34.BÖLÜM

5.9K 358 419
                                    

Playlist - Kehlani/ Gangsta


....

Uyudum mu bilmiyorum ama uyanık olmadığım bir gerçekti. Aptal bir et parçası kadar uyanıktım. Aklımı ve tüm mantıklı düşüncelerimi kapattığım göz kapaklarımın arkasına saklamıştım. Çok derin bir uykudaydım, gözlerimi açtığımda bile hiç bir şey gerçek değildi.

"Anne! Abim eve kız atmış!"

Tanıdık gelen sesler kulağımın dibinde kıkırdıyordu. Bulanık görüşümün aydınlanması için kirpiklerimi kırpıştırıp kafamı kaldırdım. Aras'ın hala isimlerini ezberleyemediğim kardeşleri, sonuna kadar açılmış oda kapısından dışarıya doğru bağırdı. "Anne bu sefer gerçek!"

En sevdiğim küçük olandı, çünkü onu rahatlıkla kandırabiliyordum. Aksi bir el hareketiyle saçlarımı yüzümün önünden çektiğimde "Lidya'ymış..." diye ağız eğdi. Tüm hevesi kaçmış gibiydi. Beni sık sık gördükleri için eve atılmış kızdan, sıkıcı Lidya'ya terfi etmiştim.

Yatakta oturduğum sırada, yanımdaki kımıldamayla gerildiğimi hissettim. Aras'ın kardeşleri örtülerin arasında hareket eden kütleye baktılar. Çıplak bir sırt, yüz üstü yattığı yerdeki kafasını yastığın altından çıkarıp yana döndü. "Sessiz olun."

Ağzını bastığı yastığın arasından konuştuğu için uykulu sesi boğuk çıkmıştı. Bir kaç saniye bekledikten sonra düğmesine basılmış gibi açılan gözleri benimle karşılaştı. Anın şokunu üzerimden atamayarak panikle kekeledim. "Neden çıplaksın!"

Aras, çenesini göğsüne doğru eğip gördüğü manzarayla yattığı yerden doğruldu. Benim kadar şaşkın görünüyordu. Büyükçe açtığı kahvenin en açık tonlarındaki gözlerini üzerimden çekip kapıya döndürdüğünde, en başından beri orada dikilip bizi sessizce izleyen kardeşlerini fark etti. Eliyle yatağın örtüsüne asılınca kenara doğru kaydım. Kocasına basılmış kadınlar gibi koltuk altlarına çekiştirdiği kumaşla çıplak göğsünü örtmüştü. "Ben hep böyle yatarım."

Kapının önünden biri, dudaklarını büzüp alaycı bir ses çıkardıktan sonra "Yalancı!" diye saldırıya geçti. "Sen hep giyinik uyursun."

En büyük ve en bilmiş olanı takdir ediyordum. Aras aldığı cevapla morun çeşitli tonlarına bürünürken örtüsünü biraz daha çekiştirdi. "Kendi kız kardeşlerimin yanında çıplak dolaşacak değilim!"

"Ama Lidya'nın yanında çıplaksın!"

Biraz işkillenip gözlerimi kızlardan kaçırdım. Bu sorunun cevabını benden merak etmiştim. Aras'a haydi söyle diyen bakışlarımı atım ama hala kardeşleriyle atışmakla meşguldu.

"Çünkü uyuyordum. Ben hep çıplak uyurum demedim mi?" diye bastırdı.

"Lidya ile mi?"

Kızın imadan, şeytanlığa geçen sesiyle Aras bir anda pusmuştu. Yaptığımız şeyin tam olarak uyumak olduğundan bile emin değildim. Gözlerim çarşaflarda dolanırken rahatsızlık verici bir duyguyla yataktan kalktım. Ani hareketim tüm dikkatleri üzerimde toplamıştı. "Bende yeni geldim." diye bir bahane uydurmaya çalışırken duvara yaslanmış çantamı buldum ve bir kanıt bulamanın güveniyle devam ettim. "Tam da çıkıyordum, Aras'a haber vermeye gelmiştim."

Tuttuğum çantamın sapını olanca hızıyla Çıray kardeşlerin üzerine savururken, kapattıkları kapının önünden dışarıya gerilediler. Aynı anda Aras'ta yataktan fırlayıp yanımda bitmişti. "Nereye?"

Ona göz ucuyla bakıp önüme döndüm. "Eve."

Bir an çıplaklığını unutmuş olacak ki, yatağın yanından buraya kadar rahat rahat yürümüştü. Kardeşleri ona ağızları beş karış açık bakıyorlardı. Aras, sabırla nefes verip ucunu tuttuğu kapıyı onların yüzüme sert bir hareketle çarptı.

İKİ ATEŞ ARASINDA (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin