Umut sol elini ensesine götürüp kaşırken, bakışlarıyla Alin'i öldürebilirdi. "Cevap vermeyecek misin?" diye ısrar ettiğimde "Önemsiz biri." demekle yetinirken onun aksine önemli biri olduğunu düşünüyordum ."Umut'un eski sevgilisi." diyen Mert'in sesi bile Umut'a olan bakışlarımı döndürmeme yetmedi ."Anlatmak ister misin?" diye sorduğumda Alin araya girerek ilgimi çekmeyi başardı. "Umut'un üniversite dönemindeki sevgilisi Su, Umut ona aşık olmasa da Kayra takıntılı denecek şekilde aşıktı." anladığımı belirtmek amacıyla başımı salladığımda tek merak ettiğim bu konunun neden açıldığıydı, sormak için ağzımı açtığımda Alin konuştu. "Babası bizimkilerin aile dostu olduğu için nişana onlarda gelecek şimdiden bilmen iyi olur diye söyledim." bütün keyfim kaçmıştı. "Anladım." diyerek zoraki gülümsediğimde Umut elimi sıkıca tuttu. "Ben sana sonra anlatacağım." cevap vermedim. Madem nişana geleceklerdi bunu bana daha önce söylemeliydi, ben bunu sevgilimin kuzeninin müstakbel nişanlısından öğrenmemeliydim!
Eski sevgilileri yüzünden onu suçlayacak değildim, sadece ortada yaşanmış büyük bir aşk varsa bunu bilmek isterdim. Özellikle de bu aşk böyle davetlerde karşılaşma ihtimali olan biriyle gerçekleştiyse. "Asma yüzünü Su, söylediğime pişman etme beni." diyen Alin'e gülümsedim içten olmadığını anlasa da üstelemedi. "Senden değil Umut'tan öğrenmeliydi Alin, her şeye karışmaman gerektiğini öğren artık." diyen Mert 'in sevgilisine kızgın olduğunu söylememe gerek yoktu. "Sorun yok birden duymak canımı sıktı hepsi bu." dediğimde Umut ayaklandı. "Gidiyoruz." elimden tutup beni kaldırırken diğer eline de çantamı aldığında Alin'lere veda etme fırsatı vermeden yürümeye başladı. "Umut ayıp oldu onlara bir vedalaşsaydık önce!" desem de beni umursamadı. Arabanın yanına geldiğimizde beni arabayla kendisi arasına sıkıştırdı. "Sana asla yalan söylemem bunu biliyorsun değil mi güzelim?" masadaki sert sesine karşılık şu an oldukça yumuşak bir tonda konuşuyordu. "Biliyorum." diye mırıldandığımda nefesini dudaklarımda hissettim. "O güzel gülümsemen solarsa ortalığı yakarım Su, o yüzden kafanda dönen soruları bana sor, kendine eziyet etme." beni benden iyi tanıyordu.
"Burada mı sormamı istersin?" dediğimde başını salladı, bana bu kadar yakınken mantığımı toplamak ,nefes almak oldukça zordu. Bakışlarım dudakları ve gözleri arasında dolaşırken onunda benden bir farkı yoktu. "Alin üniversitede birlikte olduğunuzu söyledi ne kadar sürdü?" diyerek başladığımda sesimin titremesini önemsemedim. "Üç yıl." derin bir nefes alıp diğer soruma geçtim. "Peki neden ayrıldınız?" eli saçlarımı okşarken gözlerime bakarak cevap verdiğinde onunda gözlerinin koyulaştığını gördüm. "Beni boğduğu için." boğmaktan kastı neydi tam olarak, hangi hareketini sevmiyordu bilmiyordum ama şu an o kadar önemli olmadığının da farkındaydım. Son soruma geçmeyi tercih ettim o yüzden. "Peki çok mu seviyordun?" Umut'un elleri yanaklarımı bulurken yüzünü hafifte olsa geri çekerek gözlerime baktı. "Seni sevdiğim kadar değil. Sana olan sevgimi, sakın başka kişilerle kıyaslamaya kalkma Su. Sevgimi küçümsemene asla izin vermem!" asla öyle bir niyetim yoktu, bunu sormakta ki amacım sadece kalbinde ona dair bir yara olup olmadığını anlamak içindi. Üzerime böyle titrerken, gözlerimin içine bakarken parlayan gözlerinden sonra asla sevgisini sorgulamazdım. Umut'un sözlerinden sonra boyuna sıkıca sarıldım. "Özür dilerim niyetim bu değildi." dediğimde belimi sıkıca sardı. "Biliyorum güzelim."
Bir süre birbirimize sarıldıktan sonra Umut, dudaklarıma kısa bir buse kondurup etrafına bakındı. "Kahvaltıya geri dönmek mi eve gidip birlikte vakit geçirmek mi?" dediğinde ikincisi daha cazip geliyordu. "Eve gitmeyi tercih ediyorum, kaçır beni!" Umut beni kendine sıkıca bastırdığında "Büyük bir zevkle." diyerek arabasının kapısını açtı. Arabaya bindiğimde aklım Kayra'nın nasıl biri olduğundaydı, nişana kesinlikle en güzel halimle gidip Umut'un artık kime ait olduğunu göstermeliydim. Umut arabayı eve sürerken telefonumu çıkarıp sosyal medya hesabıma girdim, arama yerine direkt Umut'un ismini yazıp profiline girerken takip ettiği insan sayısı sayılı olduğunda takipçiler kısmına girdim. Kayra'nın ismini yazdığımda onun hala sevgilimi takip ettiğini görmek sinirlerimi bozsa da sesimi çıkarmadım. Fotoğraflarının çoğu profesyoneller tarafından çekilmişti ve bir manken kadar güzeldi. Sarışın, mavi gözlü uzun bacak boyu olan alımlı biriydi elimde olmadan kıskançlık damarlarımda gezerken "Seni, ona asla değişmem." diyen sevgilimle yakalandığımı anladım. Bu durumdan rahatsız olurken mahcup bir şekilde "Nasıl biri olduğunu merak ettim, güzelmiş." dedim.
"Senin kadar değil." dediğinde gözlerimi devirdim. "Yapma Umut kız resmen manken gibi!" bunu sevgilime söylemek ne kadar mantıklıydı emin değildim ama kendimi tutamamıştım. "Sen bir de kendini benim gözümden gör." susmayı tercih ettim, onunla inatlaşarak elimde olmadan Kayra'yı övmek istemiyordum. Durduk yere adamın aklını karıştırmanın bir anlamı yoktu. Umut elimi tuttuğunda, diğer elimle de sıkıca kavradım elini yanımda oturan adam benimdi ,bana aitti o yüzden aramızdaki gereksiz kıskançlığa gerek yoktu. Yolun kalanını sessizlik içerisinde geçirirken binaya girdiğimizde Umut'u benim evime yönlendirdim. "Kahve ister misin?" mutfağa geçtiğimde onaylayan mırıltılarını duydum. Mutfakta kahveleri hazırlarken telefonuma gelen mesajla irkildim. Merhaba Su ben Alin, numaranı Mertten aldım. Keyfini kaçırdığım için özür dilerim amacım bu değildi sadece uyarmak istemiştim. Sağdan soldan Kayra'nın bizim nişanımızı fırsat olarak gördüğünü duyuyorum, dikkatli ol. Alin'in uyarı dolu mesajı sinirlerimi bozarken bundan Umut'a bahsetmeme kararı aldım, Alin'in numarasını kaydettikten sonra hızlıca cevap yazdım. Özür dilenecek bir şey yok Alin, aksine sen doğru olanı yaptın. Senin yerinde ben olsam ben de aynısını yapardım. Ayrıca uyarman iyi oldu erkekler bu tarz konuları önemsemez de ileride bize sorun yaratabilirdi, uyarını dikkate alacağım.
Kahveleri doldurup içeri geçtiğimde Umut'un telefonuyla oynadığını gördüm. "Ne yapıyorsun hayatım?" diyerek yanına oturduğumda kahvesini ona uzattım, elimden aldığı kahveyi sehpaya koyarken aynısını benim kahvem içinde yaptı. "Fotoğraf çekileceğiz, gel buraya." beni kendine çektiğinde şaşırmıştım bunu beklemiyordum. "O nereden çıktı şimdi?" dediğimde kamerayı açmıştı. "Sosyal medyaya koyacağım, herkes haddini bilir böylece." sinirli ses tonundan anladığım kadarıyla muhtemelen, Alin'in beni uyardığı gibi Mert'te kuzenini uyarmıştı. "Tamam dediğin gibi olsun." diyerek poz verdim, doğru düzgün çekildiğimiz birkaç pozdan sonra Umut başını saçlarıma gömdü. Onun bu haline gülerken telefondan gelen sesle onun bu anı ölümsüzleştirdiğini anladım, çekildiğimiz son poz bu oldu. "Seni seviyorum." dediğinde yanağını öptüm. "Seni çok seviyorum." çekildiğimiz fotoğraflara bakarken en beğendiğimiz Umut'un son çektiği poz olmuştu. Umut fotoğrafı yüklerken kahvemden bir yudum aldım birkaç saniye sonra telefonuma gelen bildirimle, fotoğrafımıza yeniden bakma isteğiyle doldum. Hayatıma hoş geldin. yazarak paylaştığı poza şimdiden beğeni yağmaya başlamıştı. "Hoş buldum." diyerek sevgilimin beline sarılıp, göğsüne yaslandım. Yaşadığım huzur o kadar anlamlıydı ki Kayra'nın adı bile kalmamıştı aklımda.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalbimin Komşusu
RomanceHem komşum hem iş arkadaşımdı... Bir de... Kalbimin sahibiydi... Eski ismiyle Komşu, yeni kitap olarak yayında..