Defne ve Nisa'nın okulda giydiği kıyafetler
Defne'nin Ağzından;
Nisa'yı evine bıraktıktan sonra Özgür ile eve gelmiştik. Eve girdiğimizde merdivenlerden Demir iniyordu. Onunla göz göze geldiğimde yüzüne bir gülümseme yerleştirdi. "Hoşgeldiniz." dedi. Özgür yanımdan geçerek "Hoşbulduk abi" dedi. Bende öyle salak gibi durmamak için "Hoşbulduk" dedim. Demir yanıma gelerek "Odana çıkmadan bugün neler oldu anlat." dedi ve beni salona götürdü. Özgür'de peşimizden gelmişti. İkimizde tekli koltuklara oturduk. Demir'de karşımızdaki ikili koltuğa oturdu. "Kim başlamak ister?" diye sordu. Özgür bana ben Özgür'e baktım. Sen başla der gibi bana baktı. Boğazımı temizleyip "Ne olsun okul işte" dedim. "Okul işte derken?" dedi Demir. "Yani rutin okul dersler." dedim fazla uzatmadan. Demir benden birşey çıkmayacağını anlayınca Özgür'e döndü. Aslında zorlasa anlatırdım. Belki de bir mukaat yapmadığımı bildiği için rahattı. "E Özgür sende ne var ne yok." diye sordu Özgür'e. "Ne olsun işte abi. Anlattığım gibi." İşte bundan bahsediyordum. Herşeyi bildiği halde insanı yeniden sorguya çekebiliyor. Yerimden hızla kalktım. Aniden kalktığım için ikiside bana döndü. Ama ben direk Demir'in gözlerinin için bakarak "Herşeyi bildiğine göre ben odama çıkabilirim. İyi akşamlar." dedim ve salondan çıkıp odama gittim.
Odama girdiğimde elimdeki kitapları ve çantamı masaya koydum. Çantanın içinmden telefonu alıp Nisa'yı aramayı düşünüyordum tâ ki telefonda numarası olmadığını anlayana kadar. Off Demir 'sadece kendisinin ve Özgür'ün numarası kayıtlı' demişti ve bizim aklımıza hiç birbirimize numaramızı vermek gelmemişti. Ben açıkçası numaralarımız kayıtlıdır diye düşünüyordum. Off şimdi aşağıya inip Demir'den Nisa'nın numarasını istemem gerekiyordu. Salak ben. Hiçte inesim de yoktu. O kadar laf sokmuşken. Neyse zaten yarın görüşücez. Aramama gerek yok. Hem hatta yarın oda gelir belki bizimle.
Üstümü değiştirip yatağa oturdum. Aklıma Özgür'ün Nisa için sevgilim demesi geldi, bu beni gülümsetmişti. Belki de seviyordu. Bence yakışıyorlarda. Keşke Özgür Demir gibi mafya olmasaydı ve Nisa'yla daha güzel bir şekilde karşılaşsalardı işte o zaman kesinlikle ikiside birbirini hak eden iki insan olabilirdi. Şimdi de isterdim yalandan sevgililikleri gerçek olsa. Nisa için mutlu olmasını isterdim. Ben olamamışken onun mutlu olmasını isterdim.
Benim başımdan o kadar çok şey geçmişken hala Demir'in yanındayım. Belkide kim bilir alışıyorumdur da fakında değilimdir. Bebeğimi kaybetmeden aklıma sadece bir şey çok takılıyordu. Demir bana aşkını kanıtlar ve bebeğime iyi baba olabilir miydi? bu sorunun cevabını hep merak ettim. Ama artık öğrenemeyecektim. Aslında şu sıralar bana kötü değil tam tersi iyi davranıyordu ve bende biraz ona alışmıştım. Ama asla birşeyler hissedemezdim. Nasıl hissedebilirim ki. Onca kötülüğü başıma o getirmişken. Kafam kazan olana kadar kendi hayatımın iğrenç ve umutsuzluğunu düşündüm ve Nisa ve Özgür'ün mutlu olmalarını. Belkide benim içinde umut vardır belkide benim aydınlığım da yakındır. Bunca düşüncenin yorgunluğuyla kendimi uykunun kollarına bıraktım.
Sabah gözlerimi açtığımda beni saran kaslı kollarla karşılaştım. Kafamı arkaya döndürdüğümde Demir'i görmem bir oldu. Acaba rüyamı görüyordum. Gözlerimi kapatıp açtım. Ama yine aynı manzarayla karşılaştım. Hemen kollarını üstümden çekmeye çalıştım. Kıpırdadığım için Demir'de uyanmaştı. "Çekilsene"diye bağırdım. Demir ani hareketle beni kendine çevirdi "Güzelim sabah sabah çığırma." diye uyardı. "Sende kollarını üstümden çek" dedim. Demir hiç istifini bozmadan bana daha çok sarıldı. Sinirlerim tepeme çıkmaya başlamıştı "Kıt mısın sen? Yoksa gerizekalı mısın? Yok anlatamıyorum herhalde elini kolunu çek üstümden bak fena olucak."dedim burnumdan soluyarak. Demir iyice keyiflenmişti. "Ne yapıcaksın küçük hanım" diye sordu. "Bunu" dediğim gibi kolunu son gücümle ısırdım. Demir acıyla kollarını benden çekti. Kolunu ovalarken küfür mırıldanıyordu. Bana sinirle bakıp "Sen görürsün" diye üstüme atladı. Ben altta o üste olunca eski zamanlar aklıma geldi yine öyle olucağını düşünmeye başlamıştım bile. O an gözlerim dolmaya başladı. Ama Demir beni şaşırtarak beni gıdıklamaya başladı. Öyle gıdıklıyordu ki dolan gözlerim kahkalarım yüzünden gözyaşlarına dönüşmüştü. Kahkahalarımın arasından "Demir d-dur, ya dursana. Dur!" dedim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ay'ın Karanlık Yüzü
Novela Juvenilİnsan bazen kendini boşluğa düşmüş gibi hisseder. Tutunabilecek bir dal arar etrafında... Ama bulamazsa karanlıktan çıkabileceği bir aydınlık... O zaman anlar karanlığın içinde kaybolduğunu... Aydınlık neden bu kadar uzak bize. * 'Karanlık bir sokak...