Evet,
Hüznüme,acılarıma,umutlarıma,kabullenişlerime,sesime,sessizliğime,umutsuzluğuma, şahit olan kelimeler ve bunu okuyan güzel yürekli insanlar! Hepinize teşekkürlerimi sunup,bu hüznün en ilkel halini ilerde belki kağıtlara aktarmak umuduyla burada sonlandırdım. Her başlangıç bir bitime mahkumdur. Bazıların süresi uzun,bazıların ki çok kısa olabiliyor. Hayat devam ettikçe getirdiklerini kabul etmek zorundalığımız var. Bazen karşı koyup terse çevirebiliriz belki ama bazen hiç bir şey yapamayız ve öylece olup bitter. Burada en önemli husus ise,yaşadığımız an hangi duyguyu bize aktarıyorsa sahip çıkıp,yaşamaktır. En azından hayattan onu öğrendim diyebilirim. Orta okul yıllarımda başladığım bu yazma sadakatine,yaklaşık 14 yıldır bağlı kaldım ve devam edeceğimi umuyorum. 2000 yakın/fazla eserim vardı,bazısına sinirlenip attım,yaktım bazısını sadece kendime olmak üzere bir köşede biriktirdim. Ama hepsini sadece ruhumu,yüreğimi sakinleştirmek için yaptım ve hiç bir pişmanlık duymadan,hepsine sahiplendim. Bazısını çok sevdim,bazısını ötekileştirip ben mi yazdım dedim ama hiç birini sahipsiz bırakmadım. Yaktıklarımı,yırttıklarımı gömdüm,geri kalanını sakladım. Çevremde kiminle karşılaştıysam ilk önerim Oku ve yaz oldu. İnsan yalnızlığının getirdiği tufanlara ancak bu şekilde karşı koyabiliyor. Her daim kitaplara ve müziğe kulak verin,orası Ademoğlunun huzurlarından bir yerdir. Ve tabi ki sonu gelmeyen boşluklarımız var bir de. Ben orayı bir kere insanla doldurmaya çalıştım ve çok büyük bir yanlış olduğuna karar verdim.Çünkü o boşluk insanı aşan bir derinlikte,oraya ise sadece Rab ile doldurmaya çalıştım,onun mesajlarını okumaya çalıştım,çalışmaya da devam ediyorum. Yüreğinizde ki inanca her daim sahip çıkın ve ona bağlanmanızı tavsiye ederim.
Hüznü sevin,çünkü en güzel kahkahalar hüzünlü yüreklerden gelir ... Umut ile,Hoşça kalın ...
Saygılarımla ...
Adem Erdoğan ...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
İlkel Hüzün
PoetryNeydi İlkellik ? Herkesin ötekileştirdiği,toplumda yeni yaratılan sahteciliğin kabullenilmeyen tek mahsum ve saf tarafı değil miydi ? Okulda,işte,arkadaşlarla bize sürekli dayatılan mutsuzluğun tek çaresi değil miydi ? Şimdi kaybettirilen o saflığı...