Uyandığımda ilk işim telefonu elime alıp saate bakmak oldu, 13.00 olduğunu gördüğümde ufak çaplı bir şok yaşadım. "Tamam uykum vardı da bu kadarı bana bile fazla!" diyerek yataktan kalktığımda önce elimi yüzümü yıkadım daha sonra telefonumdaki bildirimleri okudum. Yağmur bir saat önce mesaj atmış ,eve girmek üzereyken Umut'a yakalandığını orada olduğunu belirtmişti. Üzerimi inceleyip idare eder olduğuma kanaat getirdiğimde hızlıca anahtarımı alıp karşı daireye gittim. Umut kapıyı açıp beni gördüğünde gülümsedi. "Hoş geldin güzelim, geç." diyerek bana yol verdiğinde salonda oturan arkadaşımla karşılaştım. "Yağmur senin burada ne işin var?" diyerek içeri girdiğimde ayaklandı.
"Tam anahtarını kullanarak içeri gireceğim sırada eniştem kapıyı açıp, uyuduğunu ve seni rahatsız etmememi söyledi ben de buraya gelip seni bekledim." dediğinde gözlerimi ovuşturdum hala kendime gelebilmiş değildim. "Tamam bize geçelim hadi." dedikten sonra sevgilime döndüm. "Teşekkür ederim hayatım." Yağmur eve girseydi ilk işi beni uyandırmak olurdu, saat uyanmam için yeterli olsa da uykumu alamadığım için muhtemelen huysuz biri olurdum. "Kahvaltı yapsaydın, açsındır." dediğinde Yağmur'a göz ucuyla baktım, elinde çantasıyla ayakta durmuş vereceğim kararı bekliyordu. "Yok hayatım evde yapalım hem dedikodu yaparız biraz başın ağrımasın." dedikten sonra yanağına öpücük kondurdum. "Sonra görüşürüz. Yağmur hadi gidelim." Umut'un yanından geçip eve yöneldiğimde Yağmur hemen dibimde bitti. "Neler oldu çok merak ediyorum senin aramanı bekleyemedim!" dediğinde güldüm her zaman meraklı olduğu için bu haline alışmıştım.
Eve girdiğimizde telefonumun çaldığını duymamla Yağmur'a dönüp. "Çay suyu koy, geliyorum." deyip odama yöneldim. "Efendim Alaz." diyerek telefonu açtığımda oldukça şaşkındım uzun zamandır beni aramıyordu. "Üç saat sonra İstanbul'dayım ve sende kalmaya karar verdim, beni almaya gelirsin." cümleleri sıralayıp telefonu kapattığında bir süre dediklerini anlayamadım. "Kötü bir haber mi Su? Kimmiş arayan?" diyen Yağmur'la kendime gelip heyecanlandım. "Alaz geliyormuş, üç saat sonra onu almamı emredip telefonu kapattı!" dediğimde gülümsediğini gördüm. Alaz benim liseden arkadaşımdı, lise bittikten sonra da hiç ayrılmamıştık. Üniversite için o İzmir'e giderken benim İstanbul'a gelmem, her zaman görüşmemizi engellese de birkaç ayda bir birbirimize gider kalırdık, Yağmur'la ilk geldiği gün tanışmıştı ikisinin de iyi anlaşıyor olması benim için büyük şanstı. "Bana niye haber vermedi? Gelsin gösteririm ben ona." dediğinde tekrardan Alaz'ı aradım. "Açmıyor deli çocuk! Sende kalmaya karar verdim dedi kapattı insan daha detaylı konuşur ya!"
"Birlikte gidelim karşılamaya ama sen istersen önce bir Umut'a haber ver, Alaz sende kalacak madem bilsin." dediğinde haklı olduğunu biliyordum. Birden kapıyı çalsa ve Alaz açsa yaşanacak karmaşıklığı düşünmek bile istemiyordum. "Doğru söylüyorsun sana zahmet sofrayı kursan ben de iki dakika olup biteni anlatsam olur mu?" dediğimde beni onayladı. "Tamam git hadi kuruyorum sofrayı beş dakikaya." dediğinde hızlıca karşı dairenin önüne gelip zile bastım. "Güzelim, bir şey mi oldu?" Umut'u kolundan tutarak içeri sokup kapıyı kapattım. "Sevgilim beni biraz önce liseden arkadaşım aradı, üç saat sonra İstanbul'da olacakmış gidip onu almamı istedi. Bende kalacakmış biz de Yağmur'la havaalanına gideceğiz haber vereyim." dediğimde henüz önemli yere gelmediğimin o da farkındaydı. "Pekala ismi ne?" derken tek kaşının havalanması beni biraz geriyordu. "Alaz." yüz ifadesi git gide sertleşirken sessizce vereceği tepkiyi bekledim. "Ben kalması için bir otel ayarlarım." dediğinde kaşlarım çatıldı. "Bende kalacak dedim Umut, duymadın sanırım."
Ellerini kemer hizasında beline koyup başını yukarıya kaldırıp gözlerini yumdu. Derin bir nefes alarak başını yavaşça aşağıya indirdiğinde sinirlendiğini görebiliyordum. "Tamam o halde ben de kalsın." bulduğu çözüme sinirlenmiştim. "Neden ben de değil de başka bir yerde kalıyor?" derken sesimin tonu oldukça yüksekti. "Çünkü ben elin adamının sevgilimin evinde kalmasını istemiyorum." sözlerine yapmacık bir şekilde gülümsedim. "O zaman sana üzüleceğin bir haber vereyim sevgilim." dedim son kelimeye bastırarak. "Elin adamı dediğin kişiyle biz oldukça yakınız ve birkaç ayda bir ya o ben de kalır ya da ben onda kalırım. Senin anlayacağın bu ilk değil sonda olmayacak. Eve geldiğinde birden karşılaşırsan şaşırma diye sana haber vermeye geldim, izin istemeye değil!" sinirlenmiştim. Sevgili olabilirdik ama yıllardır tanıdığım birinin nerede kalacağına da karar veremezdi. Evden çıkmak için kapıyı açtığım an arkamdan gelerek kapıyı kapattı, bedenim kapıyla onun arasında kalırken ona dönmedim. "Kıskanıyorum." dişlerinin arasından konuştuğunun farkında olsam da ona dönmedim, eğer şimdi taviz verirsem bu konuda daha fazla tartışacağımızdan emindim. "Kıskanmanı gerektirecek bir durum olsaydı bende kalmasına izin vermezdim."
Ses tonum onunki kadar sertti. Bana yaklaştığını hissettiğinde duruşumu dikleştirdim, dokunuşlarıyla aklımı karıştırmasına izin vermeye niyetim yoktu. Tek eli hala kapıdayken diğeri belimi sardı. "Bahsettiğin kalmalar benden öncesi Su, artık ben varım ve bunu istemiyorum." dediğinde dudağım kıvrıldı. "Ben de eski sevgilinle aynı ortamda bulunmak istemiyordum ama bulundum. Üstelik gelip seninle konuşma çabalarını izledim, emin ol o daha kötüydü. Alaz benim eski sevgilim değil, arkadaşım. Ailemin bildiği bir insan, onu tanımadan yargılamanı istemiyorum." derin bir nefes alıp sakinleşmeye çalıştığını hissettim. "Bakmayacak mısın bana?" dediğinde omzumu silktim. Bakmayacaktım. "Tamam tanışalım bakalım." diyerek pes ettiğinde gülümsedim ama belli etmedim. "Tamam akşam yemeğine bize gelirsin, izninle Yağmur evde beni bekliyor." dediğimde bir eli kapıdan diğeri belimden çekildiğinde hızlıca evden ayrılıp dairemin önüne geçerek zile bastım, Yağmur kapıyı açıp içeri girmem için çekildiğinde kendimi eve atıp derin bir nefes aldım. "Savaştan çıkmış gibisin." diyen arkadaşımı başımla onayladım.
"Alaz ben de kalmasın diye saçma sapan tekliflerle geldi, sinirlenip Kayra Hanım'ı hatırlattım ona." diyerek mutfağa geçtiğimde Yağmur şaşkın bir şekilde peşimden geliyordu. "Kızım eski sevgilisini niye katıyorsun olaya? Başka bir çözüm yolu bulamadın mı?" hazırladığı sofraya oturup çayımdan bir yudum aldıktan sonra konuştum. "Başka çare bırakmadı ki! Yok otelde kalsın yok ben de kalsın diye saçma sapan çözümler üretmeye başladı. Ben onun eski sevgilisine katlanırken bu kadar sorun çıkarmadım, ayrıca hatırlatırım daha Alin'in kına gecesi ve düğünü var yani iki kere daha göreceğim Kayra'yı!" düşündükçe sinirleniyordum. Geçmişi yüzünden Umut'u yargılamaya hakkım yoktu, benden önce ilişkileri olması gayet doğaldı ama o kadınla karşılaşmak sinirlenmeme sebep oluyordu.
"Hiç tanımadığı bir adamı evine almak istemesi baya tuhaf olmuş. Peki sen Kayra'dan bahsedince ne dedi?" haklı olduğumu bilen arkadaşım akıllılık edip bu konunun üzerinde daha fazla durmadı. "Akşam tanışacak, tanışmadan önyargılı olma dedim kabul etti. Tanıştıktan sonra tepkisi ne olur bilemiyorum." dediğimde sessiz kalarak kahvaltısını yapmaya başladı. Umut'un, Alaz'a kötü davranacağını düşünmüyordum, sadece biraz mesafeli duracağından emindim ama Alaz'ı tanıdıkça seveceğinden şüphem yoktu. "Bir saat sonra çıkalım evden beyefendi bekletilmeyi sevmez biliyorsun." diyen Yağmur'a gülümsedim. "Bir gün birisi çıkacak ve onu saatlerce bekletecek bak gör, o günleri iple çekiyorum." İstanbul'a her geldiğinde Yağmur'la bana söyleniyordu, bekletilmekten herkes nefret ederdi ama Alaz'ın durumu başka bir boyuttaydı. "Ben bekletmiyorsam siz de bekletmeyin!" diye kızar en az yarım saat söylenirdi. Aşık olduğu zaman böyle yapmayacağından adım kadar emindim işte o zaman intikamım acı olacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalbimin Komşusu
RomanceHem komşum hem iş arkadaşımdı... Bir de... Kalbimin sahibiydi... Eski ismiyle Komşu, yeni kitap olarak yayında..