Multimedia - ELA
Playlist - Kadebostany/ Castle in the snow
...
Yatağım koltuğa yastıklardan yapılmış bir oyuktu. Ve bir mumya gibi çarşaflara sarılmıştım. Çok sıcaktı, kollarımı ne kadar oynatmaya çalışsamda sıkı sıkıya yapıştığım oyuğumdan çıkamadım. Ağzımdan sıkıntıyla sesler çıktı, bacaklarımla biraz debelendikten sonra nefes nefese kalmıştım. Adımın seslenildiğini duyunca sakinleşip bekledim.
Bir çift göz başımda durup uyandığımı gördü. Çarşaflara iki eliyle asıldığında kurtulup koltukta yuvarlandım. Yüzüm yastıkların arasına girdiğinde beynim dondu. Herşey çok karışıktı. En son Kırlangıç'ın o vahşi yüzünü hatırlıyordum. İçimden bir ürperti geçti. Bir hışımla dizlerimin üzerinde doğrulup koltukta oturdum. Deli gibi etrafa bakındım. Annemin evindeki giriş kat salonundaydım.
Çağan hala başımda sessizce beklerken bakışlarımı ondan kaçırdım. Boğazım çok kurumuştu. Öksürmeye başladığımda sehpanın üzerindeki kraker tabağını uzattı. "Su iç biraz, bak bunlar senin her zaman yendiğin krakerler değil mi? Şu an daha düzelmemişsindir ama biraz yersen daha iyi hissedersin." dedi neredeyse şevketle ve masum bir tavırla.
Tüylerim diken diken oldu. Çok şüpheli davranıyordu. Benim kötü hissettiğimi nerden biliyordu. Kısaca yaptığım hesaptan sonra otomatik bir sebep sonuç ilişkisi kurdum. Sonuç buysa, sebep Çağan olmalıydı. Hesap sorar gibi ona döndüm. Bakışlarıma karşılık yüzü tereddüte düştü. Ben koltuktayken yere çöküp ellerimi tuttu. "Dün hayatımın en kötü gecesiydi Lidya, sana birşey olsaydı ne yapardım hiç bilmiyorum. Biraz, belki biraz geç kalsaydım..." dedi sesi titrerken kafasındaki kötü düşünceleri kovmak ister gibi durakladı. "Bir daha seni asla öyle görmek istemiyorum. Bana tüm o yaptıklarından sonra en kötüsü buydu."
"Ne yapmışım?" diye sordum vücudunu gözlemlerken. Görülen yerlerinde bir yara yoktu.
"Hatırlayamazsın, senin suçun değildi."Kalbim kısa süreli bir teklemeden sonra deli gibi atmaya başladı. Beynime film şeridi gibi görüntüler doldu. Çok pis bir filmdi.
"Hatırlıyorum." dedim sakinliğimi zorla koruyarak. "Önce banyodaydık ve ben nedense ıslaktım. Ve sonra sen üstümdeydin."Hızla ayağa kalkıp koltuğa baktım. Çağan yerde dizlerinin üzerine çökmüş halde donakalmıştı. İfadesi şaşkınlıkla dehşet arası birseydi. Benimse içimde kabaran iğrenme yüzüme vurmuş olmalıydı. Ağzını açıp birşeyler söylemeye kalkınca onu susturdum. "Söyleme! Ne olduğunu söyleme, duymaya bile dayanamam!"
Hazır yerdeyken suratının ortasına geçireceğim bir tekmeyi boşa harcayarak banyoya koşturdum. Kapıyı çarpıp kilitledim. Çağan arkamdan kapıya vurduğunda bende sinirle kapıya bir tane geçirdim. Kapıya vurmayı kesip açıklamaya başladı.
" Birşey olmadı, sen böyle hatırlayınca kulağa yanlış geliyor biliyorum ama, neden en saçma yerleri hatırlıyorsun ki? Bütün gece uyudun ve birazda uyurgezer oldun. Seni örtüp hiç dokunmadım."
Kapıdan çekilip lavabonun önünde dikildim. Aynaya baktığımda hasta hissettiğim kadar kötü görünüyordum. Zaten beyaz olan cildim ruh gibi olmuştu. Göz altlarımda hafif kızarıklıklar vardı. Ve rujum dağılmış ağzımın çevresine bulaşmıştı. Ellerimi ağzıma sürtüp dağılmış rujumu silmeye çalıştım. Birden gözlerim büyüdü, aynadan bana zombi gibi bakışlar atmaya başladı. Beynimin karanlıklarında ufak bir anı kırıntısı yüzeye süründü. Sanki unuttuğum çok önemli birşey vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İKİ ATEŞ ARASINDA (Tamamlandı)
RomanceBİZ ASLA TEK OLAMAYIZ. Lidya'nın yalnız geçirdiği çocukluğu belleğinde derin izler bırakır. Ondan daha popüler, yetenekli ve zeki üvey kardeşinin gölgesinde kalmıştır. İlgisiz annesi, onu terk etmiş babası, KT rezidansının sert ve soğuk duvarları dı...