《 29. Bölüm- 2. part 》

20 6 0
                                    

Nisa'nın Ağzından;

Burak beni Defne'nin getirildiği eve bırakınca zaman kaybetmeden kapıya koştum. "Defne!" diye bağırıp kapıya vuruyordum. Bir müddet sonra gözleri kan çanağı olmuş halde Defne açtı kapıyı. Onu öyle görünce zaman kaybetmeden sarıldım. "Kuzum noldu sana? Üzerinden tır geçmiş gibisin." "G-geçti çünkü." diyerek ağlamaya başladı. Kapıyı kapatıp onu salonun bulunduğu yere çektim. Koltuklardan birine oturduğumuzda "Ne yaptı o hayvan sana?!" dedim sinirle. "Aslında ben ona bir şey yaptım ya da ben her şeyi mahfettim sanırım Nisa." "N-nasıl?" dedim şaşırarak.

"Beni okuldan sürükleyerek çıkarıp ormanın içinde çok güzel bir eve getirdi. Beni bir odaya kapattı. Bir müddet kapalı kaldım. Sonra geldi bedel ödetecekti. 'Bıktım artık senin problemlerinin hesabının bana kesilmesinden! Artık kaybedecek bir şeyim yok benim, al ne istiyorsan! Namusumu çaldın, şerefimi iki paralık ettin, kadınlık gururumu ayaklarının altında ezdin! Bense sadece seni sevmeğe çalıştım ve bak aşık oldum! Ama sana yetmiyor. Şuan ne yaparsan yap kılımı kımıldatmam!' dedim. Demir'de artık beni serbest bıraktığını söyleyip buraya postaladı." dedi ağlaması şiddetlenirken. "Sen bayağa 5 senenin acısını yüzüne vurmuşsun." "Evet farkındayım. Ama tutamadım kendimi." "Şimdi ne olacak?" dedim merakla. "Demir bu kadar gerçeği yüzüne vurmamla bu saatten sonra çıkmaz karşıma. Karşısına çıkmama da izin vermez. Dediklerimi sindirene kadar uzak duracağım ondan." dedi gözyaşlarını silip. "Peki ya Mert?" dedim. Sonuçta o çocukla ne yapacaktık merak konusuydu.

Defne bir müddet düşünür gibi yapıp "Arkadaş olmaya karar verdim ve öyle kalacağım." "Emin misin Defne? Ya Demir'i sonsuza kadar kaybedersen." "Zaten ona söyledim arkadaşlığımı bozmayacağımı. Onun sorunları beni ilgilendirmez. Ama Demir'le aramın daha çok açılmasını sağlayabilir. Yine de Mert'e haksızlık etmeyeceğim. Demir'de bunu anlasın artık." dedi kendinden emin bir şekilde. Hayırlısı diye geçirdim içimden...
•••••••••••••••••••••••••••••••••••••••
Sabah uyandığımda koltukta iki büklüm uyuduğumu anladım. Etrafa bakındığımda Defne'nin olmadığını farkettim. Yerimden doğrulup ayağa kalktım. O sırada salona giren Defne'nin giyinmiş olduğunu gördüm.

 O sırada salona giren Defne'nin giyinmiş olduğunu gördüm

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yanıma gelip "Hadi hazırlan!" dedi. "Sakin ol Defne! Ne bu acelen?" "Ya ben bugün okulu ekip Demir'in yanına gidiceğim." "Emin misin? Ya ters teperse. Daha dün akşam bir müddet geçsin diyordun." dedim uyararak. "Ne olursa olsun ama son kez de olsa onunla konuşmam gerekiyor." dedi ama kararsız gibiydi. "Gelmemi ister misin?" "Gerek yok." dedi ve çantasını koluna taktı. Ama nedense bu işi tek başına halledebilceğini düşünmüyor gibiydi.

Evden çıktıktan sonra taksiye bindik. İlk Defne'yi holdinge bırakıp ordan okula geçtim. Taksicinin parasını ödeyip taksiden indim. Okulun kampüsüne girer girmez adımın söylenmesiyle arkamı döndüm. "Nisa!" Barış yanıma telaşla gelip "Şu işi halletmemiz lazım. Ne öğrendin?" diye sordu. "Sakin bir yere geçelim." dedim ve onu banklardan birine çektim. Banka oturduğumuzda dün tuvalette olanları ayrıntısına kadar anlatmaya başladım.

Ay'ın Karanlık YüzüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin