in seni bana sormasına ne diyorsun?" gülen yüzü solduğunda sorduğum soru için pişman olsam da artık çok geçti. Ne düşündüğünü, ne hissettiğini merak ediyordum. "Artık her istediğinde ona akıl verecek biri kalmadığı için son çırpınışları bunlar takılmaya değmez." dediğinde konuyu kapattım sonuçta o Berk'i benden daha iyi tanıyordu. "Peki Kemal'le konuştun mu hiç?" kolasından bir yudum alırken başıyla onayladı beni. "Evet ilk defa ona farklı bir gözle baktım ve benimle ilgili ne kadar çok şey bildiğini fark ettim." anlamamazlığa gelmek en mantıklısı gibi görünüyordu şu an. "Nasıl yani?" diye sordum. "Çayı kaç şekerli içtiğimden tut, en sevdiğim renge kadar her şeyi biliyor Su. Bakışları o kadar derin ki! Ben bu zamana kadar, gözümün önünde bana aşkla bakan adamı nasıl bu kadar üzdüm gerçekten bilmiyorum."

"En azından artık farkındasın Yağmur zararın neresinden dönersen kardır." dediğimde beni onayladı. "Bütün günü birlikte geçirdik artık mesajlaşmaya da başladık ve ben uzun zamandır bu kadar iyi hissetmediğimi Kemal sayesinde fark ediyorum." arkadaşım için mutluydum Berk yüzünden oldukça üzülmüştü Kemal ona iyi gelecekti. "Senin için seviniyorum Yağmur, Kemal iyi biri." gülümsemekle yetindi. "Ben buraları toparlayayım sen de istersen bir duşa gir ,sabah okula buradan gideriz." dediğimde gülümsemesi büyüdü. "Sen dünyanın en güzel arkadaşısın." o banyoya giderken ben de etrafı toparladım yarın işe gidene kadar heyecanımı nasıl kontrol altında tutacağımı gerçekten bilmiyordum.

Kalbimin KomşusuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin