Şimdi Sıçtın İris!

321 28 18
                                    

Gözlerimi atamadığım da Ural gömleğinin düğmelerini ilikliyordu. Hala gitmemiş olması beni gülümsetirken gözümü duvarda ki saate kaydırdım. 6.00 hayatımda ilk kez 6 da kalkıyordum. Bunu tarihe alabilir miyiz?

"Günaydın." Ural'ın kısık sesi kulaklarımı doldururken yatakta doğruldum.

"Günaydın." iliklemiş olduğu gömleğinin üzerine ceketini geçirerek bana doğru yaklaştı yatağın üzerinden eğilerek yanağıma kocaman bir öpücük bıraktı. Gülümsemem tüm yüzüme yayılırken Ural geri doğrularak konuştu.

"Başımıza taş mı yağacak? Nasıl bu kadar erken uyandın sen?" omuz silktim. Doğrusu bunu bende bilmiyordum ve bu garipti. İlk kez erken kalkıyordum. Okul zamanları da kalkıyordum fakat 6 da değil, 8 deydi bu. Arada çok fark yok zaten diyenlere sesleniyorum..İki saat iki saatir!

"Bir şey olursa telefonum hep açık." Diyerek göz kırptı ve camı açarak dışarıya baktı. Yataktan doğrularak onu durdurdum. Büyük ihtimalle herkes uyuyordu ve Ural kapıdan çıkarsa sorun olmazdı. Annemin de erken uyanacağını hiç sanmıyordum ki bir kaç gündür doğru düzgün uyuyamıyordu bile.

"Gel benimle." Diyerek odanın kapısını araladım ve Kafamı uzatıp koridora baktım. Kimse yoktu. Kapı aralığını genişletip odamdan çıkarak küçük adımlarla merdivenlere doğru ilerledim. Sessiz bir şekilde merdivenleri inerken Ural'da beni takip ediyordu.

"İyi ekip olduk ha!" Diye fısıldayıp arkamı dönerken kenarda ki vazoya kolum çarpmıştı. Vazo gözlerimin önünde yere çakılacakken Ural hızlı refleksleri ile vazoyu son anda düşmekten kurtardı. Derin bir nefes alırken Ural'a baktım. Acaba vampir olabilir miydi?

"Sakar." Diye söylenerek vazoyu eski yerine koydu. Gözlerimi devirip önüme döndüm ve kapıya doğru ilerlemeye devam ettim. "Akşam 9 da hazır ol."

"Neden?" Diye sordum gözlerim parlarken. Planı neydi merak etmiştim. Birlikte zaman mı geçirecektik yoksa toplantı ya da iş yemeği gibi bir şey miydi?

"Dışarı çıkacağız." Gülümsemem yüzüme yayılırken Ural dış kapıyı açarak bana döndü.

"Nereye peki?" Diye sordum tekrar. Aramızda olab bir kaç adımı azaltmak için ona doğru yaklaştım.

"Meraklan Kızıl. Söylemeyeceğim." Diyerek dudaklarını yukarıya kıvırdı. Gülümsemem yarıda kesilirken kaşlarımı çattım. 

"Merak etmiyorum bir kere!"

"Filler de uçuyordu zaten."

"Öküz!" Diye sessizce bağırdım ve kapıyı yüzüne kapattım. Merak etmemiştim bir kere! Belki birazcık merak etmiş olabilirdim ama ne vardı yani söyleseydi. Altı üstü 'Sürpriz'!

Ural'ın yüzüne kapıyı kapattığım aklıma gelince kapıyı hemencecik geri açtım. Arabasına doğru gidiyordu. Ayakkabılarımı geçirip arkasından koştum ve beline sarıldım. Yüzüne kapıyı kapattığım için kendimi kötü hissetmiştim ne yapabilirim?

Ural'ın gülmesi kulaklarımı doldururken bana doğru dönerek sıkıca sarıldı. Parmak ucuma yükselerek boynuna küçük bir öpücük bıraktım. Ural'da saçlarımı öptükten sonra benden ayrıldı.

"Gir içeri Kızıl. Dışarısı soğuk." Ural'a el salladıktan sonra koşarak içeriye girdim. Cidden dışarısı -40 derece falan olmalıydı. Bir kaç dakikalığına dışarı çıkmış olsam bile iliklerime kadar donmuştum.

"Nerden geliyorsun sen?" Bir anda abim'in sesiyle yerimden sıçradım. Eğer biraz daha oyalansaydık abim bizi görecekti! Belki sesleri duymuştu bile!

Kızıl CadıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin