Anıl'ın Bakış Açısı
"Anıl... " Ne adımı seslenen Faruk'un ürkek sesini duyucak nede etrafımdaki tedirgin koşuşturmacayı fark edebilecek haldeydim.
Sandalyelerden birine adeta yığılmış halde duruyor olan biteni anlamaya çalışıyordum. Suyun altında hapsolmuş nefesimi kaybetmiştim. Çırpınmam ne olduğunu anlamak için uğraşmam gerekirken kıpırdamadan duruyor dibe daha dibe batıyordum.
"Ben nikah memurunu biraz daha beklemeye ikna ederim." Telkin veren Faruk önümde çömelmiş yüzümü görmeye çabalamıştı. Baktığı suratta ne gördüğünü bilmiyorum ama korku ile geri çekildi.
Babam ve Bahadır'da içeri girmiş beni incelemeye başlamıştı. Herkes sadece beni, benim ne halde olduğumu önemsiyordu. Ne beklemekten sıkılan misafirler nede başka yere gitmesi gerektiğini söyleyen memur kimsenin umrunda değildi. Hepsinin dikkati sadece bana odaklıydı.
"Ela..." Başımı yukarı çıkartıp Faruk'a baktım. Sesim çatal çatal kısık çıkmıştı. "...anlayıp henüz evlenmek istemediği için gelmemiş olabilir mi? " Titrek bir sesle yeniden mırıldandım. "...henüz..."
Bir süre birbirlerine baktılar. Dakikalardır konuşmam için çabalamış sorduğum soruyla onlar tıp oynamaya başlamıştı.
"Saçmalama Anıl..." Faruk'un benden birşeyler sakladığı her halinden belliydi. Gözlerini babama dikmiş konuşmak için izin bekliyordu. "O iş aslında öyle değil... bir bilsen..."
Dudaklarını kemirmeye başlamış beni daha tedirgin etmişti. Tavırları bana yardımcı olmuyor aksine omuzlarımın daha çok düşmesine neden oluyordu.
"Ela aslında başından beri düğünün ikinize ait olduğunu biliyordu. "İç çekti. Oda ne olduğunu anlamıyor gibiydi. "Şuan burada olmamasının süprizin ile alakası yok."
Bir şey demeden boş gözlerle kapıya bakıyor içeri Ela'nın girdiğini hayal ediyordum. Herşeyin hayal ettiğim gibi olduğunu... Bu günün hayatımızdaki en mutlu gün olduğunu.
Gözlerimi yumup başımı ellerimin arasına aldım. Eğer gelmeme nedeni emri vaki yapışım değilse bir nedeni olmalıydı.
Mutlaka bir nedeni vardı ve onu bulmam gerekliydi.
"Aradınız mı?" Babamın sesi odadaki en gür çıkan sesti. Sorundan çok çözüme odaklı bir karakteri vardı ve bir çözüm bulmaya çalışıyordu.
"İlk aradığımızda meşgule verdi ,şuanda teli kapalı."
"Peki diğerleri... arkadaşları? Onları aradınız mı? "
"Hiçbiri cevap vermiyor."
Duyduklarım dahada tedirgin olmama neden olmuştu. Yaşadığım anın şokundan hiçbirşey düşünememiş sadece Ela'ya ulaşmayı denemiştim. Faruk'dan kimsenin telefona çıkmadığını öğrenmek o anları yıllar öncesini hatırlamama neden olmuştu.
"Anıl... kızlar en son kuafördeydiler..." Omzumu kavrayan Faruk duruşumu dikleştirmeye çalıştı. "Bi aksilik çıktığına eminim. Gecikmişlerdir."Başını salladı. Ona inanmamı güvenmemi bekliyordu. " Hepsi birden buhar olup yok olucak hali yok ya..."
"Dejavu..." İçimi parçalayan kelimeyi bir fısıldıda mırıldandım. "Daha önce bu anları yaşadım ben Faruk."
Kimse tek kelime etmiyor bana bakıyordu. Hepsi şuan ne düşündüğümü neden bu halde olduğumu çok iyi biliyordu. Benimle birlikte bu odada olan herkesin o günü en büyük yaramı aldığım anları hatırladığına emindim.
"Anıl..."
Ne diyeceğini bilemeyen Faruk sadece adımı fısıldamakla yetindi . Konuşucak söz bulamıyordu. Herkes son güncel halimize o kadar şaşkındı ki.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Taş Kalpli Barbie ( Tamamlandı)
Roman d'amourBabasının inadına üvey kardeşiyle küçük bir iddia uğruna okuldaki garsonu kendine aşık etmeye karar verdiğinde pişman değildi Ela. Yada o kişinin duygularıyla oynayıp işi nikah masasına kadar uzattığında da. Asla aşka inanmamış yaptıklarında kendini...