KONTROLSÜZ

472 46 6
                                    

Babam ile çalışma odasında oturuyorduk. Ikimizden de çıt çıkmıyordu. Ural, annem ve abim aşağıda oturuyorlardı biz de babamın çalışma odasındaydık. Babamın ne diyeceğini merak ediyordum ama konuşmuyordu. Kafamı kaldırıp bir kez bile babama bakmamıştım daha da doğrusu cesaretim olmamıştı.

"İris...Bu aralar fazla yoğun olduğum için abin ve sana çok vakit ayıramıyorum. İşler o kadar fazla ki bu hepimizi yoruyor. Seni çok seviyoruz. Gitmeni tabi ki de istemiyorum ama seni bu konuda zorlamam doğru olmaz. Seni ilk gün nasıl sevip,sahip çıktıysam hala Öylesin. Her zaman benim kızımdın bundan sonra da benim kızım olacaksın...Dün gece annen ile biraz konuştuk. Abin ve senjn kafa dinlemek ve dağıtmak adına bir süreliğine abinin evinde kalmanızı düşündük tabi sizde isterseniz." Dedi babam sessizliği bozarak. Beni sevdiğini ve hala kızı olduğumu söylemişti bu içimde fillerin dans etmesini sağlarken diğer haberede çok sevinmiştim. Abimin evi vardı fakat orda kalmak istemiyordu. Yanlız başına çok sıkıldığı için.

"Bende sizi seviyorum baba. Gerçek ailem...Bilemiyorum. Sanırım onlara gitmek istemiyorum. Diğer konuya gelirsek te..Abimle kalmak eğlenceli olacak." Diyerek konuşmadan beri hiç kaldırmadığım kafamı kaldırıp babama baktım. Gülümseyerek bana bakıyordu. Karşımda ki deri sandalyeden kalktı. Bende sandalyemden kalkıp babama sıkıca sarıldım.

"Benim küçük İris'im." Dedi babam saçlarıma öpücük bırakırken. Gülümsedim. Hala beni seviyor olması çok güzeldi. "Hadi aşağıya inelim annen tarçınlı kek yapmıştı. Sen seversin." Diyerek benden ayrıldı. Gülümseyerek odadan çıktım.

Korkuluklara popomu yaslayarak kendimi aşağıya bıraktım. Salonun açık olan kapısından abim

"Korkuluktan kaydığına göre herşey yolunda." dedi gülerek. Hoplaya zıplaya salona girdim ve boş olan tekli koltuğa oturdum.

"Bavulunu topla yakışıklı evine gidiyoruz!" Dedim keyifle. Hem babamla aram iyiydi hem de abimle kalacaktım.

"Şaka yapıyorsun?"

"İnekler uçar mı?" Diye sordum.

"Hayır...Oha ciddisin!" Bu abimle bir anlaşma şeklimizdi cevabı 'hayır' olan bir şeyse imkansız bir şey soruyorduk. 'evet' ise de tam tersi. Annem bu halimize gülerken Ural ciddiyetle bizi dinliyordu.

"Kim bir dilim daha kek ister?" Diye sordu annem ikili koltuktan kalkarken.

"Ben gitsem iyi olur efendim." Diyerek ayaklandı Ural.

"Kalsaydın oğlum.." Oğlum mu? Ne bu samimiyet? Senin oğlun Ayaz.

"Yok ben gideyim.." Dedi ve annemin arkasından bana baktı. "..Sende bundan sonra bir yerlere kaybolma kızıl. Ailen seni merak ediyor." Diyerek göz kırptı ve gitti.

Göz kırpmasına mı takılı kalsam, 'bir yerleye kaybolma' diyerek tüm suçu bana atışına mı yoksa abimin patlamaya hazır bir volkan gibi şu an karşımda durduğuna mı?

"O çocuk sana göz mü kırptı lan?" Dedi püskürürce. İste bir öküz daha!

"Yok abicim..Nerden çıkardın." Ne olmuş yani bir göz kırptıysa..O zaman ne kadar tatlı olduğunu biliyor muydu vicdansız?!

"Bana bak hep birşey olduğunda altından bu çocuk çıkıyor zaten! Arana onunla mesafe koy yoksa ben koyarım!" Gözlerimi devirerek konuştum

"Abartıyorsun abi." Dedim ve kendimi koltuğa bıraktım. Abim

"Ben mi abartıyorum?" Dedi hayretle. O sırada annem salona girerek

"Neyi paylaşamıyorsunuz çocuklar?" Diye sordu. Abim salondan çıkarken.

Kızıl CadıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin