Kafasını, yasladığı göğsümden kaldırdığında bakışlarımı televizyondan ayırıp bana bakan gözlerine karşılık verdim.
Yüzündeki masum ifade nefesimi keserken küçük bedenini kollarımla biraz daha kendime çektim.
Tereddütlü bakışlarını yüzümde gezdirmesinden bana söylemek istediği bir şeyi olduğunu anlamam uzun sürmemişti.
Boştaki elimi hala nemli olan saçlarının arasına daldırdığımda gözlerini kapatarak titrek bir nefes aldı.
"İyi misin?" diye mırıldandığımda göz kapaklarını yavaşça aralayarak yüzüme baktı. "Ağrın mı var?"
"Hayır. Her şey yolunda." Kafasını hızla iki yana doğru salladı.
Saçlarındaki elimle kafa derisine masaj yapmaya başladığımda kollarımın arasında mayıştığını hissedebiliyordum.
Söylemek istediği bir şeyi olduğunu görebiliyordum ama nedense tereddüt ediyordu.
Tekrar kafasını eğdiğinde kaşlarımın hafifçe çatılmasına engel olamamıştım.
Elimin altındaki kumandayla televizyonun sesini hafifçe kıstığımda derin bir nefes aldığını duydum.
"Korkuyorum." diye mırıldandı kısık çıkan sesiyle.
Ona bunun nedenini sormadım. Korktuğunu zaten biliyordum.
Ardından aklına bir şey gelmiş gibi hızla kafasını kaldırdı. "Onlara bunu söyleyecek miyiz?"
Kurduğu cümledeki onların kimler olduğunu anlamam birkaç saniyemi almıştı.
"Söyleyeceğiz."
Elinin altındaki tişörtümü sıktığında bunu kasten yapmadığını biliyordum.
Bu konuda fazla gergindi ama ona hak veriyordum.
"Verecekleri tepkiden korkuyorum, Calum."
"Biliyorum." diye mırıldandığımda bakışlarındaki parlaklık arttı. "Ama kabul etmekten başka çareleri yok."
Aniden yattığı yerde doğrulup kucağıma çıktığında burnuma dolan kokusu beni mest etmişti.
Hayatım boyunca sadece bu kokuyla yaşayabilirdim.
Kollarını belimin etrafına doladığında sarılışına aynı şekilde karşılık verdim.
Sıcak nefesi boynuma çarparken dudaklarımı ıslak saçlarına bastırdım.
"Bana güveniyor musun?"
Sorduğum soru üzerine önce sessiz kaldı, ardından yavaşça kafasını salladı.
"Onlara bunu ben söyleyeceğim." Derin bir nefes aldım. "İlk başta bunu tabii ki normal karşılamayacaklar ama zamanla birbirimize olan bağlılığımızı görürlerse alışacaklarını düşünüyorum."
Bir elimi yanağına koyup bana bakmasını sağladığımda hiç beklemediğim bir anda uzanıp beni öptü.
Yumuşak dudaklarının baskısı aklımı başımdan almıştı.
Kafamı yana eğip öpücüğü derinleştirdiğimde dudaklarından hayatım boyunca duyabileceğim en güzel inilti döküldü.
"Seni seviyorum." diye mırıldandım öpücüklerimin arasından.
"Seni çok seviyorum. Seni bir daha asla yanımdan ayırmayacağım. Gitmene izin vermeyeceğim. Seni yapabildiğim en güzel şekilde seveceğim. Başkalarının ne düşündüğü umrumda değil. Umrumda olan tek kişi sensin."
"Calum..."
"Daha önce hiç kimseye karşı bu kadar yoğun duygular beslemedim. Bana ne olduğu hakkında hiçbir fikrim yok, sadece seni kaybetmek istemiyorum."
Dudaklarımı alnına bastırdığımda gözlerini kapattı.
"Ve bunun için elimden geleni yapacağım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vapor 2 || HOOD
FanfictionSana aşık olmak, bu hayatta yaptığım en büyük aptallıklardan biriydi.
