-6-

18.4K 766 59
                                    

Umut'un sert sesi, Arzu'nun sesini kısarken Umut iki adımla yanımıza gelip beni kendi yanına çekti. "Size insanlardan istediğiniz gibi hesap sorabileceğinizi kim düşündürdü? Özellikle de benim asistanımdan hesap soracağınızı nereden çıkardınız?" sert ve yüksek sesi ben dahil herkesin susmasını sağlamışken, diğerleri odadan çıkmaya bile cesaret edemiyordu. Arzu öfkeli gözlerini benden Umut'a yönlendirdiğinde konuştu. "Bir soru sordum ve cevap istedim, bağırmak istememiştim özür dilerim." Umut'un sözlerini çok yanlış anladığı aşikardı çünkü Umut hesap sormasına takılmıştı, bağırmasına değil. "Doğru bir de bağırmıştınız değil mi? Aynı soruyu bana da sorun!" Gözlerim şaşkınlıkla açılırken Umut'a bakıyordum. Odada ki diğer kızlar da benim gibi şaşırmış, herkes bize kitlenmişti. "Yemeğe Su ile mi çıktınız Umut Bey?"

Arzu'nun cesareti karşısında şaşkınlığımı yaşarken daha büyük şaşkınlık Umut cephesinden gelmişti. "Evet Su ile çıktım. Sizi bu kadar ilgilendiren şey nedir tam olarak?" Arzu böyle bir cevap beklemediği için bocalarken, ben Umut'un koluna dokundum. Arzu'ya bakarken ateş olan gözleri bana döndüğünde anında yumuşamıştı, bu durum içimde anlamlandıramadığım şeylere yol açıyordu. "Umut Bey, Arzu Hanım'ın belli ki bugün sinirleri bozuk onu boş versekte siz ne için geldiğinizi söyleseniz?" tek istediğim konunun bir an önce kapanmasıydı. "Arzu Hanım bizden özür dilediğinde söyleyeceğim Su." inatla bana ismimle hitap edip Arzu'ya hanım diyordu ve bu karşımızdaki kadını daha da delirtiyordu. "Sizden özür dilerim, sonuçta patronumsunuz nereye gittiğinizi sormak haddim değil." dedikten sonra durdu bakışlarını bana yönlendirip devam etti. "Ama Su'dan özür dilemek zorunda değilim, iş arkadaşıyız sonuçta merak ettik." dediğinde yapmacık bir şekilde güldüm.

"Ondan da özür dileyin konu kapansın Arzu Hanım .İş arkadaşı olmanız ona hesap sorabileceğiniz anlamına gelmiyor." diyen Umut'a hak vermemek elde değildi. Bence de benden özür dilemesi gerekiyordu ama bunu yaparsa daha çok bileneceğinin de farkındaydım. Tam konuşacağım sırada Umut buna engel oldu. "Bütün gün sizi bekleyemeyiz Arzu Hanım hadi." Arzu'nun omuzları yenilmişliğin verdiği çaresizlikle düşerken önce Umut'tan sonra da benden özür diledi. "Özür dilerim Su." Umut zafer kazanmış bir şekilde gülümserken odada ki diğer kızlara döndü. "Bir daha aynı saygısızlığa şahit olursam veya duyarsam sonuçları ağır olur, bir özürle kurtulamazsınız haberiniz olsun." kızlar hızlıca kafalarını sallarken bu sefer ki hedefi bendim. "Sen de odama gel hemen!" odadan hızla çıkarken onu takip ettim üst kattaki odasına girdiğimizde kapıyı kapatır kapatmaz konuştum. "Bunu yapmanıza gerek yoktu Umut Bey ben halledebilirdim."

"Kısa yoldan hallettim." umursamaz tavrı tırnaklarımı avucuma geçirmeme sebep oldu. "Şimdi her şey daha kötü olacak, beni koruduğunuz için aramızda bir şeyler var zannedecekler ve daha çok saldıracaklar. Siz karışmasaydınız ben onların susmasını sağlayabilirdim." haklıydım ve geri adım atmaya niyetim yoktu, onun yüzünden sorunlarım katlanarak büyüyecekti. "Bir daha olacağını sanmıyorum ama olursa da dediğin gibi olsun, karışmayacağım." dediğinde derin bir nefes alıp masama geçtim ve yine dosyalara gömüldüm ara sıra gözlerim Umut'a kaysa da o başını bir kere bile dosyadan kaldırmamıştı. "Ben kahve alacağım siz bir şey ister misiniz?" dedim gerginlikten kurtulmak için sebepsiz bir şekilde onunla çalışmak beni geriyordu. "Olur sade içerim." bir şey demeden stajyer odasına indiğimde Melek içerideydi. "Ne yaptın da adamı bu kadar etkiledin merak ediyorum Su?" gülümsedim ve kahve makinesini çalıştırdım. "Hiçbir şey yapmadım, Arzu olanları hak etti desem inanacak mısın?"

Kalçamı masaya yasladığımda kollarımı birbirine bağlayarak Melek'e bakmayı sürdürdüm. "Sana hesap sorması biraz saygısızcaydı kabul ediyorum ama Umut Bey'in seni koruma biçimi normal değildi, Arzu sana fena bilendi dikkat et." bunun farkındaydım elinde olsa bir kaşık su da boğardı beni. Melek arada patavatsız olsa da iyi kızdı o yüzden onu terslemek içimde gelmiyordu. "Tahmin edebiliyorum, Umut Bey'e de olay karışmasının yanlış olduğunu anlattım ama o kısa yoldan hallettim gözüyle bakıyor." makineden gelen sesten sonra kahveleri bardaklara doldururken Melek konuştu. "Evet halletti ama şimdilik, bu Arzu'yu sadece bir süre tutar benim aklıma takılan Umut Bey'in seni nasıl bu kadar çabuk benimsediği?" aklındaki şüpheler saçma boyuta ulaşmasın diye umursamaz bir şekilde "Çünkü kapı komşum, dün taşındığım binada oturuyor burada görünce oldukça şaşırdım." dedim ve onun bir şey demesini beklemeden ekledim. "Kahveler soğumasın sonra konuşuruz." üst kata çıkıp bardağı Umut Bey'in masasına koyduktan sonra aklıma gelen şeyle masama ilerlemeden duraksadım. "Umut Bey yarın sabahtan dersim var bilginiz olsun."

"Kahve için teşekkür ederim, kaç gibi biter dersin?" sorusuyla yarın okuldan sonra bir işim olup olmadığını düşünüp ondan sonra cevap verdim. "Rica ederim öğlen on iki gibi biter, yemek yer gelirim hemen. Eğer ek bir ders olursa da Ayda Hanım'a haber veririm o size iletir." tek kaşını kaldırıp konuştu. "Neden direkt olarak bana değil de ona haber veriyorsun?" buna takılmasını beni güldürmüştü fark etmediği detayı beklemeden söyledim. "Çünkü bende numaranız yok." kaldırdığı tek kaşını indirirken o da gülümsedi. "Tamam sen bana numaranı söyle çaldırırım kaydedersin, asistan avukatımla arama başkalarının girmesini istemiyorum." dediğinde isteğini yapıp numaramı söyledim telefonum çaldığında da meşgule atıp rehbere kaydettim. Av. Umut Alsancak

O beni nasıl kaydetti diye merak etsem de soramayacağım için susup, işimi yapmaya devam ederken bütün dosyaları bitirdim. Saat akşam dörde geliyordu ve ben bitik durumdaydım. "Umut Bey ben işlerimi bitirdim, yapmamı istediğiniz başka bir şey var mı?" diye sordum son bir gayretle ama vücudum isyan bayrağını çekmek üzereydi. "Yok hayır sen çıkabilirsin dün bütün gün taşınmayla uğraştın zaten yorgunsundur." dediğinde minnetle gülümsedim bu kadar ince düşünmesi hoşuma gitmişti. "Teşekkür ederim, iyi akşamlar o zaman." diyerek bilgisayarımı kapattıktan sonra çantamı almaya indim, odada kimsenin olmamasına sevinerek çıktığımda girişte bekleyen Ayda'yı gördüm. "Görüşürüz Ay çıkıyorum ben." diyerek vedalaştıktan sonra asansöre yönelip hızla şirketten ayrıldım.

Kalbimin KomşusuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin