32

4.6K 262 6
                                    

"Gitmek zorunda değilsin, biliyorsun." Çenesine küçük bir öpücük bıraktığımda gözlerini gözlerimden kaçırdı.

Kızaran yanaklarını gördüğümde içimde beliren heyecana bir anlam verememiştim.

Hala benden utanıyordu. 

Hala benden utanıyordu ve bu nedensizce hoşuma gitmişti.

"Gitmek istiyorum." Bu cümleyi kurarken yüzünde gördüğüm tereddüt bile ona inanmamam için yeterli bir sebepti.

Gitmek istemiyordu.

Ürkek bakışlarını yüzüme çevirdiğinde eğilip onu yeninden öptüm.

Dudaklarına bıraktığım küçük öpücüğün ardından boynuna indim ve oraya da ıslak bir öpücük bıraktım.

Titrek bir nefes eşliğinde ismimi mırıldandığında aynı yeri tekrar öptüm.

Bir elimi tişörtünden içeri sokup, soğuk parmaklarımı sıcak teniyle buluşturduğumda küçük bedeni bir kez daha titredi.

"İstemiyorsun," diye mırıldandım o altımda kıvranırken. "Beni bırakıp gitmek istemiyorsun."

"Calum..." Gözleri kapalı bir şekilde ismimi mırıldandığında bir an için görüntüsü karşısında aklımı kaybedecek gibi oldum.

Dudaklarımı boynuna bastırıp küçük öpücüklerle göğsüne doğru ilerlerken kısık çaplı iniltileri kulağıma dolmaya başlamıştı.

Nasıl bu kadar masum olup aynı zamanda bu kadar çekici olmayı başarıyordu anlamıyorum.

"Gitmene izin veremem." diye mırıldandım beni duyacağı bir şekilde. "Seni daha yeni bulmuşken, tekrar ellerimden kayıp gitmene izin veremem."

"Geri geleceğim." Sonunda düzgün bir cümle kurabildiğinde bir süre sadece gözlerinin içine baktım.

"Dört yıl. Bu çok uzun bir süre."

"Tatillerde de burada olurum." Beni neden ikna etmeye çalıştığını anlamıyordum.

Cidden, oraya gitmeyi bu kadar çok istiyor olamazdı.

Bu nedensizce canımı acıtırken kafamı omzuna yasladım.

"Seni her dakika, her saniye yanımda isterken oraya gitmene izin vermem."

Vapor 2 || HOODHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin