Tekrar yayimladigim bolumleri takip edip oylayan herkese cok buyuk tesekkurler❤❤
....Ne rüya gördüğümü hatırlamıyordum ama zıplamamın etkisiyle gözlerimi açtım. Yeni yeni doğmuş güneş, hala geri çekilmekten vazgeçmemiş gecenin içine karışıyordu. Henüz sabah olmamıştı ama loş ışık oda duvarını aydınlatabilecek kadar görünürdü. Ağırlamış göz kapaklarımın puslu görüntüsüyle odayı taradım, gözlerim Çağan'ı aradı. Ağrıyan başım hasta anılarla doluydu. Bana verdiği ilaçlar işe yaramamış gibi durmuyordu. Elimle yüzüme dökülen tutumlarımı geriye kakıştırıp onu aradım.
Yatağın bittiği yere konulmuş halı üzerine oturmuş, kafasını komidine dayamış şekilde duruyordu. Uyanık olduğumu fark eder etmez, oturduğu yerden doğruldu. "Nasıl hissediyorsun?"
Meraklı bakışları ağzımdan çıkacak bir kaç kelimeye odaklanmıştı. Berbat hissediyordum. Cevabımı yutup "Sen hiç uyudun mu?" diye sordum.
Gözlerini büyükçe açıp, hızlı hızlı kırpıştırdı. Canlı gözükmeye çalışsa bile, yalan söylemeye tenezzül etmedi. Uykusuzluğu açıkça ortadaydı. Yastıkların bana imkan sağladığı kadarıyla gerilemeye çalıştım. Sırtım yatağın kanarına doğru oynadı. Diğer tarafta olan Çağan ile aramızdaki yatakta büyük bir boşluk oluşmuştu.
Çağan dayadığı dirseğini yataktan geri çekip benden hızla uzaklaştı. Aramızdaki uzaklığı koruyarak "Rahatsız oldun." dedi.
Benden neden uzaklaştığını anlamıyordum. Tam tersi ona yer açmaya çalışmıştım ama ondan kaçtığımı sanmıştı. Onun için açtığım boşluğa bakıp mırıldandım. "Burası sanaydı."
Bir süre kımıldamadan kaldı. O kadar hareketsizdi ki, donduğunu sandım. Yüzündeki ifade yavaş yavaş canlanana kadar bekledim. En sonunda dudakları "Ben mi?" diye kımıldadı.
"Senin yatağın değil mi?" diye gözlerimi devirdim.
Sanki kendi yatağı değilmiş gibi çekinerek yaklaştı. Diğer yastığın üzerine yuvarlanıp bana dönük şekilde yattı. Çıt çıkarmadan, mavi gözlerini ürkütücü bir şekilde üzerime dikmişti. Gözetlenme hissi rahatsızlık versede, yatağın kendi tarafımda kıvrılıp örtünün altına toplandım.
Sabah ayazı bu şekilde bile hissedilirdi. Dişlerimin arasından "Üşüdüm." dedim.
Çağan yanıma geldiğinden beri ilk kez bir hareket yapıp yerinden hafifçe doğruldu. "Başka bir çarşaf çıkarayım."
"Boşver." diye iç çektim.
Örtümü kafama kadar çekip, bacaklarımı karnıma topladım. Çağan, huysuz cevabım karşısında bir şey demeden geri yattı. Yatağın, ağırlığıyla çöktüğünü hissettim. Tereddütte kalmış gibi kolunu havada resim çizer gibi oynattıktan sonra bir hamlede kendini iterek benim tarafıma geçti.
Yüzümü boynunun açılığında hissettim, tek kolu sırtıma dolandı. Normalde kasılıp kalmam gerekirken bedeninden yayılan sıcaklığı sakince kabul etmiştim. Elini sırtımın ortasında açıp kolunun ağırlığını vermeden hafifçe tuttu. "Böyle iyi mi?"
Bir çocuğu uyandırmaktan korkar gibi sessizce konuşuyordu. Onu her an itmemden korktuğunu biliyordum. "İyiyim." dediğim an kolundaki gerilim azaldı, ağırlığı üzerime çöktü. Başımın üzerindeki çenesi hafif hafif oynadı. "Rüyanda ne gördün?" Bir tepki vermemeye çalışarak durduğumda "Uykunda sayıklıyordun, irkilerek uyandın." diye devam etti.
Aklıma gotik ve yangının görüntüleri geldi, sonrada Kırlangıç vardı ama o bir kabus değildi. "Hatırlamıyorum." derken uyuyormuş gibi mızıklandım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İKİ ATEŞ ARASINDA (Tamamlandı)
RomanceBİZ ASLA TEK OLAMAYIZ. Lidya'nın yalnız geçirdiği çocukluğu belleğinde derin izler bırakır. Ondan daha popüler, yetenekli ve zeki üvey kardeşinin gölgesinde kalmıştır. İlgisiz annesi, onu terk etmiş babası, KT rezidansının sert ve soğuk duvarları dı...