Defne'nin Ağzından;
Nisa odadan çıktıktan sonra yorgun olsam da uyuyamadım. Yataktan dönüp durmaktan da sıkıldığım için kendimi banyoya attım. Yüzüme defalarca su çarpıp kendime gelmeye çalıştım. Demir'in bana nedensiz yere bağırmasını ve kıskançlık yapmayı abarttığımı söylemesini kaldıramıyordum. Yüzümü havluyla silip odadan hışımla çıktım. Onunla yüzleşmem gerekiyordu.
Demir'in odasının önüne geldiğimde derin bir nefes alıp verdim. Elimi kapının kulbuna koymak için uzattığımda kapı aniden açıldı. Yerimde korkudan sıçrayarak Demir'le yüz yüze geldim. Beni karşısında görmeyi beklemediği için "Neden geldin?" diye sordu. "Neden gelmeyecekmişim ki. İstediğim zaman gelirim." dedim cüretķâr bir şekilde. Demir çarpık bir gülümseme ekledi yüzüne. "Demek gelebilirsin. Aşağıda terör estiren kadın mı söylüyor bunu bana." "Kıskandım anladın mı! Seni kıskanıyorum gerizekalı!" dedim bağırarak. Gözlerimden yaşlar süzülmeye başlamıştı. "Lanet olsun ki sana aşık oldum. İstediğin oldu işte seni sevmeye başlayamadan aşık oldum. Sana dokunan herkesi gebertesim geliyor!!" dedim sesimi hafif yükselterek. Demir belimden tutup beni odaya soktu. Beni kapı ile arasına alıp "Nasıl oluyormuş Defne hanım. O Mert köpeğinin sana dokunduğunda seninle konuştuğunda bende aynı bu duygular içerisindeydim. Sen bana aitsin anladın mı! Sana benden başkası yasak!" diye bağırarak konuştu Demir. Ağlamam dinmişti. "P-peki nasıl Mert'in yanımda dolaştığını anladın?" "Meslek sırrı diyelim." dedi göz kırparak. "Bundan sonra geçemeyecekte." diye tamamladı cümlesini. "O bana arkadaşlık teklifi etti." dedim.
Demir'in gözlerinde bir anlığına öfkeyi gördüm. "Sen ne cevap verdin? Sadece uzak dur benden dedim" dedim ve "Cevap vermedim." ekledim. "Güzel. Bir daha asla onla konuşmayacaksın. Ne olursa olsun." dedi. Kafamı sallamakla yetindim sadece. Demir'in bakışları dudaklarıma kayarken dayanamayıp ben yapıştım dudaklarına. Yavaş başlayan öpüşmememiz tutkuya dönüşürken Demir beni yavaşça yatağa yatırdı. Dudaklarımızı ayırıp anlını anlıma dayadı. "Hadi uyuyalım." dedi. O da biliyordu daha hazır değildim. En azından üzerime gelmiyordu. Yatağa uzandığımızda kafamı göğsüne o da kafasını boyun girintime gömdü. Kokumu içine çekerken bende onun erkeksi kokusunu ciğerlerime doldurmakla meşguldüm. Gözlerimi kapadan önce duyduğum son şey "İyi uykular bebeğim." diyen bir adet Demir'di. Bende "İyi geceler." diye fısıltıyla karşılık vermiştim.
Gözlerimi açtığımda yatakta tek başıma olduğumu gördüm. Sinirle yüz üstü kafamı yastığa gömdüm ve "Ya bir adam neden sabahaları ortalıktan bu kadar çabuk kaybolabilir ki!" dedim sitemle. "Birinin erken kalkıp işlerini halletmesi gerekte ondan." dedi Demir. "Demir!" diye yatakta doğrulduğumda "Gitmemissin!" dedim sevinçle. "Uyandığını görmeden gitmek istemedim." dedi yanıma gelip yatağa otururken. "O zaman neden her sabah gözlerimi açtığımda sen yanımda olmuyorsun?" dedim sitemle. Demir yüzümü avuçları arasına alıp "Seni bırakamam diye güzelim." dedi. Bir anda Demir'e sarıldım. Beni bu hayatta isteyen ve seven insanlardan biri olduğu için mutluydum. Tabi ilk başta öyle değildi. Zaman herşeye ilaçmış meğer.
Demir'le sarılmayı bıraktıktan sonra üzerime birşeyler giyinip aşağıya indik. Masa hazılanmış Nisa kahvaltısını ediyordu. Yalnız Özgür neredeydi acaba? Koşarak arkadan Nisa'nın boynuna sarıldım. "Günaydım kuzum." dedim sevinçle. Nisa asık suratıyla "Günaydın." diye geveledi ağzında. Karşısına oturduğumda gözlerinin kıpkırmızı olduğunu gördüm. "Nisa noldu sana?" diye bağırdım. Demir'de Nisa'ya bakıp "Özgür nerede?" diye sordu. Nisa sinirle Demir'e çevirdi bakışlarını "Bilmiyorum!" dedi dişlerinin arasından. "Ne yaptın da kaçırdın çocuğu?" dedi Demir alayla. Nisa'ya baktığımda gözleri buğulanmıştı. "Kapa çeneni!" dedi ve ayağa kalktı. Koşarak kapıyı çarpıp çıktı. Demir'e bakıp "Naptın sen?!" dedim. "Ne yapmışım Defne! Çocuğa sorular sorup bunaltmış işte." dedi rahatça yerine otururken.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ay'ın Karanlık Yüzü
Teen Fictionİnsan bazen kendini boşluğa düşmüş gibi hisseder. Tutunabilecek bir dal arar etrafında... Ama bulamazsa karanlıktan çıkabileceği bir aydınlık... O zaman anlar karanlığın içinde kaybolduğunu... Aydınlık neden bu kadar uzak bize. * 'Karanlık bir sokak...