Sahilde ki kafeye vardığımızda gözlerim üniversiteden arkadaşımız Ata'yı aradı. Köşede bulunan masada oturduğunu gördüğümde Yağmur'un kolundan tutarak adımlarımızı oraya yönlendirdik. "Biz geldik." diyerek omzuna dokunmamla gülümseyerek ayağa kalktı, sıkıca sarıldıktan sonra onlar Yağmur ile selamlaşırken ben de Ata'nın karşısına oturdum. Ata üniversitenin başlarında benden hoşlansa da bunun olmayacağını ona anlatmış eğer isterse arkadaş olarak kalabileceğimizden bahsetmiştim. O da bunu kabullendiğinde yakın arkadaşlarımdan biri olmuştu .Ara sıra bana uzun uzun baktığını fark etsem de üzerinde durmamıştım, sonuçta kalp kimi seveceğini kendi seçerdi. Beni rahatsız etmediği sürece uzaktan sevmesinin bir zararı yoktu."Ee nasıl gitti bakalım taşınma işi yardıma gelemedim özür dilerim."
Yağmur'un yanıma oturmasından sonra Ata'ya döndüm. "Sorun değil canım sağ olsun Yağmur çok yardımcı oldu bana hallettik. Tek sıkıntım bu yorgunluğun üzerine yarın işe gidecek olmam. Deniz havası alıp kendimi toparlamaya geldim anlayacağın. Beni bırakta sen nasılsın? Neler yaptın bugün?" dediğim sırada gelen garsona siparişlerimizi verdik. "Bitirme tezim için uğraştım oradan da işe gittim, izin alabilseydim yardımcı olurdum ama alamadım işte." sözünü tamamlayan Ata'dan sonra Yağmur havalı bir şekilde beni kendine çekerek "Ben en yakın arkadaşı olarak yanındaydım zaten Ata, sana ihtiyacımız yoktu merak etme." dediğinde güldüm. Sürekli benim için birbirleriyle kavga ederlerdi ve bu benim aşırı hoşuma gidiyordu. Tabii abartmadıkları sürece hoştu bazen dozunu kaçırdıkları oluyordu o sırada da olaya ben müdahale ediyordum.
Siparişlerimiz geldiğinde gözlerim kapıya çarptığında Umut'un yanında güzel, alımlı bir kadınla içeriye girdiğini gördüm. Gözleri boş masa aramak için etrafı tararken beni fark etti, inatla gözlerimi çekmeden baktığımda kısa bir baş selamı verip garsonun yönlendirmesiyle boş masaya geçtiler."Aa Su, Umut Bey değil mi o?" diyen Yağmur'la gözlerimi masalarından çektim. "Umut kim?" diyerek etrafına bakınan Ata'nın dikkatini hemen üzerime çektim, birini arıyor görüntüsü Umut'un ondan bahsettiğimizi anlamasına yol açabilirdi. "Karşı komşum." diyerek konuyu kapatsam da Yağmur'un bu kadarla kalmayacağını tahmin etmiştim, beklediğim gibi de oldu. "Kimin abisi tahmin bile edemezsin Ata!" Ata git gide merak ederken gözlerini Yağmur'un üzerine dikmiş kıpırdatmıyordu bile. "Kimin abisiymiş?" sesi sertti yine kıskaçlık krizlerine girmesini istemiyordum. "Berk'in! Biz de yarım saat önce ikisini birlikte görünce öğrendik!"
Berk anladığını belirtmek için başını salladığında gözlerini bana çevirdi. "Bakıyorum ilk günden komşuluk ilişkilerine önem vermişsiniz Su Hanım." dediğinde ofladım her zaman ki gibi kıskançlık yapıyordu ama bu sefer buna izin vermeyecektim. "Evet öyle oldu, sonuçta komşuluk önemli bir konu." derken sesim en az onun kadar sertti. Gözlerime uzun uzun baktıktan sonra benimle laf dalaşına girmekten vazgeçmiş olacak ki Yağmur'a döndü. "Peki arada sırada da olsa Su'lara gittiğinde Berk'i görme ihtimalin var, bu seni rahatsız etmeyecek mi?" konuyu kapatmasına sevinmiştim. Kahvemden bir yudum aldığımda bakışlarım istemsizce Umut'lara kaydı, göz göze geldiğimizde gözlerini ilk kaçıran o oldu. Gizli gizli beni izlemesi yüzümü gülümsetirken olduğum yerde ki duruşumu dikleştirdim, kendime güvenen biriydim ve iki büklüm oturmak bana yakışmıyordu. Yağmur "Sorun olmayacak çünkü artık Berk'le arkadaş değiliz." diyerek olanları anlattığı sırada ben gözlerimi denize çevirdim.
Denizi izlemeye aşık biriydim, kışın da karın yağışını izlemeye aşık oluyordum. Doğa kendini her insana bir şekilde hayran bırakmayı başaran muhteşem bir şeydi. Ben derin düşüncelere dalmışken Yağmur ile Ata konudan konuya atlamışlar, hızlarına yetişememiştim göz ucuyla saatime baktığımda on bir buçuğa geldiğini fark ettim. "Yağmur kalkalım mı artık saat çok geç olmuş?" Yağmur hızlıca çayını bitirirken Umut'un hala o kadınla oturduğunu fark ettim umursamayarak Ata'ya dönmemle onun da beni izlediğini görmem gerilmeme sebep oldu. "Keşke biraz daha otursaydınız doğru düzgün konuşamadık." cümlesindeki imayı anlamamak imkansızdı. Umut'un kim olduğunu merak ediyor, sorgulamak istiyordu ama onun sınırını çizmek zorundaydım o yüzden bunu görmezden geldim. "Konuşmamız gereken şeyleri konuştuk."
Ata anladığını belirtircesine gülümserken cüzdanımdan para çıkarıp itirazlarını umursamadan masanın üzerine koydum. Ata'ya sarılıp "Okulda görüşürüz." dedikten sonra Yağmur'u beklemeden kapının önüne çıkıp deniz havasını içime çektim. "Denizi seviyorsun." yanımda beliren bedene baktığımda Umut, gözlerini yüzüme dikmiş gülümseyerek bana bakıyordu. "Hadi ya nereden anladınız?" dedim dalga geçercesine. Bu adamla normal konuşmak benim için oldukça zordu. Bir kere sinirlerimi bozmuştu ağzıyla kuş tutsa zor yaranırdı artık. "Bütün akşam denizi izlediğin yetmiyormuş gibi dışarı çıktın yine denizi izliyorsun." söylediklerine gülümsedim. "Bilmem farkında mısın ama bütün gece beni izlediğini itiraf ettin biraz önce." gülümsememe eşlik etti. "Sanırım öyle yaptım." kollarımı birbirine bağlayıp denize döndüğümde, aklıma masasındaki kadın geldi. "Yaptığın birlikte oturduğun kadına saygısızlık umarım bununda bilincindesindir." bir adım daha ilerlediğimde o da beni takip etti ellerini cebine koymuştu. "Kuzenler arasında böyle şeylerin lafı olmaz bilirsin." söylediklerine neden gülümsedim bilmiyorum ama ilk defa sahici bir şekilde güldüm. Yağmur'un kafeden çıktığını gördüğümde "İyi akşamlar." diyerek yanından ayrıldım, Yağmur'un yanına gittiğimde hala gülüyordum.
"İlk defa kavga etmediniz sanırım." dediğinde kolundan tutarak adımlarımızı hızlandırdım. "Sus sus eve gidelim anlatacağım." arkama bakmamak için kendimle olan savaşımı kazandım. Eve kendimizi attığımızda, aklımda hala söyledikleri vardı. Sebepsizce benimle ilgili bir şeye dikkat etmesi hoşuma gitmişti. "Yüzünün bu kadar gülümsemesini sağlayacak olan şeyi anlatacak mısın?" Yağmur'a dönüp hızlıca olanı anlattığımda bende ki gülümseme onda da vardı. "Adamın ilgisini üzerine koli dökerek çekmeyi nasıl başardın bilmiyorum ama seninle ilgileniyor gibi geldi bana." Yatak odama girdiğimde aynadan kendime baktım yüzüne bakılmayacak biri değildim, düzgün bir fiziğim, makyajsız da güzel görünen bir cildim vardı ama bir şeyler eksikti sanki. "Onun etrafındaki kadınlar da kuzeni gibi alımlıysa bana bakmaz o adam." dediğimde Yağmur'un kızgın sesini duydum. "O kadın boya küpüne düşmüş gibiydi." dedikten sonra arkama geçip kollarımı tuttu, aynadan gözlerime bakıyordu. "Etrafındakiler de onun gibiyse senin parmağını bile kıpırdatmadan Umut'u kendine aşık etmen gerek. Kendine baksana Su sıfır çabayla bile ne kadar duru bir güzelliğe sahipsin. Kendinin farkına var artık, sürekli kendini ezip durma!"
"Teşekkür ederimYağmur." mırıldanarak konuşmamla kollarımı sıvazladı. "Kendine güvenenarkadaşımı geri getir Su, o ne yapacağını iyi bilir. Hadi bakalım yat artık sabaherken kalkacaksın. İyi geceler." odadan çıkacakkenseslendim. "Yağmur iyi ki varsın. Her zaman mutlu olmanı istiyorum." gülümsedi. "Sende iyi ki varsın ve ben de aynı şeyi senin içinistiyorum, sadece biraz güvenkendine tamam mı?" başımı sallayarak onayladığımda odadan çıkıp kapımıkapattı. Hızlıca banyomdaki rutinlerimi halledip sabah giyeceklerimi hazırladıktansonra alarmımı kurup yatağıma yatarken, aklımda hala Umut vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalbimin Komşusu
RomanceHem komşum hem iş arkadaşımdı... Bir de... Kalbimin sahibiydi... Eski ismiyle Komşu, yeni kitap olarak yayında..