Demir'in Ağzından;
Sabaha kadar gözüme uyku girmemişti. Özgür'le konuştuklarımızı Defne duymuş muydu acaba. Neyse yataktan kalkıp banyoya duş almaya gittim. Soğuk su iyi gelmişti. Banyodan çıktıktan sonra takım elbisemide giydim. Bugün holdingde çok işim vardı. İnşallah yapılacak toplantılarda bir sorun çıkmaz yoksa o adamların ağzına sıçardım. Odada işlerimi halletikten sonra odadan çıktım. Defne acaba uyanmış mıydı? Aslında bir an odasına gitmek ve uyanmadıysa uyandırmak istesemde sadece kapısını aralayıp kontrol etmiştim. Hala uyuyordu. Uyurken bile masumdu. Böyle masum ve güzel bir şeye sahip olduğum için şanslıydım. Geçmişte birçok hata yaptım ve ona istemediği şeyler yaptım. Ama o benim kadınımdı. Onu asla bırakamazdım. Defne yatakta kıpırdanınca kapıyı yavaşça kapadım.
Aşağıya indiğimde kahvaltı hazırdı. Defne'yi uyandırması için hizmetçiyi gönderdim.Biraz sonra Defne merdivenlerden inip masaya oturdu. Tabağına öylece bakıyordu. Sonra yemeğe başladı. Dünden sonra iyi mi diye merak ediyordum. En iyisi bunu ona sormaktı.''İyi misin?'' dedim. Kafasını kaldırıp ''Neden iyi olmayacak mışım ki?''dedi.''Uyurken kabuslar görüyordun ve birde gecenin köründe vazo düştü, yere kapaklandın.Bu yüzden merak ettim. Hemen ''İyiyim.''dedi ve kahvaltısını etmeye devam etti. Bende kahvaltımı etmeye başladım. O sırada "Demir ben kızmazsan senden birşey isteyebilir miyim?"dedi.Kafamı kaldırıp ona baktım ve ''İste.''dedim.''Ben dışarı çıkmak istiyorum.Ama hemen hiddetlenme.Bunu kaçmak için istemiyorum sadece artık evde çok sıkıldım bana ister inan ister inanma ama gerçekten evde çok sıkıldığım için istiyorum bunu.'' dedi hızlıca. Hiç düşünmden''Hayır.'' dedim. Bu sefer de yalvarmaya başlamıştı.''Lütfen Demir lütfen.Hatta Özgür'de gelsin benimle.'' Bir anlık onaylayacak gibi olsam da kaçmaya kalkışabilirdi ve Özgür'e ne kadar güvensem de Defne'ye güvenim bu konuda tam değildi.''Hayır diyorsam hayır, uzatma.''dedim.Dediklerimden sonra hala bir yandan yalvarmaya bir yandan da süt dökmüş kedi bakışlarını atmaya devam ediyordu."Nolur Demir sadece bir kerecik bana inan, güven. Bak Özgür'de gelsin diyorum. En güvendiğin adamın o değil mi." Artık yerinden kalkmış koluma yapışmış ve yerinde zıplıyordu. En sonunda yere çöktü ve ayaklarıma kapandı. En sonunda bıkkınca derin bir nefes alıp verdim. "İlk olarak yerden kalk. Sakın ama sakın bir daha önümde eğilme. Tamam ama sadece 2 saat, 2 saatin sonunda ben gelip bizzat seni alıcam." dedim kesin bir sesle. Aslında hiç dışarıya çıkamazdı. Ama tabi 5 senedir en fazla bahçeye çıkabiliyordu. O da ben varken benimle. Özgür onun yanındayken birşey olacağını düşünmüyordum. Defne hanım da inşallah rahat dururdu. Defne yerden kalkıp bir anda boynuma sarıldı. Açıkçası beklemediğim için ona karşılık verememiştim. O da 2-3 saniye sonra geri çekildi. "Sen gelmeyecek misin bizimle?"dedi. "İşlerim var. Özgür ben gelene kadar yanında duracak. İstersen uzatma zaten istemiyorum dışarıya çıkmanı." dedim. Daha fazla uzatmadan kahvaltısını etmeye devam etti . Bitirdikten sonra "O zaman ben hazırlanayım." diyip merdivenlere yürüdü. Tam bir adım atmıştım ki. "Sakın kısa giymeye kalkma, o zaman dışarısını unut."dedim arkasından. Sadece kafasını salladı ve odasına çıktı.
O gittikten sonra bende Özgür'ü yanıma çağırıp Defne'yi gezdireceğini ama sakın gözünün önünen ayırmayacağını hatta kaçmaya çalışırsa tuttuğun gibi bana getireceğini söyledim. Ben Özgür'e yapacaklarını anlatırken Defne'de salona girdi. Onu farkedince Özgür ile konuşmayı bırakıp Defne'ye döndüm. İyi açık giyinmemişti. Yoksa onu gebertirdim. O da çıkmayı rüyasında görürdü. Yanına yaklaşıp ''Sakın dediklerimin dışına çıkma.''diyip evin kapısına doğru ilerledim.
Korumalar ben çıkınca hemen arabamı getirdiler. Arabaya atlayıp holdinge sürdüm. Holdinge gelince anahtarları ordaki adamlardan birine verip içeriye girdim. İçeriye girdiğimde herkes ya başıyla selam veriyorlardı ya da Hoşgeldiniz Demir Bey diyorlardı. Hızlıca asansöre bindim. Odamın bulunduğu kata gelince asansörden inip odama doğru ilerledim. Sekreterim olan kız önüme geçip "Demir topla-- yani Demir Bey toplantı yarım saat ertelendi." " Nasıl toplantının 5 dakika sonra olması gerekmiyor mu?" "Evet öyle ama yarım saat gecikiceklerini söylediler." dedi. "Gecikicekler demek öyle iptal et toplantıyı ama haber verme. Geldiklerinde söylersin. Bir problemleri olursa bana yolla." diyip kızın birşey demesini beklemeden odama gittim. Zaten şu kızı da sevmiyordum. Şirketteki bütün kızlar altıma girmekten başka birşey istemiyorlardı. Ama ben sadece Defne'yi istiyordum. Ona sahip olduğum gün artık hayatıma başka kız alamıyordum. Alsam da sadece ihtiyaç karşılamak içindi. Defne'ye sahip olduktan sonra kadınım olduktan sonra ona dokunamamıştım. Ona yaklaşmaya başladığım zaman ya bayılıyordu ya da ağlamaya başlıyordu. İlk başlarda umrumda değildi ama daha sonraları rahatsız olmaya başladım. Ben Demir Aksoy Karanlığın ta kendisi. Bir kız için ondan uzak duruyodum. Hatta bu kızın ödemesi gereken bedeller varken bile. Ama artık bu bedeller bitmişti. Babasına da dediğim gibi 5 sene yanımdakalacak ve bana itahat edecek yoksa borcun silinmez diye. Babasıda hemen kabul etmişti. Ne baba ama.
Ben düşüncelere dalmşken telefonumun çalmaya başlamasıyla düşüncelerimden sıyrıldım. Telefonun ekranına baktığımda Özgür yazdığını gördüm. Hemen aramayı cevapladım. Özgür aramayı cevapladığım gibi "Demir..Defne kaçtı."dedi. İşte korktuğum şey başıma gelmişti. Bir iki saniye durakladıktan sonra"Ne demek kaçtı lan..Ben sana güvenip sana emanet etmiştim Özgür!Nasıl kaçırırsın lan." dedim bağırarak."Abi valla tuvalete gidicem dedi,böyle birşey yapacağı aklıma geldi ama onu ben de tekrar tekrar uyarmıştım zaten kendimi çok suçlu hissediyorum,sana söz..Nasıl ben kaçırdıysam elimden yine ben bulacağım onu.Kardeş sözü veriyorum sana." "İster söz ver ister verme.Zaten bulunacak.Kaçışı yok,çöplüğüne geri dönecek." "Aynen öyle abi, şirkete gelmek üzereyim gelince hemen aramaya başlarız."dedi. Sinirle birşey demesine müsade etmeden yüzüne kapadım. Yine yapmıştı yapıcağını kaçmıştı. Ahhhhh diye bağırarak masanın üstündekileri yere fırlattım. Sandalyelerden biri alıp duvara geçirdim. Odanın altını üstüne getirmiştim. Ama yapmam gerekiyordu eğer yapmazsam Özgür elimde kalıcaktı. Hele hele o Defne'yi bir bulayım o zaman ölümlerden ölüm beğenecek. Bugüne kadar onu öldürmediğime dua etsin. Şimdi ölüm fermanını kendi imzaladı. Odaya saçtığım eşyalara vurmaya başladım bir yandan da sövüyordum. Sesler yüzünden sekreter kız kapıyı açıp içeriye girdi. Tam ağzını açmıştı ki " Defolun lan! Bütün katı boşaltın!" diye bağırdım. Kız da korkarak kapıyı geri kapatıp çıktı.
Biraz sonra kafamı cama yaslamış Özgür'ü beklemeye başladım. Tam da o sırada Özgür geldi. Odaya girdiği gibi onu camdaki yansımasından görmüştüm. Oda da göz gezdirip bana baktı. Hiddetle Özgür'ün üstüne gidip yumruğumu geçirdim. Özgür yere kapaklanınca yakasından tuttuğum gibi ayağa kaldırdım. Boğazına yapıştım. "Lan sana bir kız emanet ettim. Sen ne yaptın elinden kaçırdın. Hemen bulacaksın onu. Hangi deliğe girdiyse çıkarıp bana getireceksin." Özgür birşeyler söylemeye başladı. Ama tabi boğazındaki elim yüzünden zorlanıyordu. Elimi çekip konuşmasına izin verdim. "Nerde olursa olsun bulucam abi. Nasıl elimden kaçırdıysam öyle de bulup getiricem. Birkaç güne bulurum." dedi öksürerek. "Sana iki gün mühlet. Defne'yi 2 gün sonra dağ evinde görücem." Özgür kafasını sallayıp odadan çıktı. Aslında burada Defne'nin suçu büyüktü, tamam belki Özgür daha çok dikkat etmeliydi. Ama Defne bu kadar kaçmayı kafasında kurmuş ki engelleyememesi normal. Ama ben bir elime geçiriyim o Defne'yi doğduğuna pişman edicem. 5 senedir çektiği acı, çekeceği acının yanında hiçbirşey olacak.
Şirkette daha fazla durmadan eve gittim. Eve girdiğim gibi Defne'nin odasına çıktım. Odaya girdiğim gibi çekmecelere kadar hatta tuvelte kadar her yeri aradım. Birşey bulamamıştım.
2 gün sonra;
Defne'nin kaçtığı günden beri Özgür'den ses çıkmamıştı. Hele bir bulamasın gebertirdim onu. Bende hiç Defne'nin odasından çıkamamıştım. En sonunda burada kalırsam Defne'yi bulduğum yerde öldürme riskimin artmaması için odadan çıkıp aşağıya indim. O sırada telefon çalmaya başladı. Özgür'ün aradığını gördüğümde hele şükür diyip hemen açtım. "Abi buldum. Alışveriş merkezinin oradan bir taksiye binmiş. Kameralardan tespit ettik. Taksiciyi buldum konuşturdum. Korkmaz holdinge gitmiş." dedi. "Yani amcasının yanına. Tahmin etmeliydim. Orda görüşürüz." diyip telefonu kapattım.
Evden çıkıp son gaz Korkmaz holdinge sürdüm. Holdingin önüne geldiğimde acı bir frenle arabayı durdurup arabadan inip hızlıca içeriye girdim. O sırada "Demir!" dedi biri. Arkama baktığımda Özgür'dü. Hızlıca asansöre bindik. Amcasının odasını bulduğumuzda içeriye daldım. Tabi bizi beklemeyen Ozan Bey bizi görünce şaşırmıştı. Hızlıca üstüne gidip yakasına yapıştım. "Nerde lan Defne!" Ozan Bey sadece suratıma bakıyordu. Yakasını bırakıp "Hemen bana Defne'nin yerini söyleyeceksin. Yoksa biliyorsun senin için kötü olacak." Hala cevap vermemişti.Yok bu adam eceline susamış ya hayırlısı. Bende Özgür'e dönüp "Götür bunu depoya bakalım orada da böyle susabilecek mi!" Özgür adamın kolundan tuttuğu gibi dışarıya sürükledi. Kapıdan çıkmadan önce "Asla Defne'yi bulamayacaksınız." diye söyleniyordu. Ama bilmiyordu ki Defne'yi kendi elleriyle bize teslim edecekti...
----------------------------------------------------------------------------------
Evet Defne kaçtı. Demir ise çok sinirli. Ozan Bey yeğenini ele verecek mi? Orasını görücez.
İyi okumalar....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ay'ın Karanlık Yüzü
Teen Fictionİnsan bazen kendini boşluğa düşmüş gibi hisseder. Tutunabilecek bir dal arar etrafında... Ama bulamazsa karanlıktan çıkabileceği bir aydınlık... O zaman anlar karanlığın içinde kaybolduğunu... Aydınlık neden bu kadar uzak bize. * 'Karanlık bir sokak...