Bir Bela..Demir!

369 34 10
                                    

"Demir sen ne yaptığını zannediyorsun?!" Diye bağırdım kendimi tutamayarak. Direksiyonu tutan elleri biraz daha sıklaşırken bana bakmadan gaza biraz daha yüklendi.

"Sevgilim ve kuzenimi el ele görüyorum sence böyle bir tepki vermekte haksız mıyım?!" Diye bağırdı benim gibi. Ellerimi sinirle saçlarımdan geçirip gözlerimi yumdum. Sakin ol İris..Sakin ol

"Biz seninle rol gereği sevgiliydik Demir. Sen benim sevgilim falan değilsin! Bana karışmaya hakkın yok!" Alayla kahkaha atıp

"Öyle birşey yok güzelim. Sevgilimsin dedim sevgilimsin." Dedi. Şu an saçlarımı yolabilirdim sinirden. Kafayı yemiş olmalıydı! Ne demek sevgilimsin! Herşeyi rol için yapmıştım ben. Gerçeklik payı yoktu hiçbir şeyin!

"Durdur arabayı inmek istiyorum!" Dedim sakin çıkarmaya çalıştığım sesimle. Orman yolu gibi bir yerdeydik fakat umrumda bile değildi. Sadece Demir ile aynı ortamda bile bulunmak istemiyordum.

"Hayır İris." Dedi kesin çıkan sesiyle.

"Demir lütfen.." Dedim bu sefer yalvarırcasına. Omunla gelmek istemediğimi anlamalıydı artık. Beni zorla götüremezdi ya.. Sol taraftan taşlı bir yola saparken direksiyona sertçe vurdu.

"Sus İris sus! Daha fazla direnme canını yakmak istemiyorum." Gözlerim dolarken kafamı cama yaslayıp göz yaşlarımı serbest bıraktım. Ağzımdan istemsizce bir hıçkırık kaçtı. Elimle hemen ağzımı kapattım.

"Güzelim bana bak...Neden ağlıyorsun?" Diye sordu Demir daha az önce ki sinirli halinden eser kalmamış sesiyle. Kafamı ağır ağır çevirdim Demir'e elini yanağıma koyup "Ağlama İris...Beni üzüyorsun. Ben bizim iyiliğimiz için yapıyorum herşeyi." Dedi. Kafamı öne çevirerek elinden kurtardım. Arabayı hala hızlı kullanıyordu bu hız beni korkutsa da sesimi çıkartmıyordum.

"Bana bak İris...Ağlama!" Onu dinlemek hatta sesini bile duymak istemiyordum şu an.

Arabanın hızını biraz daha arttırmıştı ve yol fazlasıyla virajlayıdı. Eğer bu hızla gitmeye devam ederse kesin olarak kaza yapacaktık. Kısa bir an Demir'e baktım. Yola odaklanmıştı. Nereye gittiğimiz hakkında hiçbir fikrim yoktu. Çantamdan telefonumu çıkartıp saate baktım.

01.34

Abim hiç aramamıştı. Ecelerde kaldığımı düşünmüş olmalıydı. Ece de sadece bir kez aramıştı. Aklıma gelen plan ile Demir'e döndüm.

"Demir abim aramış..Beni merak etmiş olamlı onu arayacağım." Dedim. Bu şekilde belki yardıma ihtiyacım olduğunu Ece'ye söyleyebilirdim o da...Ural'dan yardım isteyebilirdi. Çünkü Demir'in bu dengesiz hareketleri beni fazlasıyla korkutuyordu.

"Hayır güzelim. O telefonunu ben almadan çantana koy!" Diyerek bana baktı. Demir'i kızdırmak istemiyordum çünkü ne yapacağı hakkında en ufak bir fikrim bile yoktu. Birşey demeden telefonu çantama koydum. Demir gülümseyerek bana bakıyordu. Bakışlarımı yola çevirdim.

"Ural ile aranda birşey geçti mi?" Diye sordu bir anda Demir. Bu nerden çıkmıştı şimdi? Hem Ural ile aramda ne geçebilirdi ki?

"Hayır." Dedim sessizce. Ses tonu bir anda yükselirken

"Bu seni üzmüş görünüyor İris!" Diye bağırdı.

"İyi olduğuna emin misin? Dengesiz gibi davranıyorsun! İnmek istiyorum Demir! Durdur arabayı." Diye bağırdım onun gibi. Bu hallerine bir dakika daha dayanacak gücüm kalmamıştı. Beni korkutuyordu ve ne yaptığını kendisinin bile bildiğinden emin değildim.

"Hayır İris!" Derin bir nefes verip konuştum.

"Eğer arabayı durdurmazsan atlarım!" Dedim ve elimi kapı koluna götürdüm. Eğer bu hızla atlarsam ya ölür ya da sakat kalırdım fakat başka çarem kalmamıştı. En azından onu korkutup durmasını sağlayabilirdim.

Kızıl CadıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin