Anıl'ın Bakış Açısı
Mutluluğu resmedebilir misiniz? Hayatta sahip olmak istediğiniz herşeyi küçüçük bir resim çerçevesine sığdırabilir misiniz?
Biri size zamanı durdurma bir anı uzun uzun sonsuza kadar yaşama hakkı verseydi tercihiniz ne olurdu?
Üniversiteyi kazandığınızı ailenize söyleyişiniz? İlk maaşınızla ailenize hediye alışınız ? Yada o kişiyi bulduğunuzu anladığınız ilk an?
Benim için mutluluğun resmi Ela demekti hep. Gözlerimin içine bakıp gülüşü,sinirlenince kızaran yanakları, mahçup olduğunda buklelerinin ardına saklanışı. Elime bir kamera tutuşturup kör olucaksın ölene dek hatırlamak isteyeceğin son bir kare çek deseler düşünmeden onun melek yüzünü çekerdim.
Çünkü Ela demek herşey demekti. İnsana huzur veren denizlerin engin güzelliği onun mavi gözlerinde saklıydı. Kaybolucaksam eğer karanlıkta, son birkez gözlerine dalıp gitmek isterdim.
Kokusu boğazı süsleyen erguvan çiçekleri gibiydi. Bir nefes bir nefes daha... Her yudumda biraz daha çaresiz biraz daha aşıktım.
Saçları gün ışığı, dudakları yaşama sebebi, sarılışı beni ben yapan şeylerdi. Dedim ya benim için mutluluk hep Ela demekti.
Onlada onsuzda en güzel şekilde yaşadım aşkımı ben. Kimi günler hayaline sarıldım. Kimi günler resmiyle konuştum. Kendi kendime defalarca onunla tartışıp ondan nefret ettim. Bana bunu yapmaya hakkı olmadığını bağırıp kalbimde ona ayırdığım odayı yakıp yıktım. O kadar uğraştım durdumda yine dönüp dolaşıp küçücük bir gülüşüne tüm yelkenleri suya indirdim.
Benim için mutluluğun resmi kesindi ama işte o an bu an dediğim belli bir zaman yoktu. Hiç birzaman korkusuzca sonuna kadar teslim olup gülemedim. Hep bir acaba vardı içimde. Hep sonrasından korkarak yaşadım. Başlarda ya ona ondan vazgeçemeyecek kadar tutulursam diye düşünüp durmuştum. Sonra iç sesim ya Ela giderse, ya herşey gerçekten bir oyunsa diye bağırıp durmuştu.
Mutlu olduğum zaman bile gülmeyi kendime yedirememişim ben. Bu yüzden hiç ölüceksem eğer şimdi bu şekilde öleyim diyebileceğim bir anım olmamış.
Şimdi anladım. Mutluluk buymuş. Mutfağın zemininde sırt üstü uzanıyordum. Ela hemen yanımda kollarımda duruyordu. Etrafımız darmadağandı. Ne masanın üzerinde nede tezgahta doğru düzgün birşey bırakmamıştık. Sanki sadece mutfakta etkili bir deprem olmuş herşeyi yere indirmişti. Unlar, soslar, sebzeler...
Başımı yana çevirip ona baktım. Başını kolumun üstüne koymuş nefes nefeseydi. Küçük didişme faslımız onu yormuştu. Gözleri tavana odaklı kahkaha atıyordu. Ona baktığımı hissedip yüzünü bana döndürdü. Gözlerimiz buluştuğu an işte bu dedim kendi kendime.
Hayatımda bir anı sonsuza kadar yaşamak durdurup defalarca tekrar tekrar yaşamak isteseydim o bana Ela'nın böyle bakışı olurdu. Aşık, sevimli sen benim için önemlisin diyen gözler... Elimde bir kamera olsa şuan düğmeye basmıştım.
"Ne oldu? Yine donup kaldın sen?" Bedenini yan döndürüp kolunu başının altına destek yaptı. Bana soru sormuş olmasına rağmen dikkati dağılmış etrafı incelemeye başlamıştı.
"Ne hale getirmişiz etrafı." Gülmemek için kedini zor tutuyordu. Dağınıklığı inceledikçe dudakları yukarı doğru kıvrılıyordu. Yer yer şaşkınlıktan büyüyen gözleri benimde gülmek istememe neden oluyordu. "Yemeklere yazık oldu. Hiçbirini yiyemedik."
"Üstelik her birini yaparken sevgimi katmıştım ben. " Bende onunla aynı duruşa geçtim. Yüzlerimiz birbirine dönük yerde uzanıyorduk. " Hepsini özenerek hazırlamıştım."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Taş Kalpli Barbie ( Tamamlandı)
RomanceBabasının inadına üvey kardeşiyle küçük bir iddia uğruna okuldaki garsonu kendine aşık etmeye karar verdiğinde pişman değildi Ela. Yada o kişinin duygularıyla oynayıp işi nikah masasına kadar uzattığında da. Asla aşka inanmamış yaptıklarında kendini...