Vapor 2 || HOOD

43

"Calum..." diye inlediğinde dudaklarımı boynundan çekerek kalçalarını yumuşak bir şekilde sıktım.

Yüzünde beliren ifade olmayan dengemi altüst ederken bu haliyle ne kadar çekici olduğunu düşünmeden edemedim.

"Bana odanı göstermeyecek misin?" Bacaklarıyla beni biraz daha kendine çektiğinde elimde olmadan inledim.

Kasıklarım patlayacak gibi hissediyordum ve eğer şimdi durmazsak daha sonra çok geç olabilirdi.

Yüzümü boynuna eğdiğimde kafasını yana yatırarak dudaklarım için daha çok yer açtı.

Dilimi boynundan başlayarak elmacık kemiğine doğru gezdirdiğimde ağzından hayatımda duyduğum en güzel inilti kaçtı.

Ve ben o an sadece ölmek istedim.

Bir eliyle kol kaslarımı okşamaya başladığında tekrar dudaklarına doğru eğildim ve onu sertçe öptüm.

Bedenlerimiz birbirine sürtünüyordu ve ben gereğinden fazla zorlanmaya başlamıştım.

Dokunuşlarının etkisiyle titreyen bedenimi kontrol altında tutmaya çalışırken bir yandan da kendimi ona bastırmaya devam ediyordum.

"Eğer şimdi durmazsak," Dudaklarımızı ayırarak konuştum. "Daha sonra hiç duramam."

Tam geri çekileceğini düşündüğüm sırada belime doladığı bacaklarını sıkılaştırdı.

"Beni odana götür."

Şaşkınlıkla yüzüne baktığımda alt dudağını sertçe ısırdı.

Bu hareketi, bardağı taşıran son damla olmuştu.

Onu sertçe kucağıma aldığımda kollarını boynumun etrafına dolayarak kısık sesle inledi.

Merdivenlere doğru ilerlemeye başladığımda dudaklarım boynunda geziniyordu.

Kokusuna tapabilirdim, bunu gerçekten yapabilirdim.

Odamın önüne geldiğimde kulağıma hayatım boyunca asla unutmayacağım o iki kelimeyi fısıldadı.

"Seni istiyorum."