"Yanımdan ayrılma." Kulağına doğru fısıldadığımda yavaşça kafasını sallayarak beni onayladı.
Onu belinden tutarak kendime çektim ve terli bedenlerin arasından yürüterek her zamanki masamıza götürdüm.
Masaya doğru yaklaştığımızda bizi ilk farkeden Ashton olmuştu.
Bana bakarak elini kaldırdığında onu başımla selamladım ve ardından bakışları yanımda duran Hailey'ye kaydı.
Hailey'nin ağzından bir "Aman Tanrım!" nidası kaçtığında Ashton da hızla ayağa kalktı ve hiç beklemediğim bir anda Hailey'yi kollarının arasına aldı.
Ben öylece onlara bakarken, Hailey boşta kalan kollarını Ashton'ın bedenine doladı.
Ve ben o an Ashton'ın üzerine atlamamak için bakışlarımı başka bir tarafa çevirmek zorunda kalmıştım.
"Ne kadar da büyümüşsün böyle."
"Sadece bir sene geçti, Ashton. Abartma." diyerek güldüğünde önümde duran içkilerden birini elime alarak tek dikişte bitirdim.
Diğerleriyle de selamlaşırken yüzünden hiç eksik olmayan gülümsemesini ilk defa sevmedim.
Başkalarına bu şekilde gülümsemesi sinirlerimi bozuyordu.
O gülüş sadece bana özel olmalıydı.
Sadece bana böyle gülümsemeliydi.
"Ee? Anlat bakalım. İngiltere maceranı duymak için sabırsızlanıyorum." Michael alayla konuştuğunda bakışlarımı yerden kaldırmadım.
Heyecanla bir şeyler anlatmaya başladığını duyduğumda bile bakışlarımı yüzüne çevirmedim.
Onu en yakın arkadaşlarımdan bile kıskanmam oldukça saçma ve acınasıydı.
O özgür ve ne yaptığını bilen bir kızdı.
Ona karışamazdım.
Ben bu şansı tam bir sene önce, gitmesine izin verdiğim gün kaybetmiştim.
Belki de artık bu saçmalığa bir son vermeliydim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vapor 2 || HOOD
FanfictionSana aşık olmak, bu hayatta yaptığım en büyük aptallıklardan biriydi.