Benimle Ol İstiyorum

369 40 14
                                    

"Üzgünüm Demir. Her güzel anın bir sonu vardır ve.. senin ki de bitti."

Şaşkınlıkla arkamı dönerek sesin sahibine baktım. Hayal mi görüyordum ben? Biri beni cimciklesin. Karşımda dağınık saçları ve neredeyse üzerine yapışmış siyah takım elbisesiyle Ural duruyordu. Ural ile kısa bir an göz göze geldiğimizde içimde anlam veremediğim tuhaf bir his oluşmuştu. Ve de bunun bozulması saniyeleri bile almamıştı çünkü Demir iki büyük adımda önüme geçerek Ural ile arama girmişti. Biraz sol tarafa kayarak Demir'in arkasından çıktım.  Demir derin bir nefes alıp konuştu "Ne demeye çalışıyorsun?"

"Ne anladıysan kardeşim." Diyerek dudağını yukarı kıvırdı Ural ve devam etti "İris gidelim."

"İris hiçbir yere gitmiyor." Dedi Demir sert sesiyle. Aslında şu an tam tersi Ural ile gitmek istiyordum. Onun ile beraber olmak istiyordum. Ama Böyle birşey yaparasam kesinllikle Demir'e çok büyük bir ayıp yapmış olacaktım çünkü benim için bu kadar uğraşmış ve arkadaş olamamız için çabalıyordu. Bu şekilde bırakıp gitmem doğru olmazdı.

"Buna ne zamandan beri sen karar verebiliyorsun Demir?" Diyerek bize doğru yaklaşmaya başladı Ural. Bana doğru attığı her adımda yüzü daha da netleşirken kalp atışlarım da hızlanıyordu.

Demir tamamen önüme geçerek Ural'ı görmemi engelleyince artık olaya el atmamın zamanı geldiğini anlamıştım yoksa kötü şeyler olabilirdi.

"Ural git!" Diye uyarıda bulundu Demir buz gibi sesiyle birlikte. Demir'in arkasından çıkarak ikisinin ortasına girdim. Ural öfke dolu bakışlarıyla Demir'e bakıyordu Demir'in de ondan farkı yoktu. Sertçe yutkunup dudaklarımı araladım.

"Burda ne işin var Ural?" Diyerek Ural'a döndüm. Buraya ne için geldiğini merak ediyordum. Geldiğinden rahatsız değildim fakat gelme amacını merak etmiştim. Ural kısa bir an bana baktıktan sonra bakışlarını geri Demir'e çevirdi.

"Acaba neden? Demir sen mi söylemek istersin ben mi söyleyeyim?" Diyerek ellerini cebine koydu Ural. Neyden bahsediyordu? Buraya onu Demir mi çağırmıştı yoksa işin içinde çok farklı şeyler mi vardı? Biri bana burda neler olduğunu hemen anlatabilir mi?!

Ural cebinden telefonunu çıkartıp birşey açtıktan sonra telefonu bana çevirdi. Bu benim resmimdi. Buraya ilk geldiğimde masa'nın başında denizi izlerken biri benim resmimi çekip Ural'a göndermişti. Ural resmimden çıkıp mesajı gösterdi hızlıca

'Çok yazık! Sabah ellerinle astığın balonların kimin için olduğunu öğrendin mi? Bu kadar aptal olma Ural. Onu bulmuşken kaybetmeyeceğim!'

Bunu yazan kişi Demirdi. Hızlıca arkamı dönerek Demir'in yüzüne tokat attım. Demir'in yüzü sol tarafa yatarken gözümden bir damla yaş süzüldü.

Demir bana yalan mı söylemişti yani? Bana sadece arkadaş olmak istediğini söylerken bu yazdıkları ne demek oluyordu? Ona güvenmiştim, güvenerek burda kalmış ve onu affetmeyi kabul etmiştim ama...Demir benim bütün güvenimi boşa çıkarmıştı.

Ural'ın yanından geçerek Hızlıca yürümeye başladım. Ayaklarım her ne kadar kuma gömülse de bunu önemsemeden biraz daha hızlandım. Burdan gitmek istiyordum hemde hemen. Gözümden süzülen yaşı hemen yok ettim.

"İris bekle." Diye arkamdan seslenen Demir'i umursamadan yürümeye devam ettim. Sonunda kumsal bittiğinde düz yola çıkarak yürümeye devam ettim. Saat baya geç olduğu için kimse yoktu ve bu beni daha da rahatlatmıştı. İnsanların bana tuhaf gözlerle bakmasını istemiyordum.

Bir el bileğimi sıkıca sardığında elimi kurtarmak için çektim ama becerememiştim çünkü çok sıkı tutuyordu. Arkamı dönmeden konuştum.

Kızıl CadıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin