-13-

15.4K 628 53
                                    

Sabah ilk kalkan Yağmur oldu hazırlanması Su'ya göre daha uzun sürdüğü için yavaş hareketlerle banyoya ilerlediğinde Su gözlerini araladı. Uykusu oldukça hafif olduğundan, en ufak bir sese uyanırdı. İlk önce sesin nereden geldiğini anlayamadı sonra Yağmur'un evde olduğunu hatırladığında, hafifçe kaldırdığı başını yastığıyla geri buluşturdu. Aklına akşamki sahneler geldiğinde gülümsedi, Umut onun sevgilisiydi! Kendini erkeklere o kadar kapatmıştı ki böyle bir şeyin olacağına ihtimal dahi vermiyordu ama Umut o tatlı dili ve güzel yüreğiyle kısa zamanda Su'yun kalbindeki yerini almayı başarmıştı. Uzanıp başucundaki telefonu eline aldığında Umut'tan mesaj geldiğini gördü, gayet resmi bir şekilde kaydettiği isim gülümsemesine sebep oldu. Günaydın güzelim.

Günaydın canım. yazarak yolladığı mesajdan sonra rehbere girerek Umut'un ismini bulup düzeltmeye girdi ilk önce ne yazacağını bilemedi, aşkım, birtanem tarzındaki kelimeleri sevmezdi. O düşünürken Umut'tan mesaj geldi ama ilk önce isim işini halletmeliydi, aklına gelen fikirle gülümsedi. Umudum yazdıktan sonra gelen mesajı açtı. Gün benim için şimdi aydınlandı, işe birlikte gidelim mi? gergince dudaklarını ısırdı, Arzu ile uğraşmak en son isteyeceği şeydi. Bunu ben de çok isterdim fakat ofistekileri biliyorsun, bir süre ayrı gitsek daha iyi. yazıp yolladı, Umut'un ona kızmaması için dua ediyordu .Haklısın, ilk günden sorun yaşayarak üzülmeni istemiyorum ama bir süreliğine böyle olacak bundan emin olabilirsin. kızmak bir yana onu düşünmesine sevinmişti Su. Uzun süreliğine saklama taraftarı değildi onun hayatı kimseyi ilgilendirmezdi ama daha kendisi bu duruma alışamamışken etrafındaki boş boğazlı insanlarla uğraşmak istemiyordu. Anlayışın için teşekkür ederim. yazıp gönderdikten sonra telefonu kenara bırakıp yatağından kalktı, Yağmur'un sessiz olma işkencesine son verip rahat bir şekilde hazırlanmasını istiyordu, odasının kapısını açar açmaz Yağmur'u gördü. "Uyandırdım mı? Çok özür dilerim." onun bu mahcup hallerine gülümsedi. "Hayır canım uyanmıştım zaten."

Banyoya girip rutin işlerini hallettikten sonra, mutfağa geçip mısır gevreğini hazırlamaya koyulurken Yağmur'un hazır bir şekilde odasından çıktığını gördü. "Bir şeyler yemeden mi gideceksin?" diye sorduğunda Yağmur çantasıyla olan işini bitirip başını kaldırdı. "Yok canım ya gidince yerim artık, dikkat et kendine." diyerek uzaktan öpücük yollayarak kapıya yöneldiğinde Su peşinden ilerledi. "Sen de dikkat et, Kemal'le konuşmayı unutma." Yağmur ayakkabılarını giydikten sonra "Anlaştık hadi kaçtım ben." diyerek hızlı adımlarla merdivenlere yöneldiğinde Umut'un kapısı açıldı .Siyah takım elbisesinin içinde oldukça şık görünürken Su, ona kırmızı pijama takımıyla yakalandığı için utandı. "Günaydın güzelim." diyerek yanına gelip yanağından bir öpücük aldığında Su gülümsedi. "Beni böyle görmeseydin gün daha güzel olabilirdi." otuz yaşındaki sevgilisinin onu çocuk gibi görmesini istemiyordu. "Emin ol seni böyle sevimli gördüğüm için günüm daha güzel geçecek. Ben şirkete geçiyorum sen de beni daha fazla bekletme, kahvaltını yap dikkatli bir şekilde yanıma gel." Su sevgilisinin yanağına bir öpücük kondurdu. "Tamam bir saat sonra yanındayım sen de dikkatli git." vedalaştıktan sonra hızlıca kahvaltısını yapıp hazırlanmaya başladı. Umut'un onu çocuk gibi görmesine neden olan pijamalarına kötü bakışlar atarak geçen hazırlanma sürecinin ardından, evden ayrılıp şirkete doğru yöneldi.

İçeri girdiğinde masasına oturan Ayda'ya selam verdi "Günaydın Ay, kolay gelsin!" diyerek yanından geçip eşyalarını dolabına koyarken Arzu içeri girdi. "Günaydın Su Hanım." Hanım kelimesine vurgu yapması gözünden kaçmamıştı ama üzerinde durmadı. "Günaydın Arzu Hanım." diyerek telefonunu çantasından çıkardı. "Umut Bey nasıllar?" iğneleyici bir şekilde konuşmasına kendi kendine gülümsedi Su ,Arzu'nun istediği olmayınca ne kadar çirkefleşebileceğini iyi biliyordu. Arkasını dönüp kollarını önünde bağlayarak gözlerini Arzu'nun üzerine dikti. "Gayet iyi hiç merak etme. Söylemek istediğin başka bir şey yoksa işime dönmek istiyorum." soğuk ve sert sesini Arzu hiçbir şey söylemeden dinledi, gözlerinde kendisine olan nefreti açıkça görebiliyordu. Saygısızlık olmaması için bir süre bekledikten sonra konuşmayacağını anladı, dolabını kilitledi ve odadan çıktı. Bir yemeği bile kafasına bu kadar taktıysa birlikte olduklarını öğrendiğinde neler yapacağını kestiremiyordu. Umut'un odasına girmeden önce kapıyı iki kere tıklatıp gülümseyerek içeri girdiğinde Umut başını dosyadan kaldırdı. "Hoş geldin." dediğinde Su gayet ciddi bir şekilde "Hoş buldum Umut Bey, yapmamı istediğiniz bir şey var mı?" diye sordu bu halinin Umut'u eğlendirdiği her halinden belli oluyordu. "Bence birbirimize yalnızken sadece isimlerimizle hitap etmeliyiz." derken arkasına yaslanmıştı.

"Biri duyar falan hiç gereği yok bence." dediğinde aklına gelen tek isim Arzu oldu, yüzü düşmüş olacak ki Umut yaslandığı koltuktan doğrulup ayaklandı. "Kim sıktı senin canını?" yanına geldiğinde kollarından tutup yüzüne dik bir şekilde bakmaya başladı ,Su söylemek istemese de yakalandığının farkındaydı. "Arzu'dan başka kim sıkabilir ki?" dedikten sonra kollarını genç adamdan kurtarıp masasının önündeki koltuğa oturdu. "Ne söyledi yine?" Umut'un bezmiş sesini duyduğunda samimiyetten uzak bir gülümseme sundu. "Yok efendim Umut Bey nasıllar demeler, Su Hanım derken hanım kelimesine saçma sapan vurgular yapmalar. Yemek olayından sonra bir de beni korumanı hazmedemedi, saçma sapan imalar yapıyor." Umut önünde diz çöküp ellerini tuttu. "Su şimdi iste herkese ilan edip susmalarını sağlayayım ama yeter ki üzülme." Su elini Umut'un yanağına götürüp okşadı, Arzu yüzünden onunda moralini bozmak istemiyordu. "Üzülmüyorum sadece haddi olmamasına rağmen konuşmasına sinirleniyorum, bozma sen moralini." Umut yanına oturup onu kollarının arasına alıp göğsüne yasladı. "Sen üzülmezsen benim de moralim bozulmaz." Su bir süre böyle kaldıktan sonra yavaşça sıyrıldı Umut'un kollarından "Arzu bizi öğrendiğinde rahat durmayacak gibi geliyor." dedi.

Umut başını onaylar bir şekilde sallarken düşünceliydi. "Babamın çocukluk arkadaşının yeğeniymiş ,senle olan olayından sonra öğrendim eğer rahat durmazsa babamla konuşup çıkışını veririm." demesine Su itiraz etti. "Sırf bizle uğraşacak diye birini işinden etmek acımasızlık olur Umut, bunu yapmanı istemiyorum." kendisi rahat edecek diye birini işinden, ekmeğinden etme keyfi ona korkunç geliyordu böyle bir şey olmasına izin vermeyecekti. "Doğru düzgün çalışmadığı için gidecek Su, bunun doğru olduğunu sen de biliyorsun." dediğinde Su samimiyetten uzak bir şekilde gülümseyerek ayağa kalkıp odanın içinde dolaştı. "Çocuk değilim Umut eğer seninle bir ilişkim olmasaydı ve ben Arzu ile sorun yaşamamış olsaydım, onun burada çalışmaya devam edeceğini ikimizde biliyoruz .Neden bunu kabullenmesini sağlamak yerine işinden ediyoruz? Ben bunu kabul edemem bunu benden bekleme." düşüncesi bile korkunçtu.

Umut sevgilisinin sinirli halini gördüğünde geri adım atmak zorunda kaldı, söylediklerine hak verdi ama onun tek düşündüğü sevdiği kadının üzülmemesiydi. Eğer bunun yolu Arzu'nun burada çalışmamasından geçiyorsa gözünü kırpmadan işinden edebilirdi ama bu düşüncesinden Su'ya bahsetmemeye karar verdi. "Tamam, haklısın ben sadece kesin çözüm olur diye söylemiştim." dediğinde Su gülümsedi ."Senin kesin çözüm diye baktığın şeyler sonradan sorun olup benim başıma kalıyor farkında mısın?" haklıydı, Arzu'nun ona bu kadar bilenmesindeki asıl sebep Umut'un onların tartışmasına karışıp kendisini korumasıydı. "Konu sen olunca kendimi tutamıyorum sanırım." diyen sevgilisine gülümsedi Su. "Çok rica ediyorum artık kendini tut, hayatımda sorun istemiyorum Umut." Umut'un belli belirsiz onayından sonra işlerine geri döndüler, Su sevgilisinin sözünde duramayacağını bilse de konunun üzerinde fazla durmak istemedi. Mutluydu ve Arzu'nun bunu gölgelemesine izin vermeyecekti.

Kalbimin KomşusuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin