Playlist - Arctic Monkeys / Arabella
...
Sinema gişesinde, beğendiğim yada beğenebileceğim bir film yoktu. Ben duvarın tepesindeki film tabelalarını incelerken, Çağan hiç oralı bile olmayıp yüzüme bakıyordu. "Seçtin mi?" diye sordu.
Hala karar veremeyerek "Senin beğendiğin bir şey yok mu?" dedim.
"Var."
İnsanlar etrafımızdan vızır vızır geçerken, bana bu kadar yakın olmasıyla gerilip yüzüne döndüm. Mavi gözleri kenarlarından kısılmış, masumca parlıyordu. "Ben ne izleyeceğimi seçtim, sende filmi seç."
Kıkırtımı tutup, göğsünden hafifçe ittim. Sonra insan içinde olduğumuzu hatırlayarak geri çekildim. "Filmi sen seç." dediğimde bana hafifçe gülümsedi. Gişeye yürürken arkasından "Seninde izleyebileceğin bir şey olsun." diye ekledim. Kızlar sever diye aptal bir romantik komedi seçmesini istemiyordum.
Sinema biletlerini görünce rahat bir soluk verdim. Türü korku, komedi ve romantizmdi. Aynı anda üçü nasıl oluyordu bilmiyordum, artık izleyerek görecektim. Salon kapısındaki görevli, yerlerimizi işaret ettiğinde, en arkaya yarımşar metre aralıklarla sıralanmış çift koltuklarına yöneldik. Çağan, ben merdivenlerden çıkarken bir an elimi tutup yardım etmişti. Yerimize ulaştığımızda kısık gözlerle etrafa kötü bakışlar fırlatıp beni duvar kenarına oturttu.
Salon hala aydınlıkken etrafa bakındım. Şu an boştu ama film güzelse, dokuz seansının biraz daha dolmasını bekliyordum. Çağan yanımdaki koltuğa oturduğunda arada bizi ayıracak bir kol olmadığından bana iyice yaklaşmıştı. Çift koltukları gerçektende adının hakkını veriyordu. Gözlerimi duvarda oynayan reklama dikerek, filmin bir an önce başlaması için sessiz sessiz saydırdım. Çağan ne yapıyordu bilmiyordum ama film izlemeye geldiğimize göre o da benim gibi ekrana bakıyor olmalıydı.
İçimdeki gereksiz sesi susturmaya çalışarak heyecanımı belli etmeye çalıştım. Işıkların kapanması ve Çağan'ın hiç kımıldamadan durmasıyla gerginliğim yavaş yavaş azaldı. O da sanki gerilmiş gibiydi. Filmin başında çalan hoş müzikle sırtımı arkaya doğru iyice yasladım.
Filmin ama oyuncusu olan kadın, ilk başlarda gerçekten korkulu sahneler yaşıyordu. Bir eve sahipti ama odanın ortasına kurduğu bir çadırın içinde uyumasını ilginç bulmuştum. Çadıra girmeyen çalışan hareketler beni ürkütse de, film ilerledikçe dikkatimi daha fazla çekiyordu. Baş erkek karakterin, sırtına yapışmış çocuk hayaleti gördüğü anki çığlığı o kadar komikti ki kahkahamı tutamadım.
Filmin yüksek sesi, kahkahamı bastırsa da, başımı kaldırdığımda Çağan bana bakıyordu. Dudaklarımı dişleyip susarak hızla önüme döndüm. Filmdeki adamla kadının korkudan doğan aşkı gayet iyi ilerliyordu. Çağan'ın bana doğru eğildiğini ve kolunun sırtımın arkasından dolandığını hissetsem de, ekrana bakmaya devam etmiştim.
Daha sonra filmde çok korkunç şeyler olmaya başlamıştı. Kadın uyurken, tavandan yüzüne doğru sarkan hayaletin deforme olmuş yüzü ekranda patlayınca, kafamı yana çevirip Çağan' a doğru bastırdım. Koltuğun sapını kavrayan kolum havaya doğru sıçramıştı. Çağan, koltuğun tepesindeki kolunu omuzlarıma dolayınca başımı kaldırdım. Deminden beri bunun peşinde olduğunu biliyordum. Fırsatını bulur bulmaz, yapmıştı. Kolunun ağırlığını vermeden tereddütlü dursa da, ben bir şey olmamış gibi tekrar ekrana dönünce rahatladı. Bende sıcak ve mayışmış olarak filme geri döndüm.
Sahneler ilerledikçe, intikamcı hayaletin gazabı giderek büyüyordu. Filmin sonunun hiç iyi olmayacağını düşünmeye başlamıştım. Çok kanlı bir sahnenin midemi alçak bullak etmesiyle, koltukta kaydığım sırada Çağan kulağıma doğru fısıldadı. "Korkma, aynı şeyleri sende yapmadın mı?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İKİ ATEŞ ARASINDA (Tamamlandı)
RomanceBİZ ASLA TEK OLAMAYIZ. Lidya'nın yalnız geçirdiği çocukluğu belleğinde derin izler bırakır. Ondan daha popüler, yetenekli ve zeki üvey kardeşinin gölgesinde kalmıştır. İlgisiz annesi, onu terk etmiş babası, KT rezidansının sert ve soğuk duvarları dı...