-15-

14.6K 622 35
                                    

Sabah uyandığımda hala akşamın etkisindeydim, Umut'un tek bir kelimesi bile beni mutlu edip hayaller alemine geçiş yapmamı sağlıyordu. İlk başlarda bu durumu garipsemiş olsam da zamanla alışmıştım, hoşuma gitmiyor desem yalan olurdu. Telefonumu elime aldığımda dün olduğu gibi yine günaydın mesajımı almıştım, istemsizce gülümserken mesajına cevap verip yataktan kalktım. Bugün fazlasıyla işim vardı, evi komple temizlemem ve yemek yapmam gerekiyordu. Ev temizdi ama yeniden temizlemezsem kendimi asla rahat hissetmezdim bu yüzden hızlıca bir şeyler yiyip işe koyulmalıydım, elimi yüzümü yıkayıp mutfağa geçip kendime tost ve çay hazırladım.

Telefonumun melodisi yatak odamdan yükselirken içtiğim çayı bırakıp odama yöneldim, arayan Yağmur'du. "Efendim tatlım." uykulu sesiyle mırıldandı ."Günaydın bebeğim, yardım etmemi istediğin bir konu var mı?" sözlerine sesli bir şekilde gülümsedim." Emin misin? Kibarlık olsun diye sormuyorsun değil mi?" dediğimde anında itiraz etti. "Saçmalama Su gerçekten yardımcı olmak istiyorum." mutfağa dönüp çayımı aldım ve salona geçtim. "O zaman hemen o yataktan kalkıp kahvaltını yapıyorsun ve temizliğe yardım ediyorsun." arkadan gelen seslerle söylediklerimi yapmaya başladığını anladım, bazen kendimi onun annesi gibi hissediyordum. Ne desem anında, itiraz etmeden yapıyordu. "Tamam kalktım ama ben gelene kadar hiçbir şeye elini sürme zaten evin temiz, birlikte yarım saatte hallederiz." dediğinde onu onayladım vedalaşarak telefonu kapattığımızda sosyal medya hesaplarımı kontrol ettim. Umut'un beni takip ettiğini fark ettiğimde ben de hemen takip edip profiline girdim, takipçi sayısının binlerde olduğunu gördüğümde küçük bir şok yaşadım.

Sevgilimin bu kadar insan tarafından takip edilmesi önce gururumu okşadı, sonra takip edenlerin çoğunun kadın olduğunu gördüğümde kıskançlık duygusunun bedenime yayıldığını hissettim. Fotoğrafları kusursuzken altında ki yorumlar gayet kusurluydu, hepsi açıkça Umut'a yürüyordu! Akşam çaktırmadan bu konuya değinmeyi aklımın bir köşesine not edip telefonu sehpanın üzerine bıraktım, moralim bozulmuştu. Umut'un onlara bakmayacağını biliyordum ama elimde değildi, açık açık sevgilimden hoşlandığını belirten kadınlara karşı nefret doluydum.

Tahminen bir saat sonra Yağmur geldiğinde öncelikle birer kahve içtik. "Senin moralin mi bozuk?" diyen arkadaşıma sinirli bir şekilde gülümseyerek cevap verdim. "Umut Bey'in sosyal medya hesabına baktım, binli sayılarda takipçisi var ve çoğu kadın!" Yağmur bu halime gülerken daha da sinirlenmiştim bence hiç komik değildi. "Ne gülüyorsun Yağmur ya?!" tadım kaçtığı için kahvemi içmeyi bıraktım. "Tatlım ne olmuş yani takipçi sayısının çoğu kadınsa? Adam seni seviyor, gerisinin bir önemi var mı?" söylediklerinde haklıydı ama elimde değildi. "Fotoğraflarının altına ondan hoşlandıklarını yazmışlar ama." diye mırıldandığımda daha fazla güldü. "Umut cevap vermiş mi peki?" sorusuyla tek kaşımı kaldırdım. "Sence cevap vermiş olsa ben burada sakince oturur muyum?" oturmazdım. Gider madem onlara cevap verecektin benimle niye sevgili oldun diye hesap sorardım. "O zaman o kadınların yazdıklarının ne önemi var? Adam umursamamış, yetmemiş bir de sana aşık olmuş bence altında bir şeyler arayıp boş yere huzurunu kaçırma." haklıydı. "Akşam konuyu buraya getirme diyorsun yani."

"Tabii ki de getirme Su! Daha dün bir bugün iki böyle saçma şeyler yüzünden kavga mı etmek istiyorsun? Bu sen değilsin kendine gel!" diyerek ayaklandığında şaşkınlık içinde ona baktım. Normalde böyle şeylere o benden daha fazla takılırdı ama resmen şu an beni suçluyordu! "Sanki sen takılmıyorsun." diye mırıldandığımda salondan çıkmadan arkasını döndü. "Artık takılmıyorum Su çünkü bu sadece kendimi yıpratmamı sağlıyor. Kemal'e güveniyorum, beni üzecek bir şey yapmaz en azından bu konu da yapmaz." Kemal, Yağmur'u çok uzun süredir bekliyordu o yüzden Yağmur ondan ne kadar eminse ben de en az onun kadar emindim. "Umarım Umut'ta onun gibi davranır." dediğimde gülümsedi. "Bu akşamı onu anlamak için düzenliyoruz ya zaten hadi bir an önce işe koyulalım." düşüncelerimi bir kenara bırakıp Yağmur'un arkasından ilerledim, temizliğe bir yerden başlamak gerekiyordu.

Bir saat sonra temizliği bitirdiğimizde mutfağa geçtik, Yağmur yemek konusunda oldukça başarısız olduğu için ona salata yapma ve malzeme yıkama görevini vermiştim. Yemekleri yaparken ilk defa yapıyormuş gibi heyecanlıydım, Yağmur ve Kemal'i daha önce ağırlamıştım ama Umut ilk defa gelecekti beğenmesini çok istiyordum. "Ben bu yemek yapmayı nasıl öğreneceğim ya?!" diye sızlanan arkadaşıma döndüm. "İçinde istek yok ki Yağmur yoksa zor bir şey değil." dediğimde ofladı. "Kursa mı gitsem acaba?" bu hallerine gülümseyip elimdeki işi bırakmadan ona döndüm. "Tatlım kursa gitmek yerine beni izlesen daha kolay olmaz mı senin için? Gel buraya nasıl yaptığıma bak daha yeni başlıyorum zaten." hevesle malzemeleri kesmeyi bırakıp yanıma geldiğinde yemeği yapmaya başladım, bir yandan nasıl olması gerektiğini nedenleriyle söylüyor bir yandan da yemeği yapıyordum. İki buçuk saat sonra mutfaktaki işlerimiz bittiğinde Yağmur yorgunluk kahvesi yaptı. "Yemek yapmak basitmiş aslında yarın ben de yapmayı deneyeceğim." dediğinde gülümsedim, mantığını kavramıştı yapabileceğinden şüphem yoktu.

Kahveleri içtikten sonra mutfağı son bir kez daha topladım, Yağmur hazırlanmak için eve giderken ben de duşa girdikten sonra hazırlanmaya başladım. Evde olacağımız için kıyafet işini abartmadım kot ve tshirt kombininden sonra saçlarımı tepeden toplayarak at kuyruğu yaptım. Makyaj olarakta tek kat rimel sürüp dudak nemlendiricimle dudaklarımı renklendirip salona geçtim, hızlı bir şekilde sofrayı kurduğumda kapı çaldı. Umut'u ellerinde bir buket gülle gördüğümde gülümsememe engel olamadım. "Hoş geldin, geçsene." Elindeki buketi bana uzattığında teşekkür ederek aldım, alnıma bir öpücük kondurup "Hoş buldum güzelim." diyerek içeri geçtiğinde çiçeklerle birlikte onu takip ettim. "Sofra çok güzel görünüyor." koltuğa oturduğunda çiçekleri sehpanın üzerine bırakıp yanına oturdum, beni kollarının arasına çektiğinle beline sarıldım. "Umarım yemeklerimi beğenirsiniz Umut Bey." dediğimde güldü. "Senin ellerinden çıkan bir şeyi beğenmemem mümkün mü?" söyledikleri hoşuma gitse de diretmeye devam ettim. "Valla orasını bilemiyorum yemekten sonra öğreneceğiz."

Umut söylediklerime gülerken çalan zille yerimden kalktım, Kemal ve Yağmur'un birlikte geldiğini gördüğümde sevincimi saklamadım. Çok tatlı bir çift olmuşlardı. "Hoş geldiniz." diyerek kenara çekildiğimde içeri girdiler. "Hoş bulduk, tatlı benden olsun demiştim Yağmur'a, umarım beni dinlemişsinizdir." Kemal'in söyledikleriyle elindeki poşete uzandım. "Dinledik merak etme ama zahmet ettin ben hallederdim." dediğimde gözlerini devirdi. "Ne zahmeti Su yabancıyız sanki!" Kemal söylenerek salona girerken Yağmur bana kısaca sarıldı. "Geldi mi enişte bey?" diye fısıldadığında başımı salladım. "İçeride oturuyor, geç hadi sen de." elimdeki tatlı poşetini hızlıca mutfak masasına bıraktıktan sonra salona geçtiğimde Yağmur ve Umut'un tanışma aşamasında olduklarını gördüm. "Kemal'le tanıştın sanırım." diyerek içeri girdiğimde gözler bana döndü, Umut'un yanına ilerlediğimde kolunu belime sardı. "Tanıştık güzelim." Yağmur bize mutlulukla bakarken utanmıştım, gözlerimi Kemal'e çevirdiğimde o da bize gülümseyerek bakıyordu. "Hadi siz masaya geçin ben de yemekleri getireyim." diyerek ortamdaki tuhaf havayı dağıtıp salondan kaçtığımda Yağmur'un peşimden geldiğinin farkındaydım. "Su çok yakışıyorsunuz! Allah'ım Umut'la Su inşallah evlenirler, amin!" onun duasına sessizce amin derken bunun olmasını içtenlikle istemiş olmama kendim bile şaşırmıştım.

Kalbimin KomşusuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin