"Sakin ol ben yanındayım."
Derin nefesler alarak Demir'e yaslandım. Bacaklarım titriyordu. Kafamı Demir'in omzuna yaklaştırıp abime baktım. Hiç kıpırdamadan bize bakıyordu. Abim'in biraz arkasında da Ece şok olmuş bir şekilde olanları kavramaya çalışıyordu. Kafamı Demir'in omzuna koyup gözlerimi yumdum.
"İyi misin?" Diye sordu Demir fısıldayarak. Bütün okul çevremizde toplanmıştı şu an ama benim için önemli olanlar sadece abim ve Eceydi.
"Evet." Diyerek Demir'den ayrıldım. Kafamı Buse'ye çevirerek baktım. Duvardan tutunarak ayağa kalkmış yavaş adımlarla bizden uzaklaşıyordu. Tekrar abim'e baktığımda orda değildi. Gitmişti. Buse'nin peşinden! Burda haklı olan taraf Eceydi! Buse değil. Onu dövmem bizi haksız duruma düşürmüş olsa da... Sinirlerimi zıplatıyordu. Kendime hakim olamıyordum ki!
"İris İyi misin?" Ece bir anda boynuma sarıldı. Bende ona sarıldım. Bütün okul hala bizi izlerken Demir
"Dağılsanıza lan film mi izliyorsunuz!" Diye bağırdı. Ece benden ayrılıp yüzümde ki çiziklerde elini gezdirdi.
"Acıyor mu?" Diye sordu dudağını ısırarak. Cevap vermedim. Beyaz tenli olduğum için kızarmış ve kabarmış olmalıydı birkaç güne geçer izi bile kalmazdı.
"Abim nerde?" Diye sordum Ece'ye bakarak.
"Peşinden gitti.." Dedi kafasını önüne eğerken.
"Noluyor burda?!" Sevgili okul müdürümüz olay yerine gelir gelmez etrafa hiç bakmadan direk yanıma geldi. "İris odama!" diye bağırdı. Kalın ve sinirli sesi bütün koridorda yankılanırken ben önde Demir ve Ece arkamda yürümeye başladık. Bize bakarak fısıldayanlar ve boş boş laf atanlar vardı koridorda. Hiçbirine aldırış etmeden adımlarımı hızlandırdım.
Müdür'ün kapısının önünde durup nefesimi verdim. "Siz burda durun." Dedim Ece ve Demir'e. Kapıyı çalmadan içeri girdim.
Büyük odasında bir o yana bir bu yana volta atıyordu. Eliyle oturmamı işaret etti. Sessizce gidip koltuğa oturdum.
"Tam diyorum İris hanım düzeldi. Kavga yok, yemek savaşı yok, kaçmak yok, hocalara cevap vermek yok. Sonra bil bakalım ne oluyor! İris hanım olay çıkarmış! Bu okul senin istediğin gibi olay çıkartıp istediğin gibi davranacağın bir yer değil küçük hanım. Bundan önce ki her şeyine göz yumdum fakat bu son damlaydı! Hakkında gerekli işlemleri başlatacağım. Şimdi çıkabilirsin." Sandalyeden kalkarak karşısına geçtim.
"Bir tek suçlu ben miyim?..." Devamını getirmeden sözümü kesti
"Buse şu an hastaneye götürülüyor. Beni ilgilendiren konu okulun içinde onu dövmen. Ne hakla bunu yapabiliyorsun!" Dedi öfkesini kusarcasına. Abimi üzüp, Ece'yi ağlattığı için diyemedim tabi ki. Bu gerekli bir savunma değildi. Bir Buse için de yalan söylemeyecektim.
Kapıyı çarparak odadan çıktım. Duvara yaslanmış beni bekleyen Demir ve Ece koşarak yanıma geldiler.
"Ne oldu?" Diye sordu Ece.
"Gerekli işlemeler...Disiplin!" Dedim omuzlarım düşerken. "Madem disipline gidiyorum ben şu Buse'yi öldürüp geleceğim!" Diyerek yürümeye başladım ki Demir beni durudurdu.
"O zaman disipline degil hapis'e gidersin." Dedi hafif gülerek. Ellerimi saçlarımdan geçirdim. Ne yapacaktım ben? En önemlisi annem ve babam! Ben disiplini umursamıyordum ki şu an. Önemli olan annem ve babam'a ne diyeceğimdi.
"Dışarı çıkalım hava al biraz." Diyerek koluma girdi Ece. Birşey demeden bahçeye doğru yürümeye başladım. Bahçeye çıkıp boş bir çardağa geçtik. Ece yanıma Demir'de karşıma oturmuştu. "Keşke sana söylemeseydim. Başına bir iş geleceğini düşümeliydim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kızıl Cadı
Teen Fiction"Bir gün ne?" "Evlnrz." "Düzgün söyle şunu!" "Evlenrz." "Ural!" "Evleniriz." Memnuniyetle gülümsedim. "Tamam devam ediyorum. Sen damatlık yerine batman kostümü giyiyorsun. İlk beraber geçirdiğimiz günde ki gibi..ben de..." Sözümü böl...