LÜTFEN GİTME

438 45 6
                                    

Yatakta gerinerek sol tarafa döndüm ve gözlerimi araladım. Bana bakan bir çift göz görünce çığlığımı tutamadım ve bastım

"Aaaa!" ikimizde aynı anda yatakta ayağa kalktık. Ural..

Tabi ya! Burda onunla uyumuştum ne? Onunla uyumuştum! Bir kez daha!

"Ne bağırıyorsun sabah sabah!"

"Korktum seni görünce." Diyerek yataktan indim. Telefonumu elime alarak açtım. 23 arama ve 8 mesaj vardı. Gözüm saate kayınca saatin 15.08 olduğunu gördüm.

"Oha!" Kelimesi dudaklarımdan dökülürken Ural'a döndüm.

"Ne oldu yine?" Dedi yatağa uzanmış bir vaziyette

"Tüm gün uyumuşuz." Dedim telefonda ki aramalara bakarken. 3 tanesi babamdan, 5 tanesi annemden" 8 tanesi abim ve 7 tanesi de Ecedendi

"Siktir! Toplantım vardı!" Diyerek yataktan fırladı

"Saat 15.00!" Ellerini saçlarından geçirip kendini yatağa attı. Telefonunu eline alarak kulağına götürdü

"Bütün toplantıları iptal et." Diyip kapattı telefonu. Sekreteri olmalıydı aradığı kişi.

Şimdi ben eve gidersem ne diyecektim? Ecelerdeyim diyemezdim kesinllikle abim anlardı. Dışardaydım dersem bu saate kadar ne yaptığımı sorup sorup duracaklardı. Nefesimi dışarı verirken ellerimi saçlarımdan geçirdim.

"Kahvaltı hazırla da yiyelim." Gözlerimi devirerek odadan çıktım. Hızlıca merdivenleri inerek mutfağın olduğu kata ulaştım. Dolapları karıştırarak bir bardak buldum ve su doldurup içtim.

"Yumurtam sucuklu olsun."  Dedi Ural. Kapının pervazına yaslanmış bir şekilde saçlarını karıştırırken. Üzerinde sadece siyah kaprisi vardı. Ve bu bende onu izleme hissi uyandırıyordu. Kendime gelmek adına kafamı iki yana salladım Hızlıca

"Ben gidiyorum." tam mutfaktan çıkacakken önüme geçti ve göğsünde ki dövmesi ile göz göze geldim

"Eğer bana kahvaltı hazırlarsan babana uygun bir yalan söylerim ve sana kızmaz." omuz silktim

"Merak ettiğini bile sanmıyorum." dedim. Mutfağa geri girip dolaptan 2 yumurta ve sucuk aldım. Belki biraz daha merak ederlerse kıymetimi anlarlardı. Ocağın üstünde duran tavaya yağ döktüm. Yağın kızmasını beklerken sucukları güzelce kesip yağın içine attım. Üzerine de yumurtayı kırdıktan sonra güzelce pişirdim.

"Nerden çıktı bu?" tekrar omuz silktim

"Hiç." diyerek tavadaki yumurtayı tabağa koydum. Tabağı masanın üzerine koyup buz dolabından kahvaltılıkları çıkardım. Ural'da kendisine ve bana poşet çay yaparak masaya geçti.

"Seni merak etmeseydi bana emanet etmezdi." dedi. Alayla güldüm

"Amman ne güvenli beni sana emanet etmesi." dedim. Tek kaşını havaya kaldırıp

"Sen..neden babanı vu şekilde sıkıştırıyorsun?" çayımdan bir yudum alıp Kollarımı önümde bağladım.

"Bunun bir önemi yok. Hem..şirket sadece abim ve sana pay edilecek. Bence buna sevinmelisin." diyiverdim bir anda.

"Bu ne demek?" diye sordu ciddi bir tavırla

"Şu demek ben..gerçek kızları olmadığım için şirket sadece ikiniz arasında bölünecek tabii ben varkende baan çok bir pay düşmüyordu ama olsun." dedim.

"Gerçek kızları olup olmaman hiçbirşeyi değiştirmez kızıl. Orda senin de payın var."

"Hayır yok. " çayından büyük bir yudum alıp arkasına yaslandı

Kızıl CadıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin