Ellerim kucağımda ,gözlerim yırtık pırtık olmuş gelinliğimin eteklerinde hastane koridorunda bekliyordum.
İç sesim dahi susmuş bir halde bugün ne yaşadığımızı kavramaya içinde bulunduğumuz gerçekliği hazmetmeye çalışıyordum.
Bu sabah yataktan heyecanla fırlayan ben şuan ne düşüneceğimi şaşırmış haldeydim.
"Hepsi benim suçum. "
Başımı yana çevirip sol yanında oturan Arif'e baktım. Göz bebekleri titriyor ağlamamak için dudaklarını ısırıyordu. Tüm kasları gergindi. Yumruk yaptığı ellerinde kızıl lekeler vardı." Tüm bunların yaşanmasının tek sorumlusu benim."
Normal zamanlarda pek fazla haz etmediğim küstah Arif şuan o kadar çaresiz duruyordu ki içim sızlamıştı. Kollarımı ona dolamak koskocaman adamın başını okşamamak için kendimi zor tutuyordum.
"Nereden çıkardın hepsinin senin suçun olduğunu, saçmalama."
Elimi omzuna koyup sıktım. Ne diyeceğimi bilemez haldeydim.
"Ela haklı hepsi Gizem'in suçu." Sağ yanımda oturan Özgür söylendi.
Bir anda ortadan kaybolan Gizem'i eninde sonunda bulacağını kemiklerini kuracağını söylüyordu. Öfkeden gözleri kıpkırmızı kesilmişti.
Azer ve Faruk yaralıydı. Esin baygındı ve hala daha kendine gelmemişti. Tüm bunların nedeninin Gizem olduğunu bağıran Özgür onu onaylamamı bekliyordu. Her bir sözü doğruydu haklıydı ama haklı olması bir şeyi değiştirmiyordu.
Polislerin Igor'u elinden zor aldığı Arif Gizem'e yönelirse tehlike büyük demekti.
Şuan için istediğim tek şey herkesin iyi ve güvende olmasıydı. İntikam öfke ... Bu tarz hisler senelerce canımı yakmış vaktimi çalıp durmuştu. Benim için önemli olan tek şey vardı oda sevdiklerim ile olmak ... Onlara sarılıp kokularını içime çekebilmek.
"Faruk'un kolundaki kesik derin değil. " Bir elimi sağ yanımdaki Özgür'e diğerini de Arif'e kenetledim. "Azer'in de kısa sürede iyi olacağına eminim. " Başımı salladım. "Maviş ne kadar güçlü biri bunu hepimiz biliyoruz... Atlatıcaktır."
Dediklerimi duymayan Arif birkez daha herşeyin onun suçu olduğunu mırıldandı. Pişmandı hemde aşırı pişman...
Her bir mimiği kararlarını sorguladığını söylüyordu.
"Neden senin suçun olsun,senin sayende hepimiz buradayız nefes alıyoruz. "
Son dakika yanımıza gelen Arif günün belkide en büyük kahramanlığını yapmış piyonlar yerine esas düşmanı yere yığmıştı. Kendine haksızlık ediyordu.
"Benim suçum çünkü..." Başını bana çevirip baktı. "Onu ben zorladım." Dudakları kemirmekten kanamaya başlamıştı. "Vatani görevi ve Natasha arasında bir seçim yapması için baskı kurdum. "
Çatık kaşkarım önümde duran yıkık bedene baktım.
"Benim için başarı sivillerin güvende olması demek..." İç çekti. "... Bana göre mutluluk küçük bir çocuğun, genç bir kadının, yaşlı bir amcanın güvende olması demek." Ellerini başına dayamıştı. Avuçlarındaki kızıllık tüm dikkatimi çekiyordu. "Sandım ki doğrusu benim bildiğim, sandım ki Azer'in aklı karışık, sandım ki, sandım ki..."
"Sandın ki?" Duyacağım cevabı çok iyi biliyordum.
"Sandım ki aşk diye birşey yok. Sandım ki bizi hayata bağlayan tek şey görev aşkımız."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Taş Kalpli Barbie ( Tamamlandı)
Lãng mạnBabasının inadına üvey kardeşiyle küçük bir iddia uğruna okuldaki garsonu kendine aşık etmeye karar verdiğinde pişman değildi Ela. Yada o kişinin duygularıyla oynayıp işi nikah masasına kadar uzattığında da. Asla aşka inanmamış yaptıklarında kendini...