《 13. Bölüm 》

55 8 1
                                    

Özgür'ün Ağzından;

Depodan çıktıktan sonra eve doğru yol aldım. Demir'in yanında durup yeniden karanlığa gömülmesini izleyemezdim. İnsanların gözünüzün önünde ölmesi hatta sizin öldürmeniz kolay şeyler değildi. Ama bizim için kolaydır. Hele hele sevdiklerine zarar verdilerse bunu daha kolay, acımasız ve soğuk kanlı bir şekilde yaparsın.

Evin kapısının önüne gelince bahçe kapısı otomatikman açıldı. Arabayı bahçede bırakıp anahtarları arabayı otoparka götürmeleri için adamlardan birine verdim. Eve girdiğimde her yer sessizdi. Salona gidip biraz oturdum. Sonra aklıma Nisa geldi acaba yanına gitsemiydim? Ani bir karala yerimden kalkıp merdivenleri hızlıca çıkıp Nisa'nın odasının önüne geldim. Elimi kapının üstüne doğru kaldırıp kapıyı tıklattım. Ama içeriden ses gelmiyordu. Bir kaç kere daha kapıyı tıklattıktan sonra kapıyı açıp içeriye girdim. E tabi ses gelmezdi Nisa oda da yoktu. Banyoya baktığımda orası da boştu. Kesin Defne'nin yanındadır. O ordayken biraz odasın da dursam sorun olmazdı, sanırım.

Odasının camından gölü izlerken kapı açıldı. Camdan Nisa'nın yansımasını gördüğümde hele şükür diyebildim. Demek ki Demir gelmişti. Arkamı döndüğümde şaşkınca bana bakıyordu. Kendini toparlayarak "Odaları karıştırdın herhalde. Yalnız bu 2 oldu." dedi kollarını göğsünde bağlayıp ayağını yere vurarak. Bu yaptığı beni gülümsetmişti. Bu aralar beni gülümsetebilen tek kişi oydu. Nisa iyice sinir olmuş halde üstüme geldi ama mesafeli bir şekilde bir kaç adım vardı aramızda. Yeniden öpmemden korkuyordu, belli. "Oda filan karıştırdığım yok. Gelmek isterim geldim." dedim. Nisa kaşlarını daha fazla çatarak daha ne kadar çatacaksa "Geldin gördün şimdi defol." diyerek kapıyı işaret etti. Bana sinirle bakarken aramızdaki mesafeyi kapattım. Biraz da ona doğru eğildim. "Belki senin yanında kalmak istiyorumdur." dedim sesimi kısarak. Nisa kıpkırmızı olmuş bir şekilde kaşları çatık ve sinirleei daha fazla bozulmuş bir şekilde bana bakıyordu. Kapıyı gösteren elini indirip direk yanağıma geçirdi. Kafam biraz sağa çevrilmişti. "Birde pişkin pişkin gelöiş ne diyorsun. Defol odamdan!" diye bağırdı. Nisa'ya döndüğümde bana sinirli yerine tedirgin bakıyordu. Tokat attığını yeni farkediyordu belkide. Ama çok geçti. Ani bir hamleyle Nisa'yı kolundan tutup kendime yapıştırdım. Böyle birşey beklemediği için ağzından küçük bir inilti çıktı. Dudaklarımızın arasında milim vardı ve ben onu öpmek istiyordum. Bu normal miydi? Hiç değil. Nisa şokun etkisinden kurtulunca beni iymeye çalıştı. Ama ben yerimden kımıldamıyordum. "Çekil" diyerek beni itmeye çalışıyordu. Elimi saçlarında dolaştırdım ne kadar yumuşaktı. O farketmeden kokusunu içime çektim. Çilek gibi kokuyordu. Saçlarını yavaşça kulağının arkasına attım. Kulağına dudaklarımı yaklaştırıp "Artık gidemem." dedim. Sonra Nisa'yı bırakıp odadan çıktım.

Aşağıya solana gittiğimde Demir tekli koltuklardan birine oturmuş birşeyler düşünüyordu. Karşısındaki koltuklardan birine kendimi bırakırken "Ne o çok düşüncelisin" dedim. Beni son anda farkettiğinde "Okul işini düşünüyorum." "Okul işi derken?" "Defne ve Nisa'nın geri dönmesi. Zaten Nisa istediği zaman gidebilir. Ama Defne. Onun istediğini yerine getirip aramazı hoş tutmak için. Yani kısacası artık o da gidecek." dedi. Doğru mu duydum belkide Nisa okula gitmeye başladıkça burada durmayacaktı. "Peki abi kararlı mısın? Ni- yani Defne'nin gitmesinde." dedim. "Bilmiyorum. Ben yanında olmasam da adamlar yanında olacak. Ama işte daha çok güvendiğim birini göndermek istiyorum yanlarında." "Kim mesela? " dedim. Sanki kim olduğunu anlamamıştım. "Sensin Özgür." dedi ve devam etti. "Senden başkası olamazda. Bu yüzden seninde kaydın yapıldı. Belki bakarsın sonra bende gelirim. Neyse aynı bölümde aynı dersleri alacaksınız. Defne'nin yanından ayrılmayacaksın. Çıkışta direk eve. Nisa için o buraya gelmek istemezse artık evine gider. Onu da evine adamlar ya da sen bırakırsın. Zaten ben arada holdingde işleri yoluna koydukça yanınızda olucam." diyerek söyleyeceklerini bitirdi. "Tamam abi" dedim sadece. Ama aklıma sadece tek bir cümle kazınmıştı. 'Nisa için o buraya gelmek istemezse artık evine gider.' di. Ben gerçekten gitmesine hazır mıydım? Peki bundan sonra okulda nasıl anlaşıcaktık ki. Bunu da ileriki zamanlarda görücektik. Demir'le biraz daha işleri kesinleştirip geç olduğu için odalara çekildik. Yarın okulun en azından benim için ilk günüydü. Bakalım beni ne gibi süprizler bekliyordu...

Ay'ın Karanlık YüzüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin