YEMEK

476 41 7
                                    

Medya; İris ❤❤
.
.
.

"Abiii! Ben çıkıyorum." Diye bağırdım bir kez daha. Yine cevap vermemişti. Ece'ye dönüp

"5 dakika bekle gidip bir bakayım şuna." Dedim ve hızla eve geri girerek merdivenlere yöneldim. İkişer üçer merdivenleri çıktıktan sonra abimin odasına ulaşmıştım. Kapıyı tıklatıp içeri girdim.

"Okula gelmeyecek misin?" Diye sordum. Abim hala yatıyordu. Uyanık bir şekilde tavanı izliyordu.

"Gelmiyeceğim." Dedi burukça. Daha önce hiçbir sevgilisi bu şekilde yapmamıştı abime. O yüzden çok üzüyordu kendini. Usul usul yanına yaklaşıp yatağa oturdum.

"Bence okula gelip güçlü olduğunu göstermelisin." Diyerek elini tuttum. Gözlerini yumdu derim bir nefes alıp

"Anlamıyorum İris. Neden? Neden yaptı?" Ben şimdi sana nasıl diyeyim 'arkadaş iken iyi kız ama sevgili konusuna gelince tam bir sürtük' diye?

"Kalk hadi. Bunu ödeyecek!" Dedim gülümseyerek.

"Asla İris. Sen karışmayacaksın. Bir kez daha disiplin'e gitmene göz yumamam. Ben halledeceğim." Dedi. Bir an beni düşündüğü için mutlu olsam da bu düşünceyi bir kenera bıraktım. Abim benim gibi değildi ki. Sadece konuşur ve sözleriyle Buse'yi öldürürdü. Tamam belki bu daha büyük bir şeydi fiziksel acının yanında ama Buse sözlere takılacak bir kız değildi ki. Üzülse üzülse bir gün üzülürdü.

"Sen bilirsin. Hadi okula şimdi kalk. Aşağıdayız biz hazırlan gel." Dedim yataktan kalkıp kapıya doğru giderken.

"Gelmeyeceğim İris." Ne kadar inatçısın sen öyle? Gözlerimi devirme isteğimi bastırıp aklıma gelen planla gülümsedim.

"Iyi sen bilirsin. Sen götürmezsen Demir bizi okula götürür. Zaten haber bekliyordu." Dedim ve abime kısa bir bakış attım. Abim yataktan bir anda doğrulup ayağa kalktı. Hızlıca kapıyı açıp aşağıya doğru koştum.

"Iris! Sikerim lan o çocuğu. Bekleyin ben götüreceğim!" Diye bağırması evin içinde yankılanırken zaferle gülümsedim. Ece'nin yanına doğru gülerek ilerledim.

"Hadi kızım ağaç oldum burda." Diyen Ece'ye kısa bir bakış atıp baştan aşağıya süzdüm. Şimdii...Buse, Ece'yi abimin yanında görmeyi sevmiyordu ve kıskanıyordu değil mi? Peki Ece abimin yanında olur ama Buse birşey yapamazsa?

Ece'ye biraz daha yaklaşıp kahverengi saçlarını iki yanına ayırdım. Elimle güzelce tarayıp formasının en üstüne kadar iliklediği düğmenin bir tanesini açtım. Çok birşey görünmüyordu zaten ama okul çocuğu gibi görünmekten kurtulmuştu.

"İris ne yapıyorsun?" Diyerek açtığım bir düğmeyi iliklemeye kalkınca ellerine hafifçe vurdum.

"Sus karışma bakim sen! Anlatacağım ama şimdi değil bekle biraz." Diyerek göz kırptım. Boş bakışlarını bana doğru yollarken abim merdivenlerden iniyordu. Merdivenlerin sonuna geldiğinde bize kısa bir bakış atıp dağınık olan saçlarını eliyle düzeltti.

"Hadi çıkalım başımın belaları." Gülümseyerek kapıyı açtım. Tam dışarı çıkacaktım ki bir şeye çarpmam ile geriye doğru sendeledim. Tanıdık parfüm kokusu burnumu doldururken kafamı yukarı kaldırıp Ural olduğuna bir kesinlik getirdim.

"Sabah sabah ne var?" Dedim kaşlarımı çatarak. Hem yanımda olmayı sevmiyordu bana çocuk diyordu. Üstüne üstlük hep karşıma çıkıyordu!

"Sana da Günaydın Suratsız Kızıl." Suratsız nee? Salak. Sensin Suratsız. Pardon beyinsiz!

"Ne var niye geldin bu saate?" Dedim şeklimi bozmadan.

Kızıl CadıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin