29.BÖLÜM

5.7K 344 356
                                    

Multimedia - Siyah Lidya

Playlist - Boy Epic/ Dirty Mind
.....

Sonunda bıçağı teninden çıkardığımda, gırtlağından tutamadığı acılı bir ses kaçırdı. Elimi göğsünden çekip tişörtünün içinden çıkardım. Kan olmuş kumaş, üzerine tutkal gibi yapıştı. Beklediğimden fazla akan kanın, elimde sicim sicim bıraktığı yollar avucumda kırmızı izler çıkardı.

Kalkmak için hamle yaptığımda, elime dokunduğunu hissettim. "Nereye gidiyorsun?"

"Karşılığını öncesinde aldığın için burada bitiriyoruz demektir."

Elimi fazla sıkmamaya çalışarak tuttu. "Biraz daha kalacaksın."

Bana apaçık bir emir veriyordu. Yükselen sesi bir an düşünmemi engelledi. Gözlerimi kısıp "Gidiyorum." dedim.

Bir adım atmışken elimdeki baskı büyüdü, dengemi kaybedip koltuğa doğru çekildim. "Daha kaç tane bıçak saplarsın bilmiyorum ama kalacaksın!"

Bacaklarımı koltukta toplayıp, en uca geriledim. Tüm Lidya hücrelerim savunma pozisyonu almamı söylese de Çağan beni görmezden geldi. Kafasını tavana kaldırmış, tek eliyle kesiğin üzerine bastırmıştı. Kanın, karanlıkta daha koyu gözüken rengi tişörtünü boyuyordu. Yarasının üzerindeki parmaklarını avucunun içine toplayıp yumruk yaptı. Donmuş suratı, yavaş yavaş çözülüp yerini boş bir ifadeye bırakıyordu.

"Çağan." dedim biraz endişelenerek. "Hastahaneye gidebiliriz."

Tavana bakarken dudakları alayla kıvrıldı. Giderek garip bir hal alıyordu. "Sen hasta olduğundan beri dışarı çıkmadım ben Lidya, evde başıma gelen bu durumu açıklayacak bir yalanın var mı?"

Hızlıca düşünsemde bir bahane bulamamıştım. "Bir şey yapmayacaksak gideyim..."

Kafasını bir anda bana çevirdi. Koyulaşmış bakışları yüzümün ortasında durmuştu. "Seninle insan gibi konuşmam için daha ne kadar bedel ödemem gerek!" diye bağırmaya başlarken yutkunup sesini alçalttı. "Sadece otur."

Yerimde huzursuz huzursuz kımıldandı. Bacaklarım kalkmak için diretirken, aklım oturmamı söylüyordu. "Çok garip davranıyorsun."

Az önce olduğundan daha korkutucu şekilde gerilen dudaklarıyla alaycı bir ses çıkardı. "Garip olan ben miyim?"

İmalı sözü suratıma tokat gibi çarptı, elimden bir şey gelmiyordu. Beni istemiyorsa gitmeme izin vermeliydi ama hiç bir şey dememiş gibi önüne dönüp eliyle yarasını tutmaya devam etti. Belki bende onu umursamamalıydım ama göğsüne yayılan kanı görmezden gelemiyordum.

Sanki onum suçuymuş gibi "En azından şu kanı durdur." diye çıkıştım. Siyah Lidya'nın gözünde Çağan bir pislikti. Sokakta oynarken çamur birikintisine düşmüş bir çocuktan farkı yoktu.

Çağan yerinden yavaşça kımıldayıp sırtını dikleştirdi. Kalkmaya çalışıyordu ama buruşmaya başlayan suratı ona engel oldu.

Koltuktan bacaklarımı uzatıp kalkacakken tereddütle durdum. "Ecza kutunu getireceğim." dedikten sonra cevabını beklemeden ayaklandım. En son hatırladığım kadarıyla çalışma masasının gözlerine koymuştuk. İçinde yarasına iyi gelecek malzemelerin olduğu kuruyu alıp yanına dönerken beni sakince bekliyordu.

Kutuyu aramıza koyup oturdum. El yordamıyla ilaç tüplerini karıştırıp zaman kazanmaya çalıştım çünkü ne yapacağımı bile bilmiyordum. Çağan'a kaçamak bir bakış atarken üzerini çıkarmasını düşündüm. Panikleyen parmaklarım kutuyu talan ederken dışarıya bir sprey düştü.

İKİ ATEŞ ARASINDA (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin