Kalbim boğazımda atıyordu. Ellerine asılıp gitmemesi için daha çok yalvarmadığımdan içim acıyordu. Gerekirse beni öldürmesini ancak gitmemesini istemeliydim. Başımıza ne geldiyse hepsi benim yüzümdendi. Bu köyde olmasaydım insanlar zarar görmeyecekti.
Ellerim yaralanan koluyla uzandığı yataktan beni çağıran Gothel Ana'nın ellerini tutuyordu. Yorgun gözlerindeki geri dönen endişelerini görebiliyordum, o gözler çok acı çekmişti ve çekmeye de devam ediyordu. "Sana her şeyi anlatmam gerekiyor." demişti beni çağırdığında ancak dakikalardan sonra sessizlikten başka bir şeyi dinlemiyorduk. Dağın eteklerine sığındığımız, Ajax'ın yıllar önce düşündüğü ve kendi elleriyle yaptığı ahşap kulübeler herkes için emniyetli ve güvenliydi. Gıda ve giyecek dışında ilaç yapabilmek için küçük bir oda bile ayrılmıştı ki bu benim çok işime yarayacaktı. Eğer geri dönerlerse içlerinde yaralı birilerinin olacağını düşünüyordum. Eğer geri dönerlerse..
"Hera," adım yeniden söylendiğinde dalgın bakışlarım Gothel Ana'nın gözleriyle buluştu. Ondaki tedirginliğin bende de olduğunu anlıyordu ancak ikimiz için de hatta bütün köy için bile yapabilecek bir şeyimiz yoktu. Burada kalıp Ajax'ın dönmesini beklemeliydik. "Sana bütün hikayeyi en başından anlatacağım ancak bana söz vermelisin." Sıkıca kavradığı parmaklarımı bırakmadan diğer eliyle kolumu yakaladığında merakım büyümüştü, daha fazla endişe duymama sebep olacak bilgi edinmek istemiyordum ancak Ajax'ın hayatı söz konusu olacaksa, her şeyi bilmem gerekiyordu. "Bu konuşmaların hepsi aramızda kalacak." Merakım bu gizemli konuşmanın sonunda binbir parçaya bölünecek gibi hissediyordum, öğreneceğim şeylerin tüyler ürpertici olmasının yanı sıra akıl karıştırıcı olması beklediğim bir şeydi ancak sonuçlarının daha kötü olmasından korkuyordum.
"Yıllar önce, Ophelia kendisini kaçıran bir adamla evlendi. Başlangıçta her şey çok iyiydi, birbirlerini seviyorlardı. Ta ki, adam bir kadına aşık olana dek." Elimin üzerindeki deriyi okşayarak dolan gözleriyle konuşmaya çalıştı. "Adamın aşık olduğu kadın, erkek kardeşinin karısıydı ve sen o kadının kızısın, Hera." Kendimi ansızın geriye çektim, nefesim kesilmiş gibi boğazımdan yukarıya çıkmıyordu. Anlam veremiyordum, konunun Bayan Ophelia ile ne alakası olduğunu çözebilmek imkansızdı, öğrenmem gereken ve beni sarsacak öyle çok şey vardı ki, birilerinin bunu çabucak yapması gerekiyordu. Ancak hasarsız bir şekilde hallolmayacağı kesindi. "Robert Petrovic, Ophelia'nın kocası, Ajax'ın babası, Hera." Az öncekileri sindiremeden öğrendiğim bu yeni şey ile bacaklarımın titremesine engel olamadığımı hissettim, eğer amcam Ajax'ın babası ise, kocamın bahsettiği ve babası bildiği adam kimdi? Zihnim çok bulanmıştı, öyle ki bunu Ajax'ın bile bildiğini sanmıyordum. Gözlerimi kapatarak derin bir soluk aldım ve yanaklarımı ıslatacak olan göz yaşlarını serbest bıraktım. "Ama Gothel Ana, o bana başka bir adamdan söz etmişti." Dudaklarım kuruyarak birbirine yapıştığında benim gibi ağlamaya başlayan Gothel Ana nefes alarak kendini konuşmaya hazırladı. "O küçük bir çocukken Robert onları bırakıp gitti. Ophelia sinir krizleri geçirdi ve kendi bebeğine bile sahip çıkmak istemedi, köyden kaçtı ve Ajax büyüyene kadar dönmedi. Onun yokluğunda, abisinin karısına aşık olduğunu bilen Balian, çaresiz bebeği yanına aldı ve kendi oğlu gibi yetiştirdi."
Acılarını bir anda içinden atan Gothel Ana omuzlarındaki yükü hafifletmiş ancak benim omuzlarıma yüklemişti. Bilmemen gereken şeyleri biliyordum şimdi, Ajax için çarpan kalbim onun için acı da çekiyordu. Kalbim binlerce parçaya bölünmüş, geri dönmesini büyük bir umutla beklediğim adam için atıyordu. O geri döndüğünde varlığını kollarımın arasına almak istiyordum, bedenini bedenimde eritmek ve içime karıştırmak. "Peki," derin bir soluk alarak son sorularımı sormak üzere konuşmaya çalıştım. "Amcam köye hiç dönmedi mi?" Doğrulmaya çalışarak gözlerini kuruladığında kalbim söyleyeceği şey ile yerinden çıkacakmış gibi atmaya başladı, bunu öğrenmem neden bu kadar önemliydi bilmiyordum ancak bir şekilde bilmek istiyordum da. "Sadece bir kez geri döndü." dedi sesindeki ton, iyice kırılgan bir hale bürünürken gözleri tekrar dolmaya başladı. "Anneni beraberinde götürmeye çalıştı ancak bunu yapamayınca kendi bebeği yerine seni aldı ve.." Söyleyip söylememe konusunda kararsız kalmıştı ancak bunun sonunda geri dönüş olmayacağını biliyordu da. Gözlerini kaçırdığı gözlerime bakması için çabalarken aklımdan geçirdiğim ancak gerçek olmasını istemediğim o şeyi söyledi.
"Ve annen ile babanı öldürdü."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the mask | zm
FanfictionHerkes yüzündeki Maske'ye binlerce efsane uyduruyordu ancak kimse gerçeği bilmiyordu. Benim dışımda.