Berbat Bir Gece!

347 31 18
                                    

İşte şimdi sıçtın İris!

Demir arabanın motorunu durdurarak benden önce arabadan  indi. Hala tedirginliğim üzerimdeyken dudağımı sertçe dişledim. Aptal İris! Nasıl olur da sokağın başın da inmeyi akıl edemezin. Demir ile görmesindense dışarda görmesi daha iyiydi.

"Kuzen?" Dedi şaşkınlıkla Demir. Ural arabadan inerek kapıyı  sertçe kapattı. 

"Demir?" Gözlerim Ural ile buluşunca tereddütle gözlerine baktım fakat o gözlerini benden alarak Demir'e çevirmişti. Giydiği dar kotun ön ceplerine ellerini sokarak derin bir nefes aldı Ural. Onu farklı bir kıyafetle gördüğüm  için bu görüntüyü beynime kazımak istiyordum. Ama şu durumda bunu yapmama  pek doğru değildi çünkü Ural bizi doğrayacak hatta çiğ çiğ yiyecekti.

"Burada ne işin var?" Diye sordu Demir. Gözlerini Ural'dan ayırıp arabasına çevirdiğinde gülerek ensesini kaşıdı ve devam etti "iyi durmuşsun."

"Asıl senin burada ne işin var?" Dedi Ural sert sesiyle. 

"İris ile biraz takıldık. Sadece o. Şimdi gitmem gerekiyor biliyorsun kuzen yemeği kaçırırsam kötü olur.." Diyerek arabanın kapısını araladı. Arabaya oturmadan bana bakarak "iyi geceler İris." Dedi. Demir'e hafif bir gülümseme göndererek arabadan uzaklaştım.

Demir arabayı çalıştırıp gözden kaybolurken bakışlarımı yavaş yavaş Ural'a çevirdim. Sertçe yutkunarak gözlerine baktım. Havanın kararmasına rağmen sinirden gözleri parlıyordu. Ellerini ceplerinden çıkartarak saçlarına daldırdı.

"Ural.."

"Sus İris! Arabaya bin." Diye kükremesi bütün sokakta yankılanırken usul usul arabaya yerleştim. Cidden bu sefer fena halde sıçmıştım. Ural kapıyı çarparak şoför koltuğuna yerleşti ve gaza basarak evin önünden ayrıldı. 

Her ne kadar konuşmak istesem de şu an kendimde o cesareti bulamıyordum. Ural arabayı ani bir frenle durdurdu. Fren'in etkisiyle öne doğru  savrulurken sağ kolunu önüme  doğru uzatarak beni cama yapışmaktan son anda kurtardı ve bana döndü. 

"Ne işin vardı onun arabasında!" Gözlerinden alev çıkıyordu resmen. Bu hali biraz daha ürkmeme sebep olurken sessizce cevapladım.

"Sadece eve bırakmak istemişti.."

"Eve gelmek kaç saat sürüyor? Ayrıca siz ne ara bu kadar yakın oldunuz?" Gözlerim dolmaya başlarken kafamı  eğerek gözlerimi ondan ayırdım. Kuzeniydi Demir onun bu kadar kızması, aşırı tepki vermesi fazlaydı. Hem beni dinlemeden bağırmaya devam ediyordu.

"Ural, Demir çok ısrar etti kafeye gitmek için. Ne kadar inatçı olduğunu  benden daha iyi biliyorsun. Gitmek istemediğimi söyledim ama..." Sonlara doğru sesim fısıltıdan farksız çıkarken dudaklarımı sıkıca kapadım. Devam edersem kendimi tutamayıp göz yaşı akıta bilirdim.

"Bir daha ağzından 'Demir' ismini duyarsam çok kötü olur İris. Duydun mu beni?!" Kafamı hızla aşağı yukarı salladım. Ural derin bir nefes alarak tısladı "O piçi geberteceğim!" 

Ural'ın bu kadar kızması biraz da garibime gidiyordu. Demir onun kuzeniydi sonuçta. Ona nasıl bu kadar nefret dolu sözler söyleyebiliyor aklım almıyordu. Bunu fazlasıyla merak etmiştim. Uygun bir zaman da Demir ile arasında olan gerginliği bir ara sormayı aklıma not ederek kafamdaki düşünceleri gönderdim.

Ural arabayı çalıştırıp sürmeye devam etti. Arabanın içini sadace Ural'ın sinirle soluması doldururken sert sesiyle konuştu "kemerini tak!" Hızlıca kemerimi taktım. Çekingen bakışlarım eşliğinde kafamı Ural'a çevirdim. Neden o kemerini takmamıştı?

Kızıl CadıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin