《 22. Bölüm 》

23 6 0
                                    

Multimedya da Mert Karaman
**************************
Özgür'ün Ağzından;

Hayatımın bu kadar aydınlanabileceğini hiç düşünmemiştim. Nisa hayatıma girdiğinden beri çok değişmiştim. Hatta doğduğumdan beri kutlamadığım doğum günümü bile kutlamıştım. Demir ile o Mert itinin yanında geçirdiğimiz hararetli saatlerden sonra iyi gelmişti. Ama Demir kendini geldiğimiz gibi çalışma odasına kapatmıştı bile. Bu işi araştırabilecek birsürü adamı varken kendi kafasını bu iş için patlatmasına ne gerek vardı. Zaten o Mert'in de bir bok yapabileceği yoktu. Adamın abisinden tek farkı tehtitlerini harekete geçirebiliyor olmasıydı. O da kendi kazdığı kuyuya düşmesiyle son buluyordu.

Demir yanımızdan ayrıldıktan sonra 23 yıl sonra ilk kez sevdiğim kadınla ilk doğum günümü kutlamış ve doğum günü pastamı kesmiştim. Nisa ile sarmaş dolaş ikili koltukta oturup pastamın tadına bakarken Defne'nin asık suratını farkettim. Ela ve Barış'ın yanında ona durumu açıklamayacağım için yani en azından bunu ben açıklayamayacağım için Defne'ye bakarak "Demir yarın ki toplantı için hazırlık yapıyor. Yoksa o da aramızda olurdu." dedim avutmaya çalışarak. Nisa'da kötü bir şey olduğunu sezmiş olacak ki "Kesin öyledir." dedi sinirle. Ah be Nisa'm işimi zorlaştırmasan. Nisa'ya sus dercesine baktım. O da "Ne var doğru değil mi? Kızı ilk günden sattı" dedi ve Defne'ye dönüp devam etti. "Dost acı söyler arkadaşım. Sana iyi davranması onun yap-" Nisa daha fazla devam etmeden elimle ağzını kapartım. "Aaaa ama güzelim çiftlerin arasındaki mesele bizi ilgilendirmez." dedim. Nisa'ya ne yapıyorsun sen dercesine bakarken. O sırada Ela "Nisa Özgür doğru diyor nişanlı çiftin arasına girme." dedi. Hah işte nişanlı konusu tekrar açılmıştı. Ela gülümseyerek Defne'ye döndü ve devam etti. "Eee Defne düğün ne zaman?" diye sordu. Defne, ben ve Nisa'ya ne diyeceğim şimdi diye baktı ama bizde ne diyeceğimizi şaşırmıştık. Şimdi Demir olsa ne derdi diye düşündüm. Tam cevap verecekken Defne "Okul bitsin. Bir tarih belirler düğünü yaparız diye düşündük." deyiverdi. Nisa ağzımdaki elimi çekip "Çüşşş!" diye bağırdı. Nisa'yı kolumun altına alıp kulağına onun duyabileceği ses tonuyla "Güzelim biraz daha pot kırmaya devam edersen cezası çok büyük olacak senin için." dedim tehtitkar bir ses tonuyla. Nisa ciddi miyim diye suratıma bir anlık baktı ve ciddi olduğumu görünce sustu. Barış bize dönerek "Neden çüş Nisa nişanlılar. Sonuçta evlenecekler." Nisa bana bir saniye baktı ve Barış'a döndü. "Ee tabi nikah şahidi de ben olucam Barış'çım." dedi zoraki gülümsemesiyle.

Akşamın geri kalanı sohbet etmiştik. Bu nişanlılık işi benim başımın altından çıkmıştı ve o zaman dediğimde bu kafar sorun yaratacağını düşünememiştim ama şimdi ne yalan söyleyeyim pişman olmuştum. Defne tüm akşam somurtmuş ve sonunda yorgun olduğunu söyleyip odasına çekilmişti. Baeış ve Ela'da Defne gittikten 1 saat sonra onları da geçirmiştik. Nisa'yla salonda yalnız kalınca "Nisa daha fazla bu konuda ileri gitmeni istemiyorum. Ya durumu kurtaramasaydık." Nisa bana dönerek "Kurtardık ama değil mi? Hem ben hâla sinir oluyorum o Demir'e. Aşkına da inandığım falan yok. İlk zamandan üzdü kızı. Defne ne kadar özlemişti Demir'i gelsinde sarılayım diyordu. Ama o ne yaptı gitti odasına kapandı." dedi. Haklıydı belki ama asıl konuyu bir bilse. "Kapanmasının bir nedeni var Nisa." "Neymiş bu neden?" "Bu seni ilgilendirmez." dedim kendimi koltuğa bırakırken. Nisa "O zaman neden filan yokmuş. Neyse ben yatıcam sana iyi geceler." dedi ve hızla merdivenlere doğru ilerledi. Ah bu kız beni deli etmeden duramaz mı hiç.

Yerimden hızla kalkıp arkasından koşturdum. Odaya girmeden kolundan yakaladım. O sırada Demir'in çalışma odasının ön0nde Defne'yi gördüm. Gülerek Nisa'yı odaya soktum. Nisa'yı duvarla arama alarak dudaklarına yapıştım. Nefessiz kalana kadar öptüm. Nefesimi kontrol etmek adına ayrıldığımda Nisa şaşkınca suratıma bakıyordu. "Bu ne içindi." dedi nefes nefese. "Cezanın ilk kısmı." dedim ve tekrar dudaklarını sömürmeye başladım. Nisa'yı yatağa yatırınca direk üzerine çıktım. Nisa tedirgince bana bakıyordu. "Ş-şey Özgür b-ben hiç-" onu susturan dudaklarım oldu. "İlkini sana zorla yaptıracak değilim." dedim ve kendimi yanına attım. Az önceki romantizm bana fazla gelmişti. Vucüdüm şimdiden kasılmıştı. Ama kendimi frenlemeyi iyi beceren biriydim. Nisa yatakta bana doğru dönerek "İlkimin sen olmasını istiyorum ama şuan buna hazır değilim. Afedersin." dedi kafasını eğerek. Çenesinden tutup o sevdiğim maviliklere baktım. "Sakın bu yüzden başını eğme. Hazır olduğunda."
"Hazır olduğumda." diye tamamladı beni.

==============================

Defne'nin Ağzından;

Dudaklarımda hissettiğim baskıyla açtım gözlerimi karşımda bana gülümseyerek bana adamı gördüğümde bende gülümsedim. Gülmek bir insana anca bu kadar yakışırdı. Biraz daha gülümsemeye devam ederse bayılacaktım. Demir tatlı tatlı gülümserken bayılacakmış gibiydim ama kurduğu cümle beni öldürebilirdi. "Evlen benimle." dedi muzipçe. "Hı" diye bir ses çıktı benden. Bu sefer Demir'in kahkaları kulaklarımı doldurdu. "Sonuçta evlenmeyecek miyiz zaten. Diyorum ki bunu biraz erkene çekelim." direk "Belki ben seninle evlenmek istemiyorum." Evet istiyordum. Emin olmasam da istiyordum ama bunu Demir'in bilmesine şimdilik gerek yoktu. Biraz kızdırmak iyi olabilirdi. Demir kaşlarını çatıp "Ne demek evlenmek isteyorumdur belki. Kadın sen beni delirticek misin!" dedi kükreyerek. Gerçekten fazla sinir olmuştu ama geri adım atmayacaktım. "Vallaha seninle evlenmek şuanlık planlarımın arasında yok Demir Bey." dedim. Demir daha da sinirlenerek üzerime çıktı. "Demek öyle." dedi ve dudaklarıma yapıştı. Elleri vücudumda gezintiye çıkmışken o dudaklarını göğüslerime doğru indirmişti. Nefesimi düzene sokmaya çalışırken "D-demir dur!" diyebildim ama o beni duymuyor gibiydi. Demir tişörtümü sıyırınca gözyaşlarım akmaya başladı. O güçle onu üzerimden ittim. Hızla ayağa kalktım.
"Sen ne yaptığını zannediyorsun. Bana eskiden yaptığın o iğrenç şeyi tekrar mı yaşatmak istiyorsun. Tebrik ediyorum az kalsın başarıyordun ve bunu seni sevmeye çalışan kadına yapmak akıllıca değildi!" dedikten aonra banyoya koştum. Kapıyıda kitledikten sonra kendimi soğuk duşun altına attım. Bir zaman sonra odanın kapısının çarpılması sonucu derin bir nefes aldım. Tamam belki suçluydum ama ben bu kadarını beklemiyordum.

Banyodan çıktıktan sonra üzerimi giyindim. Odadan çıkıp salona indim. Herkes masada oturmuş kahvaltı ediyordu. Beni farkettiklerinde Nisa sandalyeden kalkıp yanıma geldi. "Günaydın canım. Bugün geri dönüyoruz ve tahmin et ne oldu? Ela aradı bu hafta salı okuldaki yarı yılın bitmesi şerefine parti var yani iki gün kaldı ve bizde gidiyoruz." dedi heyecanla. O sıra Demir'le göz göze geldim. "Bakarız." dedim düz sesle. Nisa bendeki garipliği anlamış olacak ki Demir'e göz dikti. Bir kavga daha çekemeyeceğim için. "Kabus gördüm ve çok korktum onun suçu değil." dedim. Nisa bana dönerek "İnandım say. Ama bu seferlik." dedikten sonra masaya geçtik. Arada Demir ile göz göze gelmek içimin daralmasına neden oluyordu. Özgür'ün açtığı konuda cabasıydı. Durduk yere dün akşamı anlatmıştı. Demir'de sabah dediklerimin onu kızdırmak adına olduğunu anlamıştı. Ama bense 'Ne deseydim gerçekleri mi?' diyerek Demir'in düşüncelerini def etmiştim. Sabah için kızgındım ona bu yüzden onu mutlu etme havamda değildim.

Eşyalarımızı topladıktan sonra iki ayrı araçla yola çıktı. Yolun ilk yarısında arabaya sessizlik hakimdi ama sessizliği bozan Demir olmuştu. "Özür dilerim." dedi bana anlık bakarak. Ona cevap vermedim sadece kafamı cama çevirdim. Cümlesini tekrarladı. Bu işin uzamaması için ona bakmadan "Bir daha tekrarlanmasın." dedim kısaca daha sonra eve varana kadar ikimizde konuşmadık.

Eve geldiğimizde ben direk odama çıktım. Arkamdan da Demir odaya girdi. Yanıma yaklaşarak "Defne yapma böyle sabah yaptığım büyük bir hataydı." dedi. Evet üzgündü ama sindiremiyordum sanırım. Ona bakışlarımı çevirdim. "Tamam Demir. Ama bunu sindirmem için zaman ihtiyacım var. En azından bir gece." dedim ve yatağa uzandım. Demir kafasını salladıktan sonra kapıya doğru ilerledi. Tam çıkacakken "Ha bir de şu baloya kavalyesiz gitmiyorsun düşünürsen diye dedim." diyerek odadan çıktı. Arkasından sadece tebessüm ettim. Ne olursa olsun kıskançlığından taviz vermiyordu. Galiba ben bu öküze alışmaktan daha da ileriye gidiyordum belki de sevgi beslemeye başlamıştım. Sabah ki yaptığının üzüntüsünü gözlerinde görmüştüm bu yüzden onu affedecektim. Baloya da gidersem kavalyem yapacaktım. İleride mutlu olabilmemiz adında da bu sorunlarımı aşmalıydım. Geç saate kadar kafamda bazı şeyleri yerine oturtmuştum. Artık yatmam gerekiyordu. Sabah okula gidebilmem için. Gözlerimi güzel bir gün için kapattım.

*****************************

Mert bakalım neler yapacak?
Demir Defne'yi koruyabilecek mi?
Göreceğiz...
Beğenilerinizi ve yorumlarınızı her zaman ki gibi bekliyorum...

İyi Okumalar...😊

Ay'ın Karanlık YüzüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin