Çıkmazlar..

411 35 27
                                    

Medyada ki resim bölüm ile ilgili❤❤😋
Keyifli okumalar
.

.
.

Sessizce arabaya yerleşip emniyet kemerini bağladım. Ural'a bir kez olsun bakmamıştım. Bütün olanlardan sonra nasıl bakabilirdim? Aklıma geldikçe yakanlarım resmen alev alıyordu. Arabanın sol tarafında hareketlilik olunca kafamı cama çevirip dışarıya bakmaya başladım.

Ural arabayı çalıştırıp sürmeye başlarken sessizce konuşmasını bekledim. Konuşup bir açıklama yapmasını. Bir açıklamayı hak ediyordum öğle değil mi? Hiçbirşey olmamış gibi beni öpüp sonra tekrar ortaya çıkamazdı. Bu yaptığı benim sadece Orospu gibi hissetmeme neden olurdu. Belki de sen fazla abartıyorsun... Diye araya giren iç sesim belki haklıydı. Ama şöyle düşünmek lazımdı. Ural her ne kadar o gece hiçbirşey olmamış gibi davransa da ben yapamazdım. Çünkü birşey olmuştu!

Ural'dan çıt bile çıkmazken kafamı çevirip bugün ilk kez yüzüne baktım. Biraz gergin duruyordu sanırım. Direksiyonu çok sıkı tutmasa da sıkıyordu. Çatık kaşlarıyla arabayı kullanmaya devam ediyordu. Yine her zaman olduğu gibi üzerinde takım elbisesi vardı. Sadece ceketi yoktu. Çıkarmış olmalıydı. Gömleği üzerine tam yapışmış ve vücudunu belli ediyordu. Dağılmış saçları o kadar yumuşak ve ellenesi duruyordu ki kendimi tutamazsam saçlarıyla oynayacaktım. Gözüm pembemsi dudaklarına kayınca yutkundum. O an yaşadığım şaşkınlıktan tek çıkarabildiğim şey dudaklarının yumuşacık olduğuydu.

"Neden beni inceliyorsun?" Diye sordu Ural birden. Kafamı hızlıca önüne cevirip

"İzlemiyordum." Diye mırıldandım. Gülme sesi kulaklarımı dolduruken avuçlarımı sıktım.

Aptal İris madem inceleyeceksin çocuğu çaktırmadan yap şu işi. Ne diye bu kadar belli ediyorsun? Şimdi kurtul bakalım dilinden!

"Kesin öyledir.." Diyerek yandan bir bakış yolladı bana.

"Öyle zaten!" Diyip kollarımı önümde bağladım. Bu sefer kahkahası arabanın içini dolduruken dönüp çatık kaşlarımla yüzüne baktım. O kadar güzel gülüyordu ki...Gümesinde bile hayat bulabilirdim.

"Neyse..Bu sokak mı?" Diye sordu konuyu değistirirken. Gözlerimi yola çevirip hatırlamaya çalıştım. Sokak başında park vardı. İlerde ki parkı görünce elimle parkı gösterdim.

"Parkın olduğu sokak." Ural o tarafa doğru giderken parkı inceledim. Fazlasıyla tehlikeli bir yerdeydi park. Arabaların fazla geçtiği bir 4 yol kenarındaydı ve hiçbir tedbir alınmamıştı. Kaydırak ve salıncaklar ne kadar eski dursada koşup oynayan çocuklar hepsini yeni gibi gösteriyordu. Yerde ki küçük çakıl taşlarının üzerinde ip atlayan iki kız o kadar mutlu gözüküyordu ki bir an arabadan inip bende onlarla oynamak istemiştim.

"Neye gülüyorsun?" Diye sordu Ural. Kafamı iki yana sallayıp Ural'a döndüm.

"Çocuklara..Baksana ne kadar da mutlular." Dedim sessizce.

"Sen mutlu değil misin?" Diye sordu bu sefer Ural. Mutluydum...Hayatım dört dörtlük değildi ama elimdekilerle mutluydum ben.

"Mutluyum." Dedim mırıldanarak. Park göz önünden kaybolurken görüş açıma o ev girdi. Ben nasıl hitap etmeliydim ki kadına? Zaten fazlasıyla çekiniyordum da..Derin bir iç çektim.

"Ne oldu?" Diye soran Ural'a döndüm. Yüzünde ki ciddi ifadeyle beni izliyordu.

"Bilmiyorum...Gelmekle yanlış mı yaptım?" Diye sordum. Çünkü şu an içimde anlam veremediğim bir his vardı. Sanki buraya gelerek anneme haksızlık ediyordum. Ya da çok yanlış mı düşünüyordum? Ufff!

Kızıl CadıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin