SEVİYORUM.

368 26 18
                                    

"Daha erken değil mi küçük?"

Kafamı kaldırarak karşımda ki yapılı adama baktım. Ural'dan kısa fakat ondan daha kiloluydu. Yüzünde ki pis sırıtışıyla birlikte küçük adımlarla bana doğru gelmeye başladı. Bir iki adım geriledim. Gerilememle birlikte Ural'ın göğsüne çarpmıştım. Ural beni kolumdan tutarak arkasına gizledi ve önüme geçerek aramızda bir adım boşluk bıraktı. "Demek Ural bey'in değerlisi sensin."

"Siktir git lan buradan!" Diye kükredi Ural. Aramızda olan boşluğu kapatarak tişörtünün ucunu sıkıca avuçladım.

"Lütfen Ural sadece tanışmak istiyordum."

"Sinan boş yapma! Siktir git buradan." Diye bağırdı Ural. Bakışlarımı Ural'ın ensesinden alarak ellerine indirdim. Ellerini yumruk yapmıştı her an isminin Sinan olduğunu öğrendiğim adam'ın yüzüne indirecek gibi duruyordu.

"Gerginlik yaratmak istemiyorum fakat küçük hanımla birlikte güzel bir akşam yemeği yeriz umarım?" Diyerek kafasını eğdi ve bana baktı. Kafamı Ural'ın arkasına biraz daha gizlerken Ural öne doğru bir adım atarak Sinan'ın yüzüne yumruğunu indirdi. Sinan yumruğun etkisiyle biraz sendelese de kendini çabucak toparlayarak yumruğunu Ural'a indirdi. Ağzımdan çığlık koparken kendimi zar zor harekete geçirerek Ural'a yaklaştım.

"Durun! Ne yapıyorsunuz?" Dedim titrek sesimle birlikte. Ural kendini toparlayarak Sinan'a tekrar vurdu ve yere serdi. Sinan'ın karnına tekmesini geçirirken daha önce hiç duymadığım küfürlerini de eksik etmiyordu. Ural'a biraz daha yaklaşarak kolunu sıkıca tuttum. Ural'ın gözleri beni bulurken dudaklarımı araladım. "Ural..Gidelim lütfen."

Ural bakışlarını benden alarak Sinan'a sert bir tekme daha geçirdi ve yere çömelerek Sinan'ın boğazını sıkıca yakaladı

"Seni bir daha İris'in çevresin de görürsem çok daha kötüsü olur Sinan. Duydun mu beni!" Dedi.
Elimin tersiyle gözümde ki yaşları silerek Ural'ı çekiştirdim. Ural, Sinan'a son kez bakarak elimi sıkıca tuttu ve yürümeye başladı. Uzun bacaklarının ardından ona yetişmekte her ne kadar zorlansam da buna alışmıştım ve şu an buradan kurtulmak istiyordum.

Araba'ya yerleşir yerleşmez Ural arabayı çalıştırdı ve hızla sürmeye başladı. Ural'ın siniri hala tazeliğini korurken gözlerimi tekrar sildim. Her ne kadar kendimi sıksam da göz yaşlarım beni dinlemeden akmaya devam ediyordu.

"Ağlama güzelim geçti." Diyerek sağ eliyle göz yaşımı sildi Ural. Dudaklarım da oluşan belli belirsiz gülümsemenin ardından konuştum.

"Ne kadar kötü bir gece geçirdik. Özür dilerim." Dedim fısıltıyla. Ural göz yaşımı sildiği eliyle elimi tutarak dudaklarına götürdü ve bir öpücük kondurdu.

"Geçti bir tanem. Özür dileme benden." Burnumu çekerek Ural'a döndüm. "Sümüklü." Dedi Ural fısıltıyla. Kaşlarımı çatarak yüzüne bakmayı sürdürdüm.

"Duydum dediğini!" Dedim sinirli sesimle birlikte. Ural'ın dudağı yukarı doğru kıvrılırken omuz silkti. Gözlerimi devirerek gözlerimi Ural'dan ayırdım.

Ural araba'yı evin önünde durdurarak koltukta bana doğru döndü. Sol elini kaldırarak saçıma götürdü ve düşen saçımı kulağımın arkasına iliştirdi. Kahverenginin en saf ve temiz haliyle birlikte gözlerime bakarken masumca yeşillerim ona eşlik ediyordu. Pembemsi dudakları görüş açıma girince sağ elimle kolumu sertçe cimcirdim.

Kendine gel İris!

Ural ile aramızda milimler kalmıştı vücudumu bir anda kaplayan elektrik dalgası nefes almamı zorlaştırırken bakışlarımı Ural'ın gözlerine çevirdim. Dudaklarıma bakıyordu! Heyecanım biraz daha artarken kalp atışlarımın arabanın içinde yankılandığına emindim. Ural'ın gözleri yavaş yavaş kapanırken benim gözlerim fal taşı gibi açıktı.

Kızıl CadıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin