16. Bölüm Taktik değişikliği

30K 1.7K 285
                                    


Ela'nın bakış açısı

"Sadece iki kelime..." Çenemi tutup ona bakmamı sağladı. Sadece bir çift sözle beni affetmeye razıydı. Başka hiçbir şeye gerek yoktu. Anıl yine pes eden olmayı seçmişti. Aradan ne kadar zaman geçtiğinin önemi yoktu. Bizim hikayemiz tekrarlar üzerine kuruluydu.
Defalarca uçurumun kenarından dönmüş olmamıza rağmen ilişkimiz bitmişti. Yine aynısı olucak işler karışıcaktı.

"Ela..."

Seni seviyorum demem için bekliyordu. "Özür dilerim..." Birkez söz vermiştim. Bundan sonra Anıl'a yalan söylemeyecektim. Yaptığım onca şeyden sonra özür dilemek absürttü belki ama söyleyebileceğim başka bir çift kelimem yoktu.

Aşka inanmıyor,hatta aşkdan nefret ediyordum. Sadece annemi değil Anıl'ı da aşk mahvetmişti. Ben babamın kızıydım. Bundan Anıl'ın gözlerine baktığım ilk an emin olmuştum.

"Pes etmeyeceksin." Hayal kırıklığına uğramış bir şekilde geri çekildi. Söylediğim bir çift söz yaralarına merhem olmamış aksine yenilerini açmıştı. Yerdeki sandalyelerden birini tutup hızla masaların üzerine fırlattı. Sinirlenmiş çıldırmıştı.

Her şeyi unutmaya affetmeye çalışıyordu. O tüm gücüyle çabalarken ben onu ittikçe kırılıyordu.

"Bir kez olsun sadece bir kez..." Kırgın bir yüzle bana bakıp "...beni sevmeyi denedin mi?" diye sordu.

"Eğer birine aşık olucak olsaydım, inan o sen olurdun."

Anıl benim için tehlike demekti. Neyin değiştiğini anlamasam da kalbimde bir şeyler değişmişti. Tekrar karşılaşmamız bana iyi gelmemişti. Her daim onu düşünür hale gelmiştim. Belki yıllar sonra dahi hala beni seviyor olması beni etkilemişti. Belki zengin karizmatik herkesin taptığı bir adam oluşu.

Bir şeylerin beni tereddüte düşürdüğü kesindi bunun aşka dönüşmesine izin vermemeliydim. Bunca yıl aşka inanmadığımı söyleyip durmuş şimdi gerçek olmasından korkar hale gelmiştim.
Annem, onun annem gibi olduğunu görmek istemiyordum. Beni affettiğini söyleyecek devam etmek istiyecekti ama gerçek bundan ibaret değildi. Annem defalarca babamı affettiğini söylemesine rağmen bir kez bile onu içten affetmemişti. Sevgi'ye her baktığında bir bardak içki koyup köşesine çekilir sinirini kırgınlıklarını içine atardı.

"Sadece benim yani kendini kaptıran..." Etrafı dağıtıyor bana hissettiği nefreti mobilyalara kusuyordu. "Birde Sevgi ile beni kıskandığını düşünüp peşinde koştum. Beni sevdiğini sandım. Ne kadar safmışım." Yılların değiştiremediği tek şeyi de mahvetmeyi başarmıştım. Huzur kokan bahçe darmadağın olmuştu. Tıpkı hayatım gibi.

"Anıl, sakinleş ne bu hal..."

Arkadan bizi takip eden Faruk koşarak yanımıza gelmiş sağa sola saldıran Anıl'ı sakinleştirmeye çalışmıştı.

Görmeye alışık olduğum Anıl'dan çok farklı birine dönüşmüştü. Saldırgan kontrol edilemez.

"Senin burada ne işin var." Faruk'u sinirle itip uzağa kaçmaya çalıştı. "Neden şaşırıyorum ki Ela'yı takip ettin deği mi?Ela bak koruman geldi."Gözlerini bana dikip bir süre bekledi.Bakışlarında kırgınlık yada nefret değil tarif edemediğim duygular vardı. O kadar ürkütücü bakıyordu ki benden nefret eden istifa etmem için çabalayan kötü patron Anıl'ı özlemiştim.
"Siz üçünüz hiçbir şey olmamış gibi barışıp mutlu mesut yaşıyorsunuz. Ama bir tek ben geçmişin hayaleti oluyorum." İşaret parmağı ile beni gösterip "Seni Faruk ile görmek kolay mı sanıyorsun?" diye bağırdı. "Adam senin için intihar etmeye kalktı. Sen bana gelmiş Sevgi ile arkadaş olmamın hesabını mı yapıyorsun?"

Taş Kalpli Barbie ( Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin