Medya: Ela Kaya
"Hepimiz cevabını bekliyoruz Ela. Ne oldu o garsona?" Odadaki öldürücü sessizlik gittikçe tahammül edilemez bir hale bürünmüştü. Bakışlarımız birbirine kenetli halde iken ne söylemem gerektiğini bilmiyor sadece onu izliyordum. Ürkmüş halim çok hoşuna gitmiş olmalı ki yüzünde alaycı gülüşü sırıtmakla meşguldü.
"Bir birimize uygun değildik..." Titrek sesimin duyulup duyulmadığından emin olmasamda konuşmaya çalıştım. Bayan dedikodu kraliçesi patronunun yanında kahraman aşığa ne olduğunu merak ederken pot kırmamak zorundaydım. Şimdi bir şeyler yapıp toparlanmazsam yarın işe geldiğimde adım kalpsize, vicdansıza çıkabilirdi.Öyle olduğumu büyük hatalar yaptığımı bilsemde geçmişimi saklamak istiyordum. Temiz bir sayfa açmak istiyorsam eskisini koparıp atmam gerekirdi. Ela Kaya'nın yaptıklarını hiçbir silgi silemez, hiçbir özür affettiremezdi. "Kendi yollarımızda ilerlemeye karar verdik."
"Öyle mi?" Suratını asmış cevabımdan tatmin olmamıştı. Tahminimce uzun bir süre kıvranmamı pişmanlık dolu sözler söylememi bekliyordu. " Bir erkek bir kadın için ölümü dahi göze almışsa, o kişiyi gerçekten seviyor demektir. Karşılıklı anlaşıp ayrılmaya karar verdiğinize emin misin? Bence sen onu yarı yolda bırakıp kendi kanatlarınla uçmak istemiş olabilirsin. Sonuçta sen Ela Kaya'sın, o ise bir garson parçası..."
Son iki kelimeyi söylerken gözlerinde tarif edemediğim korkutucu birkaç duyguyu görmüş ürkülerek bakışlarımı kaçırmıştım.
"İtiraf et . Sen ona uygun olmadığın için değil o sana uygun olmadığı için ayrıldın."
"Birbirimize uygun değildik dedim." Yerdeki klasörlerden birini alıp telaşla kurcalamaya başladım. Bir şeyler ile uğraşıp dikkatimi meşgul etmezsem kontrolümü kaybedip Anıl'ın gözlerine bakabilirdim. Görmeye alıştığım sevecen bakışlar yerine nefretle her karşılaştığımda üzülüyor pişman oluyordum.
"Madem uygun değildiniz, neden seni sevmesine izin verdin?"
"Anıl, yeter artık..." Zor durumda kaldığımı anlayan Faruk araya girmiş uzadıkça uzayan konuşmayı durdurmaya çalışmıştı. "Herkes kendi hayatını yaşamaya karar verdiğinden beri seneler geçmiş. Eminim iki tarafta birbirini unutup hayatına devam etmiştir. Sonuçta o zamanlar çok küçüktük, çocukça hislerdi..."
"Nereden biliyorsun?" Kafamı yavaşça kaldırıp Anıl'a baktım. Sinirle Faruk'a bakıyor bakışları ile meydan okuyordu. "Unutup hayatına devam ettiğini nereden biliyorsun? Belki de..."
Yüzü bana döndüğünde bocalamış kafamı klasörün arkasına saklamıştım. "Yemekler nerede kaldı?" Beni unutmadığının farkına varalı birkaç gün olmuştu. Karşılaştığımız ilk andan beri bana işkence etmekle o kadar meşguldü ki beslediği nefret metrelerce öteden hissediliyordu. Sesini duyduğumda dahi korkmama yetecek kadar hırslıydı. Yıllar beni unutmasını sağlayamamıştı. Hissettiği aşk yaptıklarımla zehirlenmiş öç kokan duygulara dönüşmüştü.
"Sanırım yemekler geldi..." Yanımda oturan Faruk siparişleri almaya giderken klasörün ardından Özgür'e baktım. Dakikalardır tek kelime etmemiş sadece Anıl'ı dinlemekle yetinmişti. Normalde biri beni üzücek bir şey yapsa panter kesilir o kişinin üzerine atlardı. Söz konusu Anıl olunca acıyan gözlerle onu izliyor derin derin iç çekiyordu. En yakın arkadaşım tarafından sstıldığım şu dakikalarda tek kurtarıcım Faruk'tu.
"Buyrun hep beraber yiyelim."
Klasörü indirip Faruk'un masaya koyduğu yemeğe baktım. Gördüklerim yüzümün buruşmasına neden olurken "Sushi mi?" diye sormuştum.
"Sen çok seversin, o yüzden..."
"Ela sushi yemez..." Anıl yeni bir koz yakaladığını anlamış olmalı ki tekrardan sırıtmaya başlamıştı. " Nefret ettiği biri çok seviyor diye ağzına sürmüyor. O kişinn canını yakmak için neleri göze alabileceğini bilsen neye uğradığını şaşırırdın. Bunca işkenceme katlanma nedenide insanların duygularıyla oynama nedenide o kişi. Onca yıl geçmiş ama..." Öne bana doğru eğilmiş yüzünü yüzüme yaklaştırıp "...hiç değişmemiş değil mi?" diye sormuştu. "Hala eskisi kadar güzel, eskisi kadar imkansız, eskisi kadar kalpsiz..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Taş Kalpli Barbie ( Tamamlandı)
RomantikBabasının inadına üvey kardeşiyle küçük bir iddia uğruna okuldaki garsonu kendine aşık etmeye karar verdiğinde pişman değildi Ela. Yada o kişinin duygularıyla oynayıp işi nikah masasına kadar uzattığında da. Asla aşka inanmamış yaptıklarında kendini...