20

1.7K 121 18
                                    

Güneş doğalı bir saatten fazla olmuştu ancak ikimiz de kalkmak istemiyorduk. Gecenin sonuna dek sönmeye yüz tutan ateşi yeniden canlandırmaya kimsenin eli gitmemişti. Üzerimdeki gelinliğimle göğsüne uzanmış, saçlarımı karıştırıp durmasını tenime kazıyordum. Kafam dopdoluydu, öğrenmek istediğim çok şey vardı ve cevapları sadece ondaydı. Konuşmasını bekledim, saatler boyunca bir şeyler söylemesini umdum ancak o sadece hareketsizce yatarak saçlarımı karıştırmaya devam etti. Derin bir nefes alıp avucuna hapsettiği elimi kurtararak göğsüne bıraktığımda dalgın bakışlarını tavandan alarak gözlerime çevirdi. Çok kısa bir an gözleriyle buluşan gözlerimi ondan kaçırıp yeniden göğsüne sığındım, düşüncelerimi toparlamam gerekiyordu ancak öylesine karışık bir şeyin içindeydim ki, çözümü yine uzak durmak istediğim adamdaydı. "Hera?" Adımı sessizce soluduğunda gözlerimi kapatarak söylediklerini düşündüm. Benim doğru dürüst tanışmaya bile fırsat bulamadığım babamı görmüştü, belki de ona dokunmuştu ve şimdi buradaydı. Belki ona sorarsam yerini söylerdi ancak bunu yapmasını istemediğimi de biliyordum. Ajax'dan sonra yeni bir trajediyi daha kaldırabilecek kadar güçlü değildim.

Yattığım yerden başımı kaldırarak gözlerine baktığımda bir eli hala saçlarındaydı ve gözleri gözlerimi merak içinde izliyorlardı. "Babamı tanıyor muydun?" diye sordum, bunu soracağımı bile bilemeden sormuştum, zihnim düşüncelerimden önde hareket ediyor gibiydi. Bir cevap almak ümidi içine girerek gözlerine bakmayı sürdürdüğümde bana sadece son derece sakin bir baş sallama yolladı. "Bu evde onunla birlikte yaşardım." Söylediği ile aniden fırlayınca geriye düşmemem için belimi yakaladı, gözlerinin içine merak içinde bakıyordum. Bana her şeyi anlatmasını istiyordum, her şeyi. "Bilmem gereken başka ne var Ajax, söyler misin?" Doğrularak beni karşısına aldı ve gözlerimin içine doğrudan bakacak şekilde oturdu. "Benim ailem, öz amcam Robert Petrovic tarafından öldürülünce üvey amcam Balian tarafından evlat edinildim." Gözleri hatırladığı bir şeyden rahatsız olmuş gibi kısılıp küçülürken ısırdığı dudakları renk değiştirdi. Uğradığım şokla kırılan kalbim onun için acımaya başlarken aynı zamanda sorguluyordu da. Amcam neden Ajax'ın ailesine zarar vermek istesindi ki? Aklım almıyordu. "Ajax?" Adını seslenerek gözleriyle iletişim kurmaya çalıştım, kollarım çevresine dolanmak için daha fazla bekleyemezlerdi ancak onlara sabretmeleri gerektiğini hatırlattım, öncesinde yanıt almam gereken sorularım vardı. "Amcam neden ailene zarar verdi? Anlayamıyorum." Gözlerini gözlerimin arasında gezdirmeyi sürdürdü, bunun anlamını artık biliyordum, kendini konuşmaya hazırlarken yaptığı rutin şeylerden biriydi. "Anlayabilmen için en başından başlayacağım." Avuçlarını pantolonuna silerek pozisyonunu düzenledi. "Dedemiz, gerçekten zengin bir adamdı ve bu köyün sahibiydi Hera."

"Bunu biliyorum!" Amcamdan dinlediğim hikayelerden aklımda kalan şey, söylediği ile uyuşunca heyecanla şakımıştım, bu hoşuna gitse bile belli etme taraftarı olmadan, ciddiyetini koruyarak söze devam etti. "İkinci evliliğinden olan tek amcam Balian'dı, yani senin baban, küçük Hera'm.." Bir eliyle başımı okşayarak gözlerini saçlarımda dolaştırdı. "Dedemiz ölüm döşeğindeyken köyün farklı kısımlarını oğulları arasında paylaştırmak istedi, benim babam büyük olduğu için bu köy ona kaldı, Robert amca buradan birkaç mil uzaklıktaki bir köyü ve Balian amca da seni aldığım kasabanın yeni sahibi oldu." Islattığı dudaklarını ısırarak yatağın üzerinde duran elimi havaya kaldırdı ve nemli dudaklarını üzerinde gezdirdi. Dudaklarından uzaklaştırdığı elimi avuçlarına hapsederken anlattıklarının bundan ibaret olmadığını biliyordum, gözleri çok şey anlatmak istiyor ancak dili buna engel oluyordu. "Para hırsı, öylesine kötüdür ki küçüğüm, bütün aileyi ve diğerlerini yakıp küle çevirir. Ailemizin dağılmasının yanı sıra birçok insanın ölümüne bile yol açtı." Gözleri uzaklarda bir şeyler arar gibi dalıp gittiğinde uzun bir süre öyle kaldı, ses çıkarmadan anlattıklarını dinliyor ve her seferinde biraz daha çok şoka giriyordum. "Bugünkü kasaba, bu köyün devamı ve babama ait köyün hepsi masum insanlarla doluydu ancak Robert acımadan hepsini öldürmeye çalıştı. Geriye sadece bir avuç insan olarak bu köyde kaldık." Dolu gözleriyle konuşmaya çalıştığında onu daha önce hiç bu kadar üzgün görmediğimi düşündüm, onun en başından beri kalpsiz katı bir adam olduğunu öne süren düşüncelerimin hepsi şimdi kum tanesi kıvamına gelmiş ve içimin rüzgarlarında parça parça savrulmuştu. "Hepsi masumdu Hera, hepsi." Ellerimi avuçlarına alıp yanaklarına bastırırken onu kendime çekerek başı göğsüme düşene kadar sardım, kollarımın arasında küçülen bir dünya vardı sanki.

"Eğer amcam Balian olmasaydı, eğer kendi payına düşen toprakları bu köyün insanlarını kurtarmak için koşulsuzca Robert'a vermeseydi şimdi ailemizden geriye hiçbir şey kalmayacaktı." Kollarımın arasında kayıp kendine rahat bir pozisyon bulana dek debelendi, sonunda bulduğundaysa başı dizlerimin üzerindeydi. "Sen bu yüzden benim için çok önemlisin, Hera. Ben Balian amcama bir söz verdim ve sen artık buradasın." Ellerim yanaklarındaki sakallarını okşarken bir başkasıyla konuşuyormuş gibi, boş gözlerle tavana bakarak mırıldandı. Orada babamı görüp görmediğini düşünmeden edemedim.

"Söz verdiğim gibi."

the mask | zmHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin