İnsan bazen kendini boşluğa düşmüş gibi hisseder. Tutunabilecek bir dal arar etrafında... Ama bulamazsa karanlıktan çıkabileceği bir aydınlık... O zaman anlar karanlığın içinde kaybolduğunu... Aydınlık neden bu kadar uzak bize.
*
'Karanlık bir sokak...
Acılar zamanla geçmezmiş, zaman acılarla geçermiş. Bunu daha iyi anladım koskoca 1 ayda. Demir'i o gün holdingten çıktığımdan beri görmedim. Aslında onu ne kadar görmek istesem de bir yanım dur diyordu hep ve her zaman o yanım kazanıyordu. O günden sonra hayatımda değişen birkaç şey oldu. Mesela Mert ile sıkı dost olmuştum. Evime Nisa dışında en sık gelen kişiydi. Arada yanımda da kalıyordu. Arada değil haftanın beş günü bendeydi resmen. Belki aklınızdan geçen yoksa ondan hoşlanıyor musun? Olduysa tabiki de onu arkadaşım olarak görüyorum. Benim kalbim her zaman Demir'e aitti.
Bunun yanı sıra Özgür Nisa'yla benim ya da Mert'in olmadığı alanlarda buluşuyordu. Ela ve Barış barışmış üzerine daha da ayrılmaz bir çift olmuşlardı. Ne kadar ilk zamanlarda Demir ile neden ayrıldınız diyerek üzerime gelmiş olsalar da çok tatlıydılar. Ama en önemlisini sona sakladım. Eda, Nisa Eda'dan öyle bir intikam aldı ki kızın insan içine çıkmaya yüzü kalmadı. Onur'la da ayrıldılar. Eda'da yurt dışında bir üniversiteye gitti. Nisa'nın yaptığını doğru bulmasam da hak etmişti Eda'da.
Camdan dışarıyı izlerken aklımdaki düşünceler her zaman ki gibi iş başındalardı. Arkadan gelen sesle irkildim. "Prenses nasılsın?" diye yanıma gelen Mert'in sesiydi bu. Kafamı ondan tarafa çevirip "Ne olsun her zamanki ben." "Yapma ama Defne illa her şey düzelecek. Demir'de anlar seni yakında." "Anlamıyacak Mert. Anlasaydı şimdiye anlardı. Koskoca bir ay oldu aramadı bile." dedim. Yüzüm asılmıştı yine. Mert yüzümün asıldığını görünce "Hadi Nisa'ya gidelim. Biraz neşelenirsin." dedi. Yine beni nasıl gülümseteceğini biliyordu. Kafamı aniden kaldırıp gülümsedim. "İyi fikir. Hadi hemen çıkalım." "Yalnız Defne uyarmam gerekiyor üzerinde pijamalarla nereye gidiyorsun." Mert'in söyledikleriyle üzerime baktım. "Doğru diyosun. 5 dakikaya geliyorum." dedim ve ışık hızıyla odama çıktım.
Hazırlığım bittiğinde aşağıya indim. Mert beni kapının önünde bekliyordu. Beni görünce bezmiş halde "5 dakika ha?" dedi. "Ne var ben bir kadınım. Benden 5 dakikada hazırlanmamı beklemen saçma." dedim gülerek. Mert'te gülüp kapıyı açtı. Evden çıkıp arabaya bindik. Yol boyunca şakalaşıp durmuştuk. Nisa'ların evine geldiğimizde araba durduğu gibi arabadan fırladım. Nisa'ya haber vermeyip süpriz yapmak istemiştik. İnşallah evdedir diye ümit ediyordum.
Nisa'nın aslında yanımda kalması gerekirken Özgür ile görüşememe korkusundan genellikle evinde kalıyordu. Kapıya doğru ilerlediğimde zile uzunca bastım. Arkamdan Mert'te gelip kapıya iki kez tıklattı. Biraz sonra kapıyı Özgür açmıştı. Beni görünce gülümsedi ama bakışları Mert'i bulduğunda sinirden kasılmasına neden oldu. "Aa Özgür sende mi buradaydın?" dedim havadaki gerginliği almaya çalışarak. Özgür bakışlarını zorda olsa bana çevirdiğinde "Evet buradaydım. Geçin." dedi Mert'e ölümcül bakışlarını yollayarak. Bizde içeriye girdik.
《》《》《》《》《》《》《》《》《》
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.