Öfke

279 30 12
                                    

"Dinliyorum Kızım." Dedi annem bütün ciddiyetiyle birlikte. Sanırım bunu yapamayacaktım. Annemin gerçekleri öğrendikten sonra ki haliyle karşı karşıya gelemeyecektim.

Derin bir nefes aldım. Belki de ilk olarak abime söylemeliydim. Eğer ilk abime söylersem birlikte anneme söylememiz daha kolay olurdu. Ya da ben sadece kendimi kandıyordum. Abim patlamak üzere olan bir volkandan farksız gezecekti ortalıkta. Belki babam ile kavga bile edebilirdi.

İlk anneme söylemem gerekiyordu. Abimi durdurabilir ve sakinleşmesini sağlayabilirdi.

"İris...Kızım sorun ne?" Dedi annem endişeli sesiyle.

"Anne...Seni Çok seviyorum biliyorsun değil mi? Üzülmeni asla istemem..işte sana şimdi söyleyeceklerim üzülmemen için"

"Meraklandırıyorsun beni..Yoksa okuldan mı atıldın İris? Kimle kavga ettin annesiyle konuşup özür dileyelim.." O kadar kavgacı biri miydim ben ya? Hak edene hak ettiğini yapıyordum sadece. Okulda ki herkesi dövmüş muamelesi çekiyordum burada. Tamam çoğunu dövebildiysem çoğundan da kaçmıştım. Çünkü biliyordum ki onlara gücüm yetmezdi.

"Saçmalama anne. Söyleyeceğim şey Filiz ile ilgili. Ve babam." Annemin kaşları çatılırken 'devam et' dercesine yüzüme baktı. " Hani benim biyolojik annem Filiz ya...babam ise gerçek babam anne." Diyiverdim tek nefeste. Annem kahkaha atıp konuştu.

"Saçmalama İris. Arslan öyle birşey yapmaz." Kafamı eğerek iki yana salladım.

"Herşey doğru anne. Bende inanmak istemedim ama gerçek bu."

"DNA testi istiyorum." Dedi annem bir anda. Kafamı onaylarca salladım. Şu an bana inanmamakta haklıydı. Eğer dediğim gerçek ise yıllar önce babam annemi aldatmış olacaktı ki dediğim doğruydu. Bunu Filiz kendisi de kabul etmişti.

Annem masanın üstünde ki peçeteyi eline alarak Hızlıca salondan ayrıldı. Arkasından büyük adımlarla annemi takip ederek merdivenleri çıktım. Yatak odasına girerek yorganı bir çırpıda yere attı ve babamım yastığına doğru eğildi. Yastığın üzerinden babama ait olan bir kaç tel saçı alıp peçeteye sardı ve bana döndü.

"Eğer bu doğruysa..." Devam edemeden gözünden bir damla yaş süzüldü. Hızlıca kollarımı anneme dolayarak sarıldım. Sarılmama karşılık vermemişti. Ve öylece ağlamıştı.

Annemden uzaklaşarak gözlerini sildim. Annem hiçbir tepki vermeden makyaj masasının önünde ki çantasını eline aldı ve odadan ayrıldı. Usul usul onu arkasından takip ettim.

Bir yanım söylediğim için pişmanlık duyarken diğer yanım ise rahat bir nefes almıştı. Annemi yalanların arasından kurtarmıştım yani...Öyleydi. Gerçekleri görmesini sağlayacaktım.

"Çabuk ol İris." Diye seslendi annem. Merdivenlerin başında durmayı bırakıp hızlıca aşağıya indim. Annemin arkasından evden çıkıp arabaya yerleştim.

Annem arabayı çalıştırdıktan sonra hastaneye doğru sürmeye başladı. Başımı anneme çevirip baktım. Sinirli görünüyordu. Çünkü dediklerimin gerçek olmasından korkuyordu belki de babamın daha önce bir kaç açığını yakalamış fakat umursamamıştı benim söylediğim şey ile de taşlar yerine oturuyordu.
Annem bir elini direksiyondan çekip hırsla saçlarından geçirdi. Kızarık gözleriyle yolu izlerken ağlamamak için kendini sıktığı belliydi.

.
.
.

Annemle birlikte hastanenin kantinin de oturmuş sonuçların çıkmasını bekliyorduk. Annem benim ile bir kez olsun göz teması kurmamış ve konuşmamıştı. Bu hali beni daha da çok üzerken dudaklarımı araladım.

Kızıl CadıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin