Parti son hızıyla devam ederken Demir ve Ece baya iyi anlaşmaya . Ece kaçamak bakışlarla abimi izlese de pek belli etmiyordu. Abim son konuşmamızdan sonra yanımıza gelmemişti. Bu iyi miydi..evet iyiydi yanıma gelip canımı sıkmasından ise hiç gelmemesi daha iyiydi.
"Hadi dans edelim.." diyerek beni çekiştirmeye başladı . Ece
"Beceremem biliyorsun bütün okula rezil olmak istemem." Diyerek güldüm. Ece gözlerini devirerek
"Şuraya baksana kim dans edebiliyor. Oraya çık ve müziğin ritmine ayak uydur." Dedi sanki çok biliyormuş gibi
"Pekii." Diyerek dans edilen piste doğru küçük adımlarla yürüdüm.
Demir ben ve Ece çılgınlar gibi dans ediyorduk. Etraftakiler bize dikkat etmiyordu bizde onlara. Herkes kendi halinde takılıyordu. Ece ve Demir iyi anlaşmışlardı. Arkadaş olarak mı yoksa başka bir anlamda mı pek anlayamamıştım ama Ece arkadaşça yaklaşıyordu. Buna emindim. Demir'in bu yaklaşımı yanlış anlamamasını umuyordum.
"Ben biraz dinlenicem." iyerek yanlarından ayrıldım. Fazlasıyla yorulmuştum. Havuzun ordaki boş şenzlonglardan birine oturarak soluklandım.
Etrafa bakarak abimi aramaya koyuldum. Buse ile beraber birşey konuşuyordu. Buse abimin yan sınıfında okuyordu. Arkadaş olabilirlerdi. Aralarında başka birşey olduğunu sanmıyordum. Buse abime göre bir kız değildi çünkü. Her hafta başka bir erkekle görmek ona göre normal olsada bana göre...pek normal değildi.
"İris? Nereye daldın böyle?" bakışlarımı abimden alarak Demir'e çevirdim. Ne ara gelmişlerdi?
"Hiç." diyerek sol elimi boşta salladım.
"Bize gidelim mi parti sıkıcı olamaya başladı." dedi Demir elini ensesine götürerek. Ece omuz silkmekle yetindi
"Bana uyar." dedim sadece. Partiden bende sıkılmıştım. Geçen ki parti daha güzeldi. Pasta savaşı, konfetiler, yarışmalar.. Burda sadece müzik vardı. Ama parti partidir öyle değil mi?
Oturduğum yerden kalkarak arkalarından yürümeye başladım. Demir'in arabasına gelerek ön koltuğa oturdum. Ece arkaya oturmuştu zaten. Sessizbir yolculuğun ardından Demir'in evine geldik. Arabadan inip eve baktım. 1 gün içinde bu evde çok anım olmuştu. Salakça sırıtarak eve doğru yürüdüm.
Arkamdan kapıyı kapatarak içeri geçtim. Demir bahçe kapısını açarak bahçeye çıktı. Çimenlerde biri yatıyordu. Bir saniye bu Ural mı? Evet kesinlikle Uraldı. Demir
"Kuzen burda olduğunu bilmiyordum?" dedi. Ural kafasını bize doğru çevirerek
"İzin mi almam gerekiyordu?" diye sordu. Demir birşey demeden yanındaki şenzlonga oturdu. Bende diğer taraftakine geçip oturdum. Ece' de benim yanıma gelerek şenzlongun ucuna oturmasıyla şenzlong hava kalktı ve beraber yere düştük.
Fena. Halde. Rezil. Olmuştuk!
Gözlerimi yumdum sıkıca bir daha açmak istemiyordum. Rezil olmuştuk rezil. Ece'nin duyacağı şekilde fısıldayarak
"Seni suya itmeden kalk şurdan." diyerek tısladım. Ece kalkar kalkmaz arkasından bende kalktım. Ural gülüyor Demir ise sırıtıyordu. Ellerimi belime koyarak "çok mu komik?" diye sordum. Ural yattığı yerden kalkarken
"Evet kızıl." dedi. Kaşlarımı çatarak
"Asıl komik olan bu!" dedim ve gelen deli saçması cesaretle Ural'ı havuza ittim. Ural dengesini kaybederek suya düştü. Kahkahamı serbest bıraktım. Ece ve Demir'de benim gibi gülüyordu.
Ural bir anda havuzdan çıkınca gülmemi yarıda keserek geriye doğru adımladım. Üzerindeki gömlek ıslandığı için üzerine yapışmıştı ve kaslarıbelli oluyordu. Sessizce yutkundum. Falza çekiciydi... Ben Ural'ın kaslarıyla ilgilenirken Ural beni belimden yakaladı. Kucağında çırpınmaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kızıl Cadı
Novela Juvenil"Bir gün ne?" "Evlnrz." "Düzgün söyle şunu!" "Evlenrz." "Ural!" "Evleniriz." Memnuniyetle gülümsedim. "Tamam devam ediyorum. Sen damatlık yerine batman kostümü giyiyorsun. İlk beraber geçirdiğimiz günde ki gibi..ben de..." Sözümü böl...