Zorluklar

299 27 23
                                    

Ural ile olan konuşmamızın üzerinden 4 ders geçmişti ve ben 4 derstir ölü gibi sırada yatıyordum.

"İris..Ayaz'ın Yanından geliyorum biraz toparlan seni merak etmeye başladı." Kafamı sıradan kaldırıp Ece'ye baktım.

"İyiyim. Eğer bir daha beni sorarsa sayısal seçtiği için pişman demen yeterli olur. Abim buna fazlasıyla inanır." Diyerek sıraya geri yattım. Evet derslerim iyi değildi ve okuldan nefret ediyordum...Ama sayısal öğrencisiydim. Bunun tek nedeni ise abimin fazla inek olması ve sayısal okuyor olmasıydı. Annem ve babam abim yapabildiği için benim de yapabileceğimi zannediyorlardı fakat yanılıyorlardı!

"İris tuvalete gidiyorum geliyor musun?" Hayır anlamında yattığım yerden kafamı salladım Ece'ye. Ece elimi tutarak beni çekiştirdi.

"Hadi İris. Öküz gibi yatıyorsun!"

Ah o da öküzdü!

Derin bir nefes alarak kafamı sıradan kaldırdım. Tamam artık toparlanıp kendime gelmem ve Urla ile konuşmam gerekiyordu. Bu şekilde içim rahat etmiyordu. Herşeyi Ural ile konuşup bir çözüm yolu bulabilirdik.

Ece'nin peşine takılarak sınıftan çıktım. Adımlarımı biraz daha hızlandırarak Ece'nin yanına ulaştım. Birlikte tuvalete girdikten sonra Ece ellerini yıkarken bende kollarımı önümde bağlayıp Ece'yi beklemeye başladım.

Tuvalete isimlerini bilmediğim 3 kız girerek köşeye geçtiler ve gülerek konuşmaya başladılar. Ister istenmez gözlerim onlara kayarken uzun boylu olanın dedikleri dikkatimi çekti.

"O kim?" Diye sordu. Yanında ki kız saçıyla oynarken ağzında ki sakızdan büyük bir balon yaptı. Tuvalettesin insafsız çarpılacan! Tabi daha ne kadar çarpılabilirsen?

"Ural...Ural Kuzeyoğlu." Kulaklarımı Ural'ın ismi doldururken kızlara biraz daha odaklandım. Ural hakkında konuşuyorlardı! "Çok mesaj attım. Ama cevap vermedi sevgilisi de yok her yerden baktım. Ama o...O beni çıldırtıyor!" Dedi ve aynaya dönerek boyalı yüzüne baktı.

Ben şimdi seni çıldırtmaz mıyım?

Büyük adımlarla boyalı kızın karşısına geçtim. Kız beni baştan aşağıya ezici bakışlar eşliğinde süzdükten sonra kırmızıya boyanmış dudaklarını araladı.

"Bir sorun mu vardı tatlım?" Dedi ağzını yaya yaya. Ellerimi belime yerleştirerek bir adım daha öne gittim.

"O sakızlı ağzında bir daha 'Ural' ismini duyarsam bu okulu senin başına yıkarım!" Diye fısıldadım sert ses tonumla. Kız gür bir kahkaha atıp

"Sen deliğine çekilsene tarla faresi. Kimsin sen? Ural sana bakar mı zannediyorsun?!"

Kızın dedikleri biraz daha sinirlenmeme yol açarken kızın sarı saçlarını elime dolayarak yere eğdim. Giydiği topuklu ayakkabıların üzerinde zor durduğu için saçını çekmemle birlikte dengesini kaybederek yere düşmüştü.

Kızın üzerine oturarak yüzüne tırnaklarımı geçirdim. Baştan beri sıkmış olduğum yumruğumu kızın gözüne indirirken fısıldadım.

"Bakalım Ural sana bu halde bakar mı?"

Birden kızın üzerinden havalanmam ile etrafıma bakındım. Neredeyse okulun yarısı buradaydı ve abim beni kızın üzerinden almıştı. Kıza o kadar odaklanmıştım ki sesleri hiç fark etmemiştim bile. Abim beni tuvaletten çıkartıp yere indirdiği an eteğimi çekiştirerek düzelttim. Dağılmış saçlarımı da elimle geriye attıktan sonra abime döndüm.

"Neler oluyor İris? O kavganın amacı neydi? Okula döndüğün nasılda belli oluyor!" Diyerek beni kolumdan tuttu ve kalabalığın arasından çekiştirerek çıkarttı.

Kızıl CadıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin