Umut'un verdiği sözden sonra yanından ayrılıp bütün gün dosyalarla uğraştım, öğle yemeği zamanı geldiğinde ise sevgilimin ricası üzerine Berk'te bize dahil oldu. "Siz ne zaman evleneceksiniz?" Oturduğumuzdan beri sürekli ilişkimizle ilgili sorular sorup duruyordu, tanışmasak bu halini anlayabilirdim fakat tanışıyorken bu şekilde davranması sabrımı zorluyordu. "Karar verdiğimizde sana haber veririz." diyerek sinirlendiğimi ufaktan belli etmeye başladığımda Umut'un çaktırmadan güldüğünü fark etmem moralimi bozmuştu. Sinirlenmem hoşuna gidiyordu fakat bilmiyordu ki ben bunun acısını ondan elbette çıkarırdım. "Yağmur nasıl?"
Berk sorduğu son soruyla bugünlük kredisini ben de tüketmişti. Umut'un eğlenen tavrı anında ciddileşirken çatalımı tabağımın kenarına hafif ses çıkararak bıraktım. "Sorduğun bütün sorulara cevap veririm Berk tek bir soru hariç. Yağmur'la ilgili bir şeyler öğrenmeye çalışmana hele ki bunu benim aracılığımla yapmana izin vermem." Sesim sert olsa da oldukça sakin bir şekilde konuşmuştum, Umut masa da olmasa tepkimin daha farklı olacağını hepimiz biliyorduk. "Ben sadece iyi mi diye merak ettim." diyen Berk'e şaşırtıcı bir şekilde Umut cevap verdi. "Merak etme Berk, sen sadece işinle ilgilen. Yağmur ve sevgilisinden uzak dur." Berk abisinin tavrından sonra bozularak ayaklandı. "Ben doydum size afiyet olsun." Yanımızdan ayrıldığında derin bir nefes aldım. Sevdiğim adamın kardeşinin hayatta en sevmediğim insanlardan biri olması gerçekten çok kötü bir durumdu. "İyi idare ettin bence."
Umut eğlendiğini saklamadan gülerken suyumdan bir yudum aldım. "Bunun acısını çıkartacağım biliyorsun değil mi? Kardeşin bu hafta yanıma yaklaşıp beni yine soru yağmuruna tutarsa bir hafta boyunca iş dışında seninle konuşmayacağım." Tabii ki öyle bir şey yapmayacaktım sadece Berk'i benden uzak tutması için söylediğim bir şeydi. Umut o kadar çok iyi anlaşmamızı istiyordu ki Berk'e olan sinirim geçmeden benimle yeniden iletişime geçmesi, benim için problem yaratırdı. "Abartmıyor musun güzelim?" diyen sevgilime tatlı olduğunu düşündüğüm bir şekilde gülümsedim. "Deneyelim ve görelim hayatım. İki saattir bana işkence ederken çok eğleniyordun bakalım şimdi de eğlenebilecek misin?" arkama yaslanırken su bardağımı bırakmadım, onun kıvranan hallerini izlemek bana keyif veriyordu. "Tamam benim için o saçma sorulara sabreden halini izlemek güzeldi hatta sana hayran kaldım ama bu kadarı fazla değil mi?" sesini yumuşatsa da gözlerindeki sertliğe daha fazla dayanamayarak gülümsedim.
"Nasıl oluyormuş Umut Bey? Tabii ki öyle bir şey yapmayacağım fakat Berk konusunda ciddiyim sanki aynı okulda okumamışız gibi saçma sapan şeyler sordu, söyledi. Bu hafta bana yaklaşmaması hepimizin akıl sağlığı için en iyisi." Umut rahatlamış bir şekilde arkasına yaslanıp gülerken, "Tamam sen kazandın." dediğinde elimi uzattım anında karşılık bulurken tebessüm ederek konuştum. "Aile olacağız evet ama Berk'i aileden yollasak olmaz mı?" fısıltıyla sorduğum soruya kahkaha atarak güldü. Mantıklı değildi belki istediğim şey ama kesinlikle gerekli olan bir şeydi. "Ben babama söylerim gerekli işlemleri başlatır güzelim sen merak etme. Ondan boşalan yeri de seninle doldururuz olur mu?" konuyu yine evliliğe getirdiğinde arkama yaslandım, hiç vazgeçmeyeceğinden bulduğu her fırsatta konuyu buraya getireceğinden artık emindim. "Siz Berk'i kovun, gerisini sonra düşünürüz." diyerek açık kapı bıraktıktan sonra ayaklandım.
"Hadi gidelim artık işlerimiz var." Umut'ta benimle birlikte ayaklandığında yürüyerek şirkete doğru ilerlerken "Evlilik için neden bu kadar acele ediyorsun?" diye sordum, evet ilişkimiz güzel gidiyordu fakat evlenince de her şey aynı şekilde ilerleyecek diye bir şey yoktu. Elimi daha sıkı kavrarken "Bu seni korkutuyor mu?" diye sordu, en sevmediğim şey soruma soruyla yanıt verilmesiydi fakat şu an bunun bir önemi yoktu. Adımlarımı durdurup bedenimi ona doğru çevirdiğimde de ellerimizi ayırmadım. "Sorumun cevabı bu değil Umut." diyerek sitemle karışık güldüğümde tebessüm etti ama tebessümü gözlerine ulaşmadı. "Hayatım boyunca seni beklemişim Su, seni tanıdığımdan beri istediğim tek şey hayatımı seninle paylaşmak sadece bu isteğimi resmileştirmek istiyorum hepsi bu. Sabah uyandığımda gördüğüm, sesini duyduğum, varlığını hissettiğim ilk kişi sen ol istiyorum. Günün sonunda ayrı evlere girmek istemiyorum, seninle beraber yemek hazırlamak, bulaşık kavgası yapmak hatta belki kumanda kavgası yapmak istiyorum. Evet bunların bir kısmını şimdi de yapabiliriz ama günün sonunda hep ayrı evlere geçeriz. Ben bu durumu bitirmek istiyorum ama sen hazır olduğunda bitireceğiz. Senin istemediğin hiçbir şey olmayacak."
Sarıldım. Hiç bırakmayacak gibi ama aynı zamanda da son sarılışımızmış gibi sarıldım. Elleri belimi sıkıca sararken aynı onun gibi omuzlarını sıkıca kavradım. Söylediği her şey de o kadar haklıydı ki. O konuştukça söylediği her şeyi yaşamayı tıpkı onun gibi gün sonunda ayrılmamayı istedim belki de ilk defa evlenmeyi bu kadar çok istedim. "Umut seni çok seviyorum." dedikten sonra biraz geri çekildikten sonra "Evlensene benle." dediğimde gözlerinin kocaman olmasını kahkaha atarak izledim. İki saat önce evlilik için erken olduğunu söyleyip desteğini istediğim adama iki saat sonra evlenmek istediğimi söylemiştim. Umut bütün dengemi alt üst ediyordu sayesinde dengesizin teki olmuştum. "Sen ciddi misin?" derken sorgulayan bakışlarına daha fazla dayanamayarak yanağını öpüp geri çekildim. "Söylediklerinde haklısın ve ben de bunları istiyorum Umut. Her günüm senle başlasın senle bitsin istiyorum." dediğimde alnımı öptü. "Seni seviyorum beni tek bir cümlesiyle bile mahveden kadın."
Yeniden ellerimizi birleştirip yürümeye devam ederken "Annemlere bu karardan hemen bahsetmeyelim olur mu?" diye sordum. Eğer onlara söylersek kendimizi büyük bir kargaşanın içinde bulacağımızdan emindim, onlara söylemeden ufak ufak adımlar atmak en sağlıklısıydı. "Olur güzelim zaten bu konuyu doğru düzgün konuşmamız lazım. Sokak ortasında alınacak bir karar değil malum." diyerek ufaktan laf dokundurduğunda güldüm, her konuda olduğu gibi bu konuda da haklıydı. Günün geri kalanını çalışarak geçirdikten sonra akşam vakti Yağmur'un beni aramasıyla odamdan çıkmadan görüşmemi yaptım. "Efendim canım." nefes nefese kalmış hali endişelenmeme sebep olurken merakla "Yağmur iyi misin?" diye sordum, arkadan gelen birkaç anlamsız sesten sonra "İyiyim iyiyim ya otobüse yetişmeye çalışıyordum." dediğinde rahatladım. İnsanlar artık o kadar kötüydü ki bir şey oldu zannedip kafamda kurmaya başlamıştım ve bu durumdan nefret ediyordum.
"Su, Kemal akşam güzel bir yemek yiyelim dedi acil alışverişe gitmemiz lazım!" Telaşlı ve mutlu gelen sesine karşılık gülümsedim bir sürü elbisesi vardı ama hala alışveriş derdindeydi, onu bu illetten bir türlü kurtaramamıştım. "Tamam canım gidelim ama evdekilerden biri de olur bence." dediğimde kesin bir şekilde reddetti. "Hayatta olmaz! Hissediyorum bu akşam ilişkimiz başka boyuta geçecek o yüzden çok güzel olmam lazım!" Kemal'in evlilik teklifi etme ihtimali en az Yağmur kadar beni de heyecanlandırmıştı. "Tamam her zamanki alışveriş merkezinde görüşelim ben de oraya geliyorum şimdi." diyerek Yağmur'la vedalaştıktan sonra Umut'un yanına gittim. "Hayatım." diyerek odaya girdiğimde gördüğüm insanla bugün daha ne kadar sınanacağımı düşünmeye başladım. Umut anında ayağa kalkıp yanıma gelirken ben gözlerimi karşımdaki kişiden ayırmadan soğuk bir şekilde konuştum. "Kayra! Senin ne işin var burada?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalbimin Komşusu
RomanceHem komşum hem iş arkadaşımdı... Bir de... Kalbimin sahibiydi... Eski ismiyle Komşu, yeni kitap olarak yayında..