Sabah annemin saçlarımı okşamasıyla uyanıp, güne muhteşem bir şekilde başladım. "Günaydın annem." diyerek dizlerine yattığımda, saçlarımı sevmeye devam etti. "Günaydın uykucu kızım hadi kalk kahvaltı edip, bir şeyler hazırlamaya başlayalım." dediğinde keyfime ara vererek kalkıp oturdum. "Konuştun mu Umut'la? Ne zaman burada olurmuş?" akşam konuştuğumda bunu sormadığım için oldukça pişmandım, azıcıkta üzdüğüm için kahvaltıdan önce arayıp gönlünü alsam iyi olurdu. "Akşam konuştuk ama sormadım şimdi arar öğrenirim." annem yatağımdan kalktığında ben de kalktım, yatağımın karşısındaki aynadan kendime baktığımda oldukça korkunç göründüğümü fark ettim. Bileğimdeki tokamı alıp hızlıca saçlarımı topladığımda "Ara bakalım ne zaman burada olurmuş öğren sonra da kahvaltıya gel." diyen annemi onaylayarak telefonuma uzandım.
Annem odadan çıkarak mahremiyetime özen gösterirken üçüncü çalışta telefon açıldı. "Efendim güzelim." sesinin soğuk olmaması iyi bir şeydi, trip atarak bugünü mahvetmeyeceğini anlamıştım. "Günaydın hayatım, nasılsın?" bir yandan konuşup bir yandan da yatağımı topluyordum. "Günaydın bebeğim, iyiyim sen nasılsın?" yatağı bitirdiğimde cama yönelip penceremi açtım. "İyiyim ben de canım. Ne zaman burada olursun? Annem şimdiden telaşlanmaya başladı." dediğimde güldüğünü duydum. "Uçakla geleceğim güzelim,15.00 da uçağım 17.00 gibi sizde olurum." görmese de istemsizce başımı salladım. "Tamam canım, kendine dikkat et olur mu? Ben şimdi kahvaltıya geçiyorum sonra konuşuruz yine." dedikten sonra vedalaşarak telefonu kapattık, ebeveyn banyoma geçip elimi yüzümü yıkadıktan sonra odamdan çıktım.
"Rüzgar hadi sofraya!" diye bağıran annemle birlikte odasından çıkan abimi gördüm. "Günaydın abi." diyerek koluna girdiğimde her zaman olduğu gibi "Günaydın küçük cadı." diyerek yanıtladı beni, birlikte aşağıya indiğimizde annemin telaşlı halleri gülmeme sebep oldu. "Geldiniz mi? Geçin hadi sofraya bir sürü işim var bugün! Su, konuştun mu kızım Umut'la? Ne zaman gelecekmiş?" abimin yanındaki yerimi aldığımda annemi yanıtladım. "Evet anne uçağı 15.00da 17.00 gibi burada olur." dediğimde derin bir nefes alıp durdu. "İyi bari daha zamanımız varmış rahatça kahvaltı yapabilirim." abim onun bu hallerine gülerken, babam salona giriş yapıp sofraya oturdu. "Gelende senin benim gibi insan Hale, abartma." babamın tavrına gülecek gibi olsam da kendimi tuttum, bugün oldukça gergin olması beklediğim bir şeydi. "Ali sen insanın ömrünü yersin gerçekten." annemin de sofraya oturmasıyla kahvaltıya başladık. "Su sen ne kadar kalacaksın burada?" diyen abimle yerimde kıpırdandım. "Aslında akşam dönsem iyi olur yarına hafta için hazırlık yapmam lazım, Umut bir gelsin de olmadı giderken ben de onunla çıkarım." dediğimde babama kaçamak bakışlar atıyordum ,tek dileğim ona sormadan aldığım bu karara karşı çıkmamasıydı. "Gelmişken kalsaydın biraz daha kızım." dediğinde eline uzandım. "Babacığım biliyorsun işlerimi ihmal etmeyi hiç sevmiyorum, birkaç ay yoğun bir şekilde çalışmam gerekiyor ama hafta sonları gelirim merak etme." dediğimde yüzünde kırgın bir tebessüm oluştu.
"Kızı rahat bırak Ali daha yeni mezun oldu hazır işi varken çalışsın sonra dinlenecek vakti bulur elbet." diyen anneme öpücük yolladım, her zaman benim tarafımda olması kendimi şanslı hissettiriyordu. Kahvaltının devamında abimin hastane anılarını dinledik, hasta yakınlarının bazı tuhaf soruları bizi güldürse de o an yaşadıkları tedirginlik ve korkular için abim onların bu durumlarını asla yadırgamıyordu. "Senin gibi bir doktorları olduğu için şanslılar." dediğimde yanağımdan makas aldı. "Keşke kimsenin doktora ihtiyacı olmasa ama hayatın kanunu bu." dediğinde ona hak verdim. Hastalık zordu her zaman Allah dermansız dert vermesin diye dua ederdim tek dileğim insanların acı çekmemesiydi.
"Hadi bakalım kahvaltı bittiyse iş zamanı!" diyerek ayaklanan annemle ben de ayaklandım oldukça yorucu geçecek iki saatin beni beklediğinin farkındaydım. Önce hızlıca sofrayı toplayarak, bulaşıkları ve mutfak tezgahını halettim. Daha sonra evi hızlıca süpürüp, banyoları temizledikten sonra, anneme atıştırmalık hazırlaması için yardım ettim. "İnşallah sever bunları." diyerek mırıldandığında yanağını öptüm. "Ya sen yaparsın da sevmez mi? Hele bir sevmesin bak ben ona neler yapıyorum!" annem söylediklerime gülerken "Deli kız!" demeyi de ihmal etmedi. Telefonuma baktığımda saatin yaklaştığını görmemle heyecanım artıyordu. "Annem ben hızlıca bir duş alsam olur mu? Bir saatimiz kalmış." Sevgilimin önüne paspal bir halde çıkmayı istemiyordum açıkçası ."Olur hadi git sen buraları ben hallederim." annemden aldığım onaydan sonra hızlıca mutfaktan çıkıp odama geçtim, kendimi hemen banyoya attığımda aldığım en kısa duşu gerçekleştirip saçlarıma şekil verdim .Çiçekli elbisemi giyip, makyajımı tamamladığımda telefonum çaldı. "Efendim sevgilim." diyerek telefonu açtım. "Güzelim geldim ben, bana konum atar mısın?" dediğinde heyecanlandım. "Tamam bir tanem atıyorum hemen." diyerek telefonu kapattıktan sonra konumu yollayarak annemlerin yanına geçtim. "Gelmiş birazdan burada olur." dediğimde annemin hazırlanmış olduğunu gördüm, benim gibi Umut'u heyecanla bekliyordu babamların aksine.
"Ne olmuş?" babamın sesini duyduğumda mutfağın girişine yönlendirdim bakışlarımı. "Umut gelmişte, konum istedi onu söyledim anneme." dediğimde yüzünü buruşturmamak için kendini zor tuttuğunu görebiliyordum, yanına gidip beline sarıldığımda başımı göğsüne yasladım. "Umut benim için çok değerli baba, kötü davranma olur mu?" saçlarımı sevdikten sonra gülümsediğini hissettim, başımı kaldırıp gözlerine baktığımda yanağımı sıktı. "Sen benden değil abinden kork, gelen adam küçük cadısının kıymetlisi olduğu için iyi davranacağını hiç zannetmiyorum." söylediği laflardan sonra gülerek mutfaktan çıkan babama sinir olmaya başlasam da haklı olduğunun bilincindeydim, abim konu ben olduğumda fazlasıyla kıskanç birine dönüşebiliyordu .Allah, Umut'la benim yardımcım olsundu!
Zilin çaldığını duymamla hızlıca kapıya yöneldim, elinde çiçek buketiyle spor şık giyinen sevgilimi gördüğümde heyecanım yerini mutluluğa bıraktı. "Hoş geldin." diyerek kapıyı iyice açıp geçmesine izin verirken "Hoş buldum güzelim." diye mırıldandığını duyduğumda kaşlarım istemsizce çatıldı. "Gergin misin sen?" ayakkabılarını çıkarırken bakışları bendeydi. "Sevdiğim kızın ailesiyle tanışacağım için, gerginim biraz." dalga geçer gibi söylemesine gözlerimi devirdim, elimle salonu gösterirken "Geçin bakalım Umut Bey." demekten kendimi alamadım, onu ilk defa böyle gördüğümden gülmemek için kendimi zor tutuyordum. "Hoş geldin Umut." diyen annemin bizi karşılamasına sevinmiştim. "Annem Hale." diyerek küçük bir tanıştırma yaptığımda elindeki çiçekleri anneme uzattı. "Bunlar sizin için efendim." annemin gönlünü ilk dakikadan almayı başarmıştı. "Teşekkür ederim Umut." sakince başladığı sözlerine ses tonunu arttırarak devam eden anneme hayretler içerisinde baktım. "Çiçek almayalı uzun zaman olmuştu."
Umut annemin bu haline tebessüm etmekle yetinirken bu sefer de babamın sesini duyduk. "Attığın taşlar bittiyse izninle ben de beyefendiyle tanışayım Hale." Umut adımlarını babama yönlendirip elini uzattı. "Umut Alsancak, efendim." babam dik bakışlarını Umut'un üzerinde gezdirdikten sonra elini uzattı, Umut'un elinin kızardığını fark ettiğimde babamın orantısız güç uyguladığını anladım, Umut'a baktığımda ise yüzünde acı çektiğine dair hiçbir belirti yoktu. "Ali." demekle yetinen babam, Umut'un elini bıraktığında göz göze geldik. "Oturalım baba." soğuk sesimden, yaptığı hareketin farkında olduğumu anlayan babam gözlerini kaçırdı, ilk dakikadan çocuğu korkutmaya çalışması hoşuma gitmemişti. Koltuklara oturduğumuzda annem vazoya koyduğu çiçeklerle salona girdi. "Mis gibi kokuyorlar, tekrardan teşekkür ederim Umut." annemin neşesi biraz önceki gerginliği alıp götürmüştü. "Rica ederim Hale Hanım." annem Umut'a ayıplayan bakışlarını gönderdi. "Hanım falan yok Hale Abla veya teyze diyebilirsin." dediğinde Umut'un geldiğinden beri ilk defa yüzünde gerçek bir gülümseme yakaladım. "Peki Hale Abla."
Abimin odaya girmesiyle Umut yeniden ayaklandı. "Hoş geldin Umut, ben Rüzgar." birbirleriyle tokalaştıklarında Umut sadece "Memnun oldum." demekle yetindi, yeniden benim yanımdaki yerini aldığında, abimin bundan memnun olmadığı her halinden belliydi. "İşleriniz nasıl gidiyor Umut?" diyen babamla iş muhabbetlerinden konuşmaya başlamalarını annemle fırsat bilip, mutfağa geçerek sofra hazırlıklarına başladık. "Babam bir ara Umut'un elini koparmaya niyetlendi anne." dediğimde annem buna şaşırmamış aksine gülümsemişti. "Zamanında babamın ona yaptığını o da Umut'a yapıyor demek ki." dedemin annemin babamla evlenmesini istemediğini onlara türlü zorluklar çektirdiğini biliyordum, annemin anlattıkları aklıma geldiğinde telaşla Hale Sultan'a döndüm. "Babam ,dedemin yerini almaz değil mi anne?" annem endişeli halimi gördüğünde elindekini bırakıp bana sıkıca sarıldı. "Merak etme buna cesaret edemez en azından ben izin vermem." annem benden ayrıldığında "İnşallah." diye mırıldandım, tek istediğim tanışma faslının sorunsuzca tamamlanmasıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalbimin Komşusu
RomanceHem komşum hem iş arkadaşımdı... Bir de... Kalbimin sahibiydi... Eski ismiyle Komşu, yeni kitap olarak yayında..